Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sosyal medyada görmüş- sünüzdür: “Kültür sanat ve eğlence sektörünün içinde bulunduğu zor duruma gözünü yumma! Onların şimdi sana ihtiyacı var. Sahneleri kapanmaktan kurtar! #Gözünüyumma” yazılı duyuruları.

İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, kişisel Twitter hesabında, “Bildirgede masaj salonları ve kıraathaneler, halı saha her şey her şey hakkında ne yapacaklarına dair ibare var. Konser salonları, canlı müzik, festivaller, kültür merkezleri hakkında tek kelime yok. Yok sayılmışız. Çok iç acıtıcı” diyor.

Haberin Devamı

Nükhet Duru ekliyor: “Müzik, eğlence ve kültür sanat sektörlerinde kimse çalışmıyormuş gibi davranılmasına söyleyecek sözlerimiz tükendi.”

Biz bunları konuşurken geçen yıl pandemi nedeniyle iptal edilen dünyanın en önemli müzik festivallerinden Montreux Caz Festivali bu yılki programını açıkladı.

2-17 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek festival daha önceki yıllarda kullandığı kapalı konser salonlarını bu yıl kullanmıyor, bunun yerine tüm konserleri açık hava alanlara taşıyor.

Benzer uygulamalar bizde de kolaylıkla yapılabilir.

Birçok müzisyen için Montreux’de çalabilmek, festival programında yer almak bir prestij unsuru.

Montreux Caz Festivali her müzik türüne açık ve eşit mesafede.

Çünkü kurucusu Claude Nobs müziğin temelinin caz olduğuna inanıyor.

O yüzden ilk günden beri her müzik türüne yer vermiş festival programında.

Aynı anda bir klasik piyano yarışması da yapılıyor, elektronik müzikle sınırlar da zorlanıyor.

Dünyanın her yanından müzikle ilgilenenler temmuz ayında Montreux’ye koşuyor.

Festivalin Türkiye’yle de güçlü bir bağı var, “Bugün burada olmayı, bu festivalin gerçekleşmesini Ahmet Ertegün’e borçluyuz” diyor festival komitesinde yer alan Peter G. Rebeiz.

Festivalin gerçekleşmesi müzisyenlerle dostluğuyla ve çılgın partileriyle bilinen Claude Nobs’un bundan tam 55 yıl önce Ahmet Ertegün’ün müzik şirketi Atlantic Records’ın kapısını çalmasıyla başlıyor.

İsviçre’nin de katkısıyla Montreux’yü bir festival şehri haline getiriyor Claude Nobs.

Montreux’de tam iki hafta boyunca festivalle yatılıp festivalle kalkılıyor.

Haberin Devamı

Carlos Santana’dan Quincy Jones’a kimi ararsanız burada görmek mümkün oluyor.

Bu yıl programda tanıdık bir grup da var: Hollanda’da doğan Türk grubu Altın Gün.

Altın Gün, Hollanda ve Türkiye’den sonra ABD medyasının da dikkatini çekti, New York Times’a da konu oldu.

Hikâyesi de ilginç: Hollandalı müzisyen Jasper Verhulst, 2016’da bir grupta bas gitar çalarken kariyerinde yeni bir yön arayışında.

Verhults, bir akşam 1970’li yıllardaki favori Türk rock şarkılarını dinlerken geleneksel Türk melodilerinin psikedelik rock müziğiyle harmanlanmasından etkilenerek, “İşte yapmak istediğim bu” diyor.

Şarkıları kendisiyle birlikte cover yapacak müzisyenler bulmak için Amsterdam’daki Türk marketlerine ilanlar asıyor, Facebook’tan da paylaşımlar yapıyor.

Bugün altı kişilik bir grup olan Altın Gün’ün Türk üyeleri Merve Daşdemir ve Erdinç Ecevit, Facebook’taki o ilanlar sayesinde gruba katılıyor.

Grubun kalan üyeleri İngiliz ve Hollandalı isimlerden oluşuyor.

2019’da Türkçe şarkılarla ilk kez bir grup, Grammy ödüllerine aday gösteriliyor.

Haberin Devamı

Altın Gün, tam da ABD ve Avrupa’da önemli festivallerde sahneye çıkmaya hazırlanırken pandemi başladı ama şimdi Montreux Caz Festivali’yle pandemi sonrası iyi bir başlangıç yapacaklar.

Dileyelim, Türkiye’deki müzisyenler ve sahne performansları sanatçıları da yakında Kovid-19 önlemleri çerçevesinde yeniden sahneye kavuşabilsinler.