Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hiç tahmin edeme- yeceğiniz bir yerde, sadece bir kişinin çabasıyla neler yapılabildiğinin güzel bir örneği, Hüsamettin Koçan’ın Baksı Müzesi.
Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta, doğduğu Bayraktar (eski adıyla Baksı) köyünde kurduğu Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü de kazanan müze 20. yıl kutlamalarına devam ediyor.

Baksı’nın 20. yıl programı çerçevesinde Depo Müze’de gerçekleşen sergilerden biri de ‘20. Yıl için 20 Yapıt’tı.

Pandemi sürecinde günlük yaşamımızın vazgeçilmezi haline gelen ‘Maske / Çağrışımlar’ı konu alıyordu.

Mustafa Horasan, İrfan Önürmen, Mike Berg, Alp İşmen, Beyza Boynudelik, Mehmet Dere, Fırat Engin, Ferhat Özgür, Gülcan Şenyuvalı, Halit Berker, Özlem Süer, Simay Bülbül, Merve & Kerem Ariş (uniqka), Hatice Gökçe, Enis Karavil, Ayşegül Hotiç, Felekşan Onar ve Aykut Erol sergiye katılan sanatçılar arasında.

Şimdi ise bu sergi Baksı Müzesi’nden İstanbul’a geliyor.

Yeni kültür sanat merkezi Fişekhane’ye.

Büyükyalı’da tarihi bir binada yer alan Fişekhane’de Contemporary Istanbul Vakfı’nın Cocoon adlı bir mekânı var.
Geçen Temmuz ayında Art On ile birlikte, Gökşen Buğra küratörlüğünde ‘Kozayı örmek’ adlı sergiyle açılışını yapmışlardı.
Şimdi ise 20 sanatçı ve tasarımcının eserlerini bir araya getiren ‘Maske / Çağrışımlar’ sergisi için Baksı Müzesi kurucusu Hüsamettin Koçan, “Hayatımızın merkezine oturan pandemiyi ve ‘maske’ imgesini, en iyi bildiğimiz dille, sanatla yorumlamaya çalıştık, anlam araştırmasına giriştik” diyor.

“Maske, tarih boyunca hayatımızda var oldu. Önce vahşi doğada kendimizi korumak, kamufle etmek için boyandık, maskelerin ardına gizlendik; sonra pagan ayinlerde... Ve ‘koruyucu’ maske giderek davranışsal bir biçim aldı...

Görüntü ve davranışların, örtücü, yanıltıcı, koruyucu gücünü keşfettik.

İnsanlık beklenmedik bir anda uğradığı bu cüssesiz ama cüretkâr saldırı nedeniyle paniğe ve umutsuzluğa kapılırken, sanatçılar, dünyanın her tarafında korunmanın temel unsuru olarak gösterilen maskelerle barışmaya çalışıyorlar. Bu bağlamdan hareketle güncele yanıt ararken, insanın maskeyle olan kadim ilişkisini sorgulayan bir çeşitlilik oluşturuyorlar.” diye özetliyor.

Baksı Müzesi’nden sonra şimdi de Zeytinburnu’ndaki Fişekhane’nin tarihi dokusunda yer alan Cocoon’da açılacak sergi bugün başlıyor.
21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir.

Tabii maskeli ve mesafeli olarak.

Kültür mirasına dönüştü

Fişekhane’nin bulunduğu tarihi alanlardaki ilk yapı 1846’da yapılan demir fabrikasıydı.

1910’lara kadar eklemelerin yapıldığı bina, mühimmat, fişek ve ordunun ihtiyacı olan metal aksamlar üretimini üstlendi.

Tesis, 1950’lerden itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait Tank Bakım Fabrikası olarak 2010’a kadar faaliyet gösterdi.

1847’de Sultan Abdülmecit’in ziyaret ettiği yapının tarihsel önemi de bulunuyor.

1866-68 yılları arasında dünyanın ilk seri atışlı sahra topunun döküldüğü tarihi fabrikadaki çizim ve tasarımların, 2. Abdülhamit’in izniyle Alman Krupp firmasına verildiği ve şirketin bu sayede Almanya’da kendi toplarını üretebildiği kaydediliyor.

Yapıların aslına sadık kalınarak yapılan restorasyonu ise, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi’nden akademisyenlerin danışmanlığında gerçekleşiyor.

Fabrika-ı Hümayun kompleksi içinde 1881’de Fişekhane olarak inşa edilen ve 180 metre uzunluğu nedeniyle ‘Tarihi Uzun Bina’ olarak adlandırılan bir bina da yer alıyor.

İşte bu bina, restorasyon süreci sonunda, endüstriyel mirastan kültür mirasına dönüştü.