EGE’NİN BLU SAPPHIRE’İ
Türkiye limanlarından kalkıp, Ege Denizi’ndeki adaları dolaşan gemiler son yıllarda popüler olmaya başladı. Bu arada zaten Ayvalık’tan, Çeşme’den, Bodrum’dan, Marmaris’ten ve daha birkaç limandan günübirlik seferler revaçta ve her iki taraftan da keyif dolu bir trafik yaşanmakta...
Bu yaz Bodrum çıkışlı olacak Selectum Blu Cruises şirketine bağlı Blue Sapphire gemisiyle Kos, Santorini, Mikonos ve Rodos adalarını gezmek mümkün. Bu cennet köşelerde uzun saatler geçirebilir ya da gece kalabilirsiniz. Mikonos’ta konaklama yerleri şehrin merkezinde, sadece Santorini’deki inme-binme yerleri biraz mesafeli.
YEMEK MUHTEŞEM
Geminin yemek ikramı gayet kaliteli, çeşitli ve bol. Deneyimli yiyecek-içecek müdürü Ömer Görgülü yönetimindeki bir ekip, günün ve gecenin uygun saatlerinde misafirlerin emrinde. Açık büfede adeta a la carte gibi hizmet veriliyor. Şef Ferhat Çalışkan ise gençliğinden beklemediğim bir tecrübeyi sergiliyor.
Blue Sapphire’in bir başka özelliği de değişik güvertelerde devam eden eğlenceleri... Öyle ki insanları sıkmadan ve çok yüksek volümde olmadan sürüyor. SPA ve gym, geminin seyir esnasında en rağbet gören üniteleri. Bunların yanı sıra çocuklar için oyun odaları, eğlence merkezleri büyükler için kütüphane, sohbet için cafe, Merit International’ın yönettiği şans oyunları salonu, free shop mağazaları, masa tenisi, kart odası ve planlanan şov saatlerinde açık olan club house da dikkat çeken sosyalleşme alanları...
İTALYAN LEZZETLERİ
La Brasseria İtalyan restoranı, genelde akşamları faaliyette... Başlangıçlarda capaeno di maya ve deniz mahsulleri salatası öne çıkıyor. Tercihim bahçe yeşillikleri, enginar kalbi, kuru domates ve parmesan ile gayet başarılıydı. Sonrasında şefin ikramı olarak gelen peynirli fondü ile sunulan bal kabağı çorbası, klimalarla üşüyen içimi ısıttı. Pizzaları bıraktık ve kuşkonmazlı risotto’yu seçtik. İsabet etmişiz! Kendimi Roma’da bir şef mekanında gibi hissettim.
Ana yemek olarak kıtır patates ve sotelenmiş orman mantarı eşliğinde ördek konfi aldık. Bu tabaktaki sos da yemeği kadar lezizdi. Gece tiramisu ile son buldu.
Arzu edenler için Taylandlı bir şefin yönetimindeki suşi restoranı da hizmet veriyor.
Sonuç olarak muhteşem yemek, beş günde beş ayrı mekan, değişik kültürler ve eğlence istiyorsanız, işte size bir farklılık...
BODRUM’DA LEZZETLİ BİR DURAK
Yaz başından beri vakit buldukça Bodrum merkezin arka sokaklarını gezmeye çalışıyorum. Dolaştıkça da karşıma neler çıkıyor bir bilseniz...
Bunlardan birisi olan Cro&Cups 2020 yılında İstanbul Küçükyalı’da genç bir kruvasan sever müteşebbis olan Belgin Kaya ve Yenal Kaya tarafından kurulmuş. Aile aslen Eskişehirli. Şu anda iş büyümüş, Moda, Bodrum ve Göcek’te şubeler açılmış. Önümüzdeki günlerde dondurulmuş ürünlerle de ihracata başlayacaklar.
“Burada olayın püf noktası nedir?” diye sorduğumda, “Hamurun yapıldıktan sonra eksi 18 derecede iki gün dinlendirilmesi ve yüzde yüz tereyağı kullanılarak elde imal edilmesi” diye özetliyor. Bunun yanında çok farklı kruvasan ürünleri de yaratmışlar. Bir de kahve konusunda çok başarılılar. Çeşit olarak füme etli, bademli ve çikolatalı spesiyal kruvasanlar, çok tercih edilenler...
Dilimlendikten sonra tekrar fırınlanan kıtırlar peynir tabaklarına ve değişik aperatiflere eşlik edebilirler.