ArkeolojiBir türküdür Emirdağ bir masaldı Amorium

Bir türküdür Emirdağ bir masaldı Amorium

19.10.2025 - 05:52 | Son Güncellenme:

Geçmişte Masalcı Ezop’un memleketi olan Amorium ile günümüzün Emirdağ’ı arasında kültürel bağ sürüp gitmektedir.

Bir türküdür Emirdağ bir masaldı Amorium

NERİMAN DENİZ- Günümüzde adı sadece gurbetçileri ile anılır olan, türküleri dilimize dolanan Emirdağ; yaz ayları geldiğinde ülkenin döviz bürosu olmaktan gayrı daha nice güzellikleri barındırır. Dayanışma, yardımlaşma, ihtiyacı olana sahip çıkma, gönüller arasında bağ kurma...

Haberin Devamı

Duygunun kadını erkeği olmaz, hisler söz konusu olduğunda insandır esas olan anlayışıyla; erkekler ağlamaz denen bir dünyada ağıt yakan, duygulara şiir katan erkeği-kadınıyla manidir, şiirdir, ağıttır, türküdür Emirdağ. Bu sebeptendir ülkedeki en zengin halk müziği repertuvarlarından birine sahipliği...

Erkeği ağıt, kadını türkü yakan; yüreği yumuşak, duyguları şiirsel, insani bağları güçlü bir kent Emirdağ. İşte bu bağlar sayesinde olmalı Emirdağlıların tüm kentlere örnek olması gereken; büyük bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma uygulamasını hayata geçirmişliği. Emirdağ'da yaşayan ya da kimi yurdun başka kentlerinde, kimi farklı ülkelerde gurbetçi olan Emirdağlılar el ele vererek hayranlık uyandıran bu projeyi başarıyla finanse edip sürdürülmesini sağlıyorlar.

Haberin Devamı

Bir türküdür Emirdağ bir masaldı Amorium

Günümüzde Emirdağ ilçesine yaklaşık 12 kilometre mesafedeki Hisar köyü içinde yer alan Amorium Antik Kenti yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahip.

Aşevi projesi

Emirdağ Belediyesi’nin öncülüğünde başlayıp; halkın sahiplenmesi ve katkılarıyla devam eden aşevi projesi örnek olması gereken bir uygulama. Sadece ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtma işinden çıkıp; kentin çocuklarından yaşlılarına, evleneninden ebediyete göçenine ve hatta sokaklarındaki sahipsiz hayvanlarına kadar her kesimi düşünen ve kucaklayan bir sistem yaratmışlar. Birlik olunca dünyayı olmasa da kendi dünyalarını yaşanılacak bir yer yapmanın hiç de zor olmadığını gözler önüne seriyor Emirdağlılar.

Aşevinde günde iki defa yaşlı ve yalnız yaşayanlarla, ihtiyaç sahibi yüzlerce ailenin evine yemek servisi yapılıyor. Kentte yaşlı ve yalnız yaşayan çok fazla hemşerileri olduğu için onlara götürülen iki kap yemekten daha önemlisinin; kapılarını her gün iki kez çalan insanların varlığı ve bunun verdiği güven duygusu olduğunun bilinciyle hareket ediyorlar.

Aşevinin bünyesinde şu anda modern bir kreş, tamamı bağışçıların desteğiyle yapılmış ekmek fırını, taziye evi ve yemekhane bölümü hizmet veriyor. Aşevinin düğün salonuna dönüştürülebilen bahçesinde ihtiyaç sahibi gençler  düğünlerini yapabiliyorlar.

Amorium Antik Kenti

Emirdağ ve Emirdağlılar renkli ve zengin kültürlerini kentlerinin biraz da  köklü geçmişine borçlu olmalılar. Günümüzde Emirdağ ilçesine yaklaşık 12 kilometre mesafedeki Hisar köyü içinde yer alan Amorium Antik Kenti yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahip. Sardis’ten başlayıp Susa'da biten Kral Yolu ve İstanbul'dan Suriye'ye uzanan İpek Yolu’nun tam üzerinde yer alan kent; döneminde coğrafi yönden stratejik bir öneme sahip olmuş. Hititler Dönemi’nden itibaren yerleşim gören kent, Frig, Helen, Roma ve Bizans döneminde de varlığını sürdürmüş. Ticarete elverişli konumu nedeniyle zengin bir kent olan Amorium'un aynı zamanda büyük bir şarap üretim merkezi olduğu da kanıtlanmış.

Haberin Devamı

Antik Çağ kaynaklarında ismi Amorion olarak geçen kente dair en fazla bilgi Arap kaynaklarında görülür. Strabon (M.Ö. 34- M.S. 54)  Coğrafya (Geographika) adlı eserinde Frigya sınırları ve kentlerini anlattığı bölümde ''...Phrygia'nın Psidia boyunca uzanan parçasıyla Amorion dolayındaki kısımları...'' şeklinde bahseder.

Amorium, Bizans İmparatorluğuna üç hanedan çıkarmış. Frigya'dan Amoriumlu üç imparator ailesi çıkması zamanında kente ne kadar yarar sağlamıştır bilinmez fakat en büyük yıkımını İmparator Theofilos'un (829-842) şehri olmasından almıştır belki de...  Amoriumlu imparator hanedanlarından ikincisine mensup olan Theofilos; imparatorluğu döneminde  837 yılında Abbasilere karşı yaptığı seferinde Abbasi Halifesi Mutasım'ın doğum yeri olan Zibatra (Doğanşehir, Malatya) kentini yakıp yıkar. Başarılı bir seferden İstanbul'a döndükten sonra Mutasım'ın karşılık vermesi gecikmez. Topladığı büyük bir orduyla bayraklar üzerinde Amorium yazılarıyla Bizans üzerine yürür. Mutasım 838 yılında Theofilos'un doğum yeri ve aynı zamanda Bizans’ın en güçlü ön karakollarından biri olan Amorium'u ele geçirerek yerle bir eder.

Haberin Devamı

Arap kaynaklarında Amurriye olarak geçen 6. ve 11. yüzyıllar arasında Anadolu'da İstanbul'dan sonra en büyük kentlerden biri olan Amorium, İstanbul'a ulaşmak için aşılması gereken bir kale olarak görüldüğü için 7. yüzyıldan 10.yüzyıla kadar Arap akınlarının hedefi olur.  Arap akınlarının yoğun yaşandığı bu 300 yıllık dönem Anadolu'nun karanlık çağlarından biri olarak sayılır. Bu döneme ait arkeolojik veriler elde edilebilen, yaşamın devam ettiğini gösteren ender kentlerden biri olması Amorium'u günümüzde de oldukça önemli kılmaktadır.

Haberin Devamı

Bebek ölümleri

7-9. yüzyıl boyunca Arap akınlarına maruz kalan kent, 10-11. yüzyıllarda huzur ve refaha tekrar kavuşmuş. Ancak tarihçi Steven Runciman’a göre, M.S. 1097’de 1. Haçlı Seferi sırasında Amorium ve çevresi  “uzun, geniş ve kurak bir arazi” durumundadır. İnsanların dengeli ve yeterli beslenmelerini sağlayacak uygun coğrafi koşullara sahip değildir. Bunu doğrulayan en güzel çalışmalardan biri ise Bizans kilisesinde bulunan bir grup çocuk mezarı üzerinde yapılmış olan detaylı çalışma.

22-24 haftalık fetüsten 10 yaşa kadar değişen 128 çocuk iskeleti üzerinde yapılan araştırmalar ve dönemi içinde diğer kentlerdeki bebek ölümleriyle kıyaslamalar, Amorium'da Orta Bizans döneminde (7-9. yüzyıl) bebek ölümlerinin oldukça yüksek olduğunu göstermiş. 1 yaşa kadar olan bebek ölümleri, annenin ve bebeğin yetersiz beslenmesi ve anne sütüyle henüz antikor geliştirememiş bebeklerin enfeksiyona açık olması gibi bulgulara bağlanmış.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı 2009, 2010 ve 2011 yılı “Ölüm İstatistikleri”nde Afyonkarahisar ilinde 0 yaş-yeni doğan ölümlerinin halen en yüksek değerlerde seyrettiğinin görülmesi üzerine, bu coğrafyada yöredeki bebek ölümlülüğünü tetikleyen olumsuz koşulların halen devam ettiği sonucuna varılmış.

Masalcı Ezop

Ölüm ve yaşam arasındaki bağın süregeldiği bir coğrafyada, kültürel bağın kopmuş olduğu düşünülebilir mi? Elbette bu bağ, geçmişin Masalcı Ezop'un memleketi Amorium ve günümüzün Emirdağ’ı arasında sürüp gitmektedir.

Kimimiz okulda, kimimiz daha okula bile başlamadan öğrendik çalışkan karınca ile tembel ağustos böceğini, kurnaz tilkiyle aptal kargayı ve daha nice hayvanlar âleminden insanlara ibretlik dersler veren hikâyeyi. Her biri bizlere o kadar yakınken; yazarı bir o kadar uzak coğrafyadan bilirdik. Oysa masalların yaratıcısı sandığımız La Fontaine, kitabında önsöz olarak şöyle diyordu;

Ezop'tur babası benim kahramanların,

Tarihleri uydurma da olsa bunların

Ders alacak doğru şeyler vardır içinde.

Her şey konuşur burada balıklar bile.

Bütün söyledikleri bizleredir ama;

İnsandır eğittiğim hayvanlar yoluyla.

M.Ö 6. yüzyılda yaşayan, Trakya'dan Samos'a yaşadığı yerle ilgili tartışmalar olsa da Frigyalı olduğu kesin gözüyle bakılan, büyük ihtimalle Frig şehri Amoriumlu  olduğu düşünülen masalcı Ezop (Aisopos) hayvanları kullanarak insanlara ders veren masallarıyla fabl türünün öncüsü sayılır.

Günümüzde pek çok hikâyesi La Fontaine'in şiirsel anlatımıyla dönmüş yaşadığı coğrafyaya. Neden hayvanlar aracılığıyla insanları eğitmeye çalıştığının gerekçesi de aşağıdaki masalında yatıyor olsa gerek:

''Prometheus ile İnsanlar Zeus'un buyruğu üzerine Prometheus insanları da, hayvanları da yaratmış. Zeus bakmış ki hayvanlar insanlardan çok; Prometheus'u çağırmış: ‘Olmadı, şunların bir kısmını insan yapıver!’ demiş. Prometheus o buyruğu da yerine getirmiş. Bunun içindir ki daha başlangıçta insan olarak yaratılmamış olanların kalıbı insan kalıbı olmuş ama içi insan içi olamamış.'’

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler