ArkeolojiÖlümsüzlük ahengi: Seikilos

Ölümsüzlük ahengi: Seikilos

19.10.2025 - 05:46 | Son Güncellenme:

M.S. 2. yüzyılda Tralleis’te dikilen Seikilos Yazıtı, 19. yüzyılda demiryolu inşaatı esnasında bulundu. Üzerinde bir şiir yer alan bu taşa, şiirin bestesinin de kazınmış olduğu anlaşıldı. Bu da yazıtı, bugüne ulaşabilmiş en eski müzik eserlerinden biri yapıyor.

Ölümsüzlük ahengi: Seikilos

Çağlar Fidan- M.S. 2. yüzyılda Zeugma Antik Kenti villalarının fresklerinden birinde şu cümle yazılmıştı: “Herkesin efendisi Antonianus’u hatırlayın!” Yazının hemen altında bir başka yazı daha vardı: “Hanımefendi …’yı hatırlayın!” Hanımefendi olasılıkla Antonianus’un karısıydı fakat adı zamanın tahripkârlığına yenik düşmüş ve silinmişti. Bugün onu hatırlayamıyoruz.

Haberin Devamı

Hatırlanma isteği, kaynağını ölümsüzlük arzusunda buluyor olmalı. Ölümsüzlük arzusunun tarihi M.Ö. 3. binyılda yaşamış Gılgamış’a kadar götürülebilir. Bir gün yok olacağının farkına varan en eski insan sayılan Gılgamış, onu arzusuna eriştirecek olan “ölümsüzlük otu”nu yılana kaptırmışsa da şanslıydı çünkü hikâyesi tabletlere kazındı. O ölse de bugün onu hatırlayabiliyoruz.

Ölümsüzlük otuna erişmenin bir yolu daha olabilir: Sanat/zanaat üreticilerinin, zamanın tahripkârlığını alaşağı edebilecek yaratımları. M.Ö. 10. binyılda Göbeklitepe’de gördüğü bir turna kuşunu taşa işleyen bir zanaatçı olduğunuzu düşünün. 12 bin yıl geçer ve turnanız yerin altından yeryüzüne çıkarılır. Artık hatırlanıyorsunuzdur -her ne kadar adınızı bilemesek de.

Haberin Devamı

Ya da M.S. 2. yüzyılda Tralleis’te dikilmiş bir taşsınızdır. Toprağın altında geçirdiğiniz 1700 yılın ardından bir demiryolu inşaatı esnasında modern insan sizi karanlıktan çekip çıkarır ve yaratıcınızın üzerinize kazıdığı şu satırları okur:

“Ben bir imge ve taşım. Seikilos beni hiç ölmeyecek bir hatıranın nişanesi olarak buraya dikti.”

Dahası vardır. Bir şiir bulunuyordur üzerinizde:

“Yaşadığın müddetçe neşeli ol

Asla üzülme

Yaşam çok kısa

Ve zaman en nihayetinde hakkı olanı alır.”

Ve bu şiirin üstünde sizi ilk gören kişilerin anlamını çözemediği harfler yer alıyordur. Yaratıcınız Seikilos, aynı zamanda bir müzisyendir. Bu şiiri bestelemiş ve bestenin müziğini üzerinize kazımıştır. Basit bir taş değilsinizdir, bugüne ulaşabilmiş en eski müzik eserlerinden birini üzerinizde taşıyorsunuzdur. Ne hikâye ama! Hatırlanıyorsunuz, tüm özgünlüğünüzle.

Müzikal bir ifade

Seikilos Yazıtı M.S. 2. yüzyıla tarihleniyor. 1800’lerin ikinci yarısında Aydın yakınlarında yapılan demiryolu inşaatı esnasında bulunan yazıt, önce demiryolu firmasının yöneticisi Edward Purser’in koleksiyonuna dâhil olur. Sütunun tabanı Purser’in eşi tarafından saksı olarak değerlendirilir (!) dolayısıyla metnin bir satırının kayıp olduğu düşünülüyor. 1883’te William Mitchell Ramsay yazıtı keşfeder ve üzerindeki yazıları açıklayan bir makale yazar. Fakat şiirin üstündeki harflerin ne anlama geldiğini çözemez. Bu harflerin müzikal bir ifadeye referansta bulunduğunu anlamak için 1893 yılında Otto Crusius’un analizinin beklenmesi gerekir. Yazıtın niteliği hakkında iki görüş var: Ya bir mezar taşı ya da Seikilos’un müzisyen kimliğinin bir nişanesi. İkinci görüş beni daha fazla heyecanlandırıyor. Bu arada taş koleksiyonerler elinde İzmir, İstanbul, Stockholm ve Lahey’i gezdikten sonra son durağı Kopenhag olur.

Haberin Devamı

Ekim ayı başından beri dokuz Avrupa şehrini kapsayan bir konser turnesindeyim. İlk durağımız Kopenhag’dı. Seikilos Yazıtı’ndan, Kopenhag konserimizi organize eden arkadaşım Kerem Soyyılmaz aracılığıyla haberdar oldum ve The National Museum of Denmark, şehirde ziyaret ettiğim ilk yerlerden biri oldu. Yazıt bu müzede sergileniyor. Müzenin üst iki katını, Mısır ve antikite arkeoloji dünyasından kalıntılar süslüyor. Roma sütunları, Fayyum portreleri, Suriye mozaikleri…

Seikilos Yazıtı’nı bulmak zor oldu. Müzede kolay görünür bir noktada yer almıyor. Küçük bir oda içinde camla kaplı bir vitrinin en köşesinde dikkat çekmeye çalışan bir hali var. Öneminin farkında olmayabilirler mi? Kerem, müze yetkililerine bu durumun düzeltilmesi talebini içeren birkaç e-posta gönderdiğini fakat bir geri dönüş alamadığını söyledi. Son yıllardaki kültürel mirasın iade sürecine Seikilos Yazıtı’nın da dâhil olduğunu görmek güzel olurdu. Yazıta Türkiye’deki müzelerde daha fazla özen gösterileceğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Müzeyi saz arkadaşım (bu ifadeyi kullanmak için en uygun yer burası olabilir) Nikos Papageorgiou ile gezmenin en büyük avantajı, bana Seikilos’un şarkısının lir ile çalınıp söylenen bir kaydını dinletmesiydi sanırım. Aşağıda bu kayda ulaşmak için bir karekod göreceksiniz.

Seikilos’un şarkısıyla aynı yıllarda keşfedilmiş ve M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen benzer iki yazıt daha var: Delfi İlahileri. Delfi’deki Apollon Tapınağı’nın duvarına kazınan bu ilahiler de tıpkı Seikilos yazıtında olduğu gibi üzerinde müzikal notasyonları bulunan şiirlerden oluşuyor. Unutmadan: Turnemizin son durağı Yunanistan. Kopenhag’da Seikilos’un şarkısıyla başlayan bu yolculuk Yunanistan’da Delfi İlahileriyle sona erer mi?

Haberin Devamı

Müzik, Tralleis'e geri döndü

Eylül ayında İsveçli topluluk "YoJuliet" Tralleis’te bir konser verdi. Böylece antik kentte ilk kez kültürel etkinlik gerçekleştirilmiş oldu.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler