ArkeolojiMenderes’in kültürel bereketi

Menderes’in kültürel bereketi

19.10.2025 - 05:50 | Son Güncellenme:

Menderes Nehri, kıvrıla kıvrıla aktığı havzaya başka hiçbir yerle kıyaslanamayacak bir kültür bereketi getirmiştir.

Menderes’in kültürel bereketi

Nükhet Everi- İç Ege’de doğup batı yönünde ilerleyerek Ege Denizi’ne dökülen Büyük Menderes Anadolu’nun en büyük nehridir. Menderes havzasının da sulama kaynağı olan bu nehrin Antik Çağ’daki adı Meandros idi.  Tarih boyunca Batı Anadolu topraklarında kıvrıla kıvrıla aktığı havzaya bolluğu, bereketi getirmiş, zaman zaman da alüvyonları taşımıştı. Belki de hepsinden önemlisi, bu topraklara başka hiçbir yerle kıyaslanamayacak bir kültür bereketi getirmiştir.

Haberin Devamı

Büyük Menderes havzası; Denizli, Aydın ve Söke-Milet yörelerinden oluşur. Bu büyük ve verimli havzada Hierapolis, Afrodisias, Milet, Didim, Priene, Herakleia, Magnesia ad Meandrum, Alinda, Alabanda, Tralleis ve Nysa gibi Antik Çağların en önemli kentleri yer alır.

Yolunuz Bodrum yönünde ise Antik Çağlarda deniz olan bir alanda, günümüzün Menderes Ovası’nda, Söke üzerinden ilk olarak Priene Antik Kenti’ne varırsınız. Priene gezilmesi çok kolay olmasa da Athena Tapınağı, tiyatrosu ve eşsiz agorası ile çok güzel bir şehirdir.

Menderes’in kültürel bereketi

Euromos Antik Kenti yeniden ayağa kaldırılıyor.

Yola devam edince ünlü Anadolulu düşünür Thales’in kenti Milet’tesiniz. Bu muhteşem bilim ve kültür merkezi şehri gezdikten sonra Antik Çağ’ın kutsal yolu üzerinde Milet’e bağlı olan ve Apollon Tapınağı’nın yer aldığı Didim’e ulaşırsınız.

Haberin Devamı

Yol üzerinde bir zamanlar Ege Denizi’nin uzantısı olan Latmos Körfezi’nden geçersiniz. Burası Menderes’in taşıdığı alüvyonlarla dolmuş ve günümüzün Bafa Gölü’ne dönüşmüştür. İşte tam bu noktada Herakleia Antik Kenti gezginlere göz kırpar.

Bafa gölü ve Milas arasında da hoş bir antik kent yer alır: Euromos. Bir zamanlar Delos Deniz Birliği üyesi olan, tapınağıyla ve diğer şehir kalıntılarıyla bu güzel antik kenti de mutlaka gezin.

Büyülü Afrodisias

Büyülü güzellikteki Afrodisias; tarihi Geç Neolitik Çağ’a kadar giden, Roma Dönemi’nde bünyesinde barındırdığı heykeltıraşlık okulu ile ününü dünyaya duyurmuş, Hristiyanlık (Bizans) döneminde çok önemli bir piskoposluk merkezi olan ama pagan kültürün etkisinin hiçbir dönemde silinmediği bir kent olmuştur.

Afrodisias, Babadağ’dan çıkan kaymak mermerin kullanıldığı eşsiz binalar ve heykellerle doludur. Tetrapylon adı verilen anıtsal kapısı, Tanrıça Afrodit’e adanmış tapınağı, uzunca bir yürüyüşün ardından hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkan Anadolu’nun en büyük ve bence en güzel stadyumu, büyüklüğü karşısında şaşkınlıkla durup bakacağınız hamamları, güzelliği ile sizi kendine çekecek Meclis Binası, kentin en yüksek noktasından bakıp hayranlıkla izleyeceğiniz Agora’sı, Afrodisias Kazı Başkanı rahmetli Prof. Dr. Kenan Erim’in gün ışığına çıkardığı ve üzerine titrediği tiyatro binası ve ilginç Sebasteion yapısı, her köşede gözünüze çarpacak olan tiyatro maskları, şehri çevreleyen sur duvarları ve yörenin doğası sizi büyüleyecek. Ören yerinin girişine inşa edilen büyük müzedeki Afrodisias’ın muhteşem özgün heykelleri ve diğer buluntular, buranın tarihte nasıl ihtişamlı bir kent olduğunu gözler önüne seriyor.

Haberin Devamı

Hierapolis’in güzellikleri

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan bembeyaz travertenleri ve termal kaynakları ile her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti kendisine çeken Hierapolis Antik Kenti, İç Ege’de doğanın belki de en cömert davrandığı, tektonik bir arazide yer alır. Bu bölge çok sayıda termal su kaynaklarına sahiptir. Tarihte de muhteşem hamam yapılarıyla bir şifa merkezi olarak kullanılan bu yörede, günümüzde çeşitli termal oteller konaklama ve şifa merkezi olarak hizmet veriyor.

Anadolu’daki pek çok ölü gömme geleneğinin örneklerini bir arada görebileceğiniz mezarlık alanı ile muhteşem caddeler, değişik dönemlerden kalan şehrin görkemli giriş kapıları, tuvaletler, ihtişamlı hamamlar, çeşmeler, Roma tiyatro yapılarının en güzel örneklerinden biri olan tiyatro ve bembeyaz travertenleri ile nefesinizi kesecek güzellikteki bir tecrübeye hazır olun. Pamukkale’de antik kentin içinde kazılardan çıkan eserlerin sergilendiği çok güzel bir arkeoloji müzesi var. Mutlaka görün.

Haberin Devamı

Buralara kadar gelirseniz şifalı sulardan faydalanmak için mutlaka birkaç gün ayırın kendinize. Çevre gezileri de yapabilirsiniz. Özellikle de Pamukkale’nin çok yakınında bulunan Laodikeia, son yıllarda yapılan restorasyonlarla keyifle gezilebilecek bir hale geldi. MS 2. yüzyılda kurulan ve Hristiyanlığın yayılmasında büyük rol oynayan, Küçük Asya’nın yedi kilisesinden birinin de bulunduğu kent, M.S. 60 yılında depremle yerle bir olana kadar Anadolu’nun en önemli kentlerinden biriydi.

Alinda Antik Kenti

M.Ö. 14. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun yönetimindeki Alinda Antik Kenti, M.Ö. 3. yüzyıldan M.S. 3. yüzyıla kadar kendi parasını basan önemli bir ticaret şehri olmuştur. Sürgündeki Karia Kraliçesi Ada’nın elinde bulunan kale burasıydı. Kraliçe Ada, M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’i burada karşıladı. İskender Karia Bölgesi’ni ele geçirdiğinde Ada'ya tüm bölgenin hükümdarı olma yetkisini verdi.

Haberin Devamı

Alinda'da Roma su kemeri, pazar yeri, 5 bin kişilik Roma tiyatrosu, çok sayıda tapınak ve lahit kalıntısı, büyük bir su sistemi vardı. Bir eski stadyum ve yıkık birkaç yapı kalmış olan kentin, döneminde çok büyük ve gösterişli olduğunu biliyoruz.

Meander motifi

Elbette Büyük Menderes havzasının hazineleri yalnızca bu şehirlerle sınırlı değildir.  Antik Çağ’da en yoğun yerleşimin görüldüğü bölgelerden biridir bu havza. Bugün birçok dilde nehirlerin “dolana dolana akmasına, kıvrımlar yapmasına”, “menderes” denir. Menderes sözcüğünün kökeni Büyük Menderes, eski adıyla Meandros Nehrinden gelir. Antik Çağ’da özellikle mimari yapılarda kullanılan ve çok sevilen “Meander” motifi de Meandros’un kıvrım kıvrım akışından esinlenerek oluşturulmuş Anadolu topraklarına has bir motiftir.

Kültür kenti Nysa

Aydın-Denizli kara yolu üzerinde yer alan Nysa Antik Kenti, Strabon’a göre Karia Bölgesi’nde Helenistik devirde, M.Ö 3. yüzyılın ilk yarısında Seleukos’un oğlu I. Anthiochos Soter tarafından kurulmuştur.

Köprüler ile birbirine bağlanmış iki şehirden oluşan Nysa, Roma Dönemi’nde kültürel alanda çok ilerlemiş bir kentti. Tiyatro ve bouleuterion binaları iyi korunmuştur. Kütüphanesi, iki katlı olup Efes’teki Celsus Kütüphanesi’nden sonra Anadolu’nun en iyi korunmuş Antik Çağ kütüphanesidir.

Alabandus’un şehri

Alabanda Antik Kenti bir efsaneye göre, Karialı kahraman Alabandus tarafından kurulmuştur.

M.Ö. 70’te Roma’nın Anadolu’yu tamamen kontrol altına almasıyla birlikte Alabanda, Asya Eyaleti’nin 21. kenti olarak Roma yönetimine girdi. Daha sonra, M.Ö. 48’de Marcus Antonius tarafından Efes’in eyalet başkenti yapılması üzerine, Alabanda bölgesel bir merkez haline geldi. Milet, Priene, Tralleis ve Nysa gibi önemli şehirler, bu dönemde Alabanda’ya bağlandı.

Roma İmparatorluğu Dönemi’nde şehir bir yargı merkezi haline geldi ve Strabon, şehrin lüks yaşamı ve ahlaki çöküşü ile ünlü olduğunu bildirir. Şehir, M.S. 3. yüzyılın ortalarına kadar kendi parasını basmaya devam etti. Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde piskoposluk merkezi haline getirildi.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler