Berrin Pehlivan

Berrin Pehlivan

Berrinpehlivan@gmail.com

Tüm Yazıları

Yaz geliyor, güneş ışınları yine tepimizde yükselmeye başladı. Cildimize her zamankinden daha özenli davranmamızın zamanı geldi. Özenli davranmak derken kastettiğim sadece yüzünüzdeki kırışıklar için yapılacaklar ya da süreceğiniz faktörü yüksek bir güneş koruyucu değil; en sık görülen kanser olan cilt kanserlerine karşı dikkatli olmak ve alacağınız önlemler..

Cilt kanseri deyince pek çok alt tipi var ancak en öldürücü olanlarından biri malign melanom. Malign melanom, en tehlikeli cilt kanseri olduğu gibi son yıllarda daha çok görmeye başladık. Bu işi yine iyi bilenlerden birine, sevgili Doç. Dr. Gökhan Okan Hoca’ma sordum. Bir kere daha vakit ayırıp, değerli görüşlerini paylaştığı için kendisine teşekkür ediyorum.

Haberin Devamı

- Malign melanom nedir, öncelikle tanımını yapar mısınız?

Malign melanom, deriye rengini veren melanosit denilen hücrelerden kaynaklanır. Diğer kanserlere göre daha genç yaşta ortaya çıkar. Erkeklerde sırt, kadınlarda alt bacak en sık görüldüğü yerlerdir ama bu vücudun başka yerlerinde görülmeyeceği anlamına gelmez.

- Kimlerde daha çok görüyoruz, risk faktörleri var mıdır? Bu faktörleri bilirsek, belki riskli popülasyonu da ayırabiliriz.

Güneşe maruz kalınması: Hem UVB hem de UVA ışınları melanom için risk faktörüdür. Zaten güneş yanıkları ile melanom arasındaki ilişkiyi gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Özellikle çocukluk çağındaki güneş yanıklarının yaşamın diğer dönemlerindeki yanıklara göre daha zararlı olduğunu görüyoruz. Bu yüzden çocuklarımızı da güneşten korumayı ihmal etmemeliyiz. Bronzlaşmak amacıyla kullanılan yapay ışık kaynakları da içeriklerindeki UVA ışınlarından dolayı melanom için risk oluşturuyor.
Aile öyküsü: Birinci derecede akrabalarda bir kişi melanom ise riski üç kat artıyor, kişi sayısı arttıkça risk de katlanıyor.
Fenotipik özellikler: Mavi gözlü, açık yada kızıl saçlı, açık tenli kişilerde melanom riski daha fazladır. Saç rengi göz rengine göre daha önemli bir risk faktörüdür.
Benler (melanositik nevüsler): Melanom olgularının üçte biri nevüslerden gelişmektedir. Nevüs boyutundan çok, nevüs sayısının fazlalığı melanom açısından risk teşkil eder. En riskli grubu displastik nevüslerdir. Doğumsal melanositik nevüslerde de melanom riski artmıştır.
İmmunsupresyon (bağışıklık sisteminin baskılanması): Transplant hastalarında ve lenfoma gibi kanserlerde melanom riski daha fazladır.

Haberin Devamı

Malign melanom ve tedavi yöntemleri

- Alt tipleri var ve bunlar hastalığın tedavi kararını ve gidişatını belirliyor. Bu alt tipler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Melanomların beş farklı tipi mevcuttur. Yüzeyel yayılan malign melanom, nodüler melanom, lentigo malign melanom, akral malign melanom ve dezmoplatik melanom çeşitleridir.

Yüzeyel yayılan melanom: En sık görülen melanom çeşididir ve genellikle benlerden gelişir. Erkeklerde en sık gövdede, kadınlarda alt ekstremitede yerleşir. Aralıklı ve yoğun UV etkisi ile oluştuğu düşünülmektedir. Düzensiz sınırlı, asimetrik ve renk değişikliği gösterebilen 6-8 mm’den büyük lezyonlar olarak karşımıza çıkar.

