Robert Kolej’deki ortaokul ve lise yıllarım boyunca öğrencilik hayatımda önemli yer etmiş üç iş insanı vardı: Feyyaz Berker, Nejat Eczacıbaşı ve Suna Kıraç.
Bu üç ismin ortak yanı Robert Kolej’e yaptıkları bağışlar ve tabii bu sayede yapılan, kendi isimlerini taşıyan binalardı.
Feyyaz Berker Hall donanımlı laboratuvarlarıyla harika bir fen binasıydı ve benim gibi fizik ve kimyaya merakı olmayanlar için korkulu rüyaydı.
Nejat Eczacıbaşı Hall harika bir spor salonuydu ve yine benim için korkulu rüyaydı.
Suna Kıraç Hall ise bir okulda olabilecek en iyi tiyatro salonuydu ve yeteneğiniz olsun olmasın kendinizi büyük bir prodüksiyonun parçası hissedebildiğiniz, sorumluluk aldığınız, sahne tozu yuttuğunuz ya da sahne arkasında ne kadar ciddi bir düzen ve emek olduğunu öğrendiğiniz, en önemlisi de öz güven kazandığınız büyülü bir yerdi.
Belki de ondan teneffüslerde, öğle yemeğinde fuayede buluşur, okuldaki boş zamanlarımızın çoğunu da bu binada geçirirdik.
1960 mezunu Suna Kıraç yıllarca işte bu yüzden dilimizden düşmedi.
1997’de liseden mezun olduğumda bile ne yazık ki bu kadar farkında değildim, ama şimdi daha iyi anlıyorum Suna Kıraç’ın Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Koç Lisesi, Koç Üniversitesi başta olmak üzere birçok kurumla Türkiye’de eğitime ne kadar büyük bir katkı sağladığını ve benim gibi birçok kişinin eğitim hayatında ne kadar önemli iz bıraktığını.
Türkiye’de eğitime olduğu kadar hiç şüphesiz kültür-sanat hayatına da büyük katkısı oldu, özellikle de Pera Müzesi’ni kurması ile.
Kendisini sevgi, saygı ve Suna Kıraç Hall’daki güzel anılarımla hatırlayacağım.
Çağdaş sanat dünyasında ikinci Saatchi dönemi
Damien Hirst, Tracey Emin gibi 1990’ların genç İngiliz ressamlarını çağdaş sanat dünyasına kazandıran ünlü reklamcı ve koleksiyoner Charles Saatchi, uzun zamandır Londra Chelsea’deki Saatchi Galeri’de ödüllü koleksiyonunu sergiliyor, galeride geçici sergilere de ev sahipliği yapıyor.
Şimdi ise kızı Phoebe Saatchi Yates babasının izinde ilerliyor, eşi Arthur Yates ile Mayfair’de dev bir sanat galerisi açmaya hazırlanıyor.
Galerinin amacı genç sanatçılara fırsat vermek ve Charles Saatchi’nin galerisinden farklı olarak genç sanatçılara sadece kariyerlerinin başında değil, tüm kariyerleri boyunca destek olmak.
Açılış İsviçreli sanatçı Pascal Sender’in sergisiyle 15 Ekim’de.
Perakendeden sanat dünyasına büyük transfer
Londra’nın en büyük, en lüks mağazalarından biri Fortnum & Mason. Ewan Venters, uzun zamandır Fortnum & Mason’ın CEO’su ve bu marka için sanatçılarla iş birliklerine de imza attı.
Şimdi ise Ewan Venters, Fortnum & Mason’daki görevinden istifa ettiğini ve birçok ülkede şubesi bulunan çağdaş sanat galerisi Hauser & Wirth’ün global CEO’su rolünü üstleneceğini açıkladı.
Bu, hem perakende dünyası için hem de çağdaş sanat dünyası için önemli bir gelişme ve tabii perakendenin düşüşe geçmesinin ve çağdaş sanatın her koşulda yükselişinin de göstergesi.