Nodüler melanom: Bacaklar ve gövde en sık yerleşim bölgeleridir. En kötü prognozlu melanom çeşididir. Hızla büyümesi bu alt tip için çok tipiktir.

Haberin Devamı

Lentigo malign melanom: Kronik güneş hasarı olan yaşlılarda, yanak, burun, alın, kulak ve boyun gibi güneş gören bölgelerde daha sık görülür.

Akral malign melanom: Akral bölgelerde yani el, ayak, kulak gibi UV etkisi daha az bölgelerde ortaya çıktığından, neden olarak güneş ışını dışındaki faktörleri düşünmek gerekir. Tipik olarak avuç içleri, ayak tabanı ve tırnak yatağında yerleşir.

Dezmoplastik melanom: Baş-boyun bölgesinde daha sık gözlenir. Yara izine benzer bir cilt kalınlaşması şeklinde başlar. Sıklıkla cilt rengindedir ama koyu renkli hale gelebilir, sinir dokusu yayılımı ve derin doku tutulumu gözlenir.

Bunları tek tek anlatmamın sebebi, melanomdan şüphelenmek ve doktora erken başvurmak önemlidir. Doktor açısından da aynı şekilde şüphelenip hastayı biyopsiye yönlendirmek gerekmektedir. Tanıyı koyduracak tek bir kriter yoktur. Asimetrik, düzensiz sınırlı, keskin sınırlı olmayan, belirgin renk değişikliği olan, çapı 6 mm’den büyük olan lezyonlarda melanomdan şüphenilmelidir. Son zamanlarda çapında artma olan, kabaran lezyonlarda tanı kriterleri arasında yer almaktadır. Vücudumuzdaki benlerde melanom düşündüren en önemli bulgu son zamanlarda değişime uğramasıdır. İleri yaşlarda ortaya çıkan pigmente lezyonlar dikkatle incelenmelidir.

- Kesin tanıyı nasıl koyarız?

Melanom kesin tanısı biopsi ile konulur. Patoloji sonucuna göre hastalığın başka yere gidip gitmediği araştırılır.

- Tedavisinde neler yapılıyor?

Malign melanoma tedavisi öncellikle cerrahidir. Cerrahi ile çıkartıldıktan sonra patolojik özelliklerine göre; radyoterapi, kemoterapi ve son yıllarda uygun hastalarda immünoterapi iyi bir seçenek olabilir. Tedaviye başlamadan önce hastalığın evrelendirilmesi yani tüm vücudun görüntülenmesi gerekliliği unutulmamalıdır.

Nasıl korunacağız?

En önemli yolu güneşten korunmaktır. Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce faktörü yüksek bir güneş koruyucu tüm açıkta olan bölgelere sürülmelidir. Güneşin zararlı etkileri ilk 18 yaşta daha fazla olduğundan güneş koruyucu kullanımına erken yaşlarda başlanılmalıdır. Sabah sürüp çıkmak yeterli olmaz, birkaç saate bir yenilenmesi gerekir. Bronzlaşmak için solaryum kesinlikle tercih edilmemelidir. Kişiler düzenli vücutlarını kontrol etmelidir. Mevcut olan benlerinde, doğum lekelerinde değişiklik fark ettikleri anda gecikmeden cildiye hekimlerine başvurmalıdırlar.
Son zamanlarda D vitamini çok popüler; birçok kanser türünün oluşma riskini azalttığı düşünülüyor. Bu etki için kan seviyesinin 30 ng/mL’dan yüksek olması öneriliyor. Bu nedenle kan düzeyini belli aralıklarla ölçtürmek melanomdan korunma konusunda da iyi bir adım olabilir.
Verdiği bilgiler için Doç. Dr. Gökhan Okan Hoca’ma teşekkür ediyorum. Malign melanom zor bir hastalık, ancak ondan korunmak çok veya erken dönemde fark edip hemen tedavisini yaptırmak çok daha kolay. Yeter ki dikkatimiz biraz olsun kendimizde olsun...