19.10.2025 - 06:06 | Son Güncellenme:
HAZIRLAYAN: GÜLAY SERT
Bu sayımızda, Aydın’ın Mesogis (Kestane) dağlarının güney eteklerinde yüksek bir tepelik üzerinde yer alan, günümüzde halk tarafından “Üç Gözler” diye adlandırılan Tralleis Antik Kenti’nin “bir kısmını” ziyaret edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin en büyük antik yerleşimlerinden biri sayılan kentin, günümüzde ancak yüzde biri ortaya çıkarılabilmiş.
1 - Zengin bir kent
Yüksek bir tepelik üzerinde yer alan Tralleis, savunulması kolay olduğu ve Menderes Nehri boyunca ilerleyerek, Anadolu içlerine ulaşan yol güzergâhı üzerinde bulunduğu için, her dönem önemini korumuş. Büyük Menderes Nehri ve verimli Menderes Ovası sayesinde de zengin, kültürlü insanları barındıran bir cazibe merkezi olmuş.
Geçmişte surlarla çevrili olan Tralleis; gymnasion (cimnazyum), hamam, tiyatro, agora, stadyum, lüks konutlar, mermer caddeler, dükkânlar, tapınaklar, mezarlar ve daha birçok yapıya sahip olan görkemli bir kentmiş. Ayrıca çevresinde mermer yatakları ve bu mermerlerin işlendiği bir de heykeltıraşlık okulu varmış. Bu yüzden yapılar birbirinden gösterişli heykellerle donatılıymış.
2- Hamam ve gymnasion
Biz ancak, günümüze ulaşan kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılan hamam ve gymnasion’un bir arada bulunduğu yapı topluluğunu ziyaret edebileceğiz. Gymnasionlar genel eğitimin yanı sıra ağırlıklı olarak sportif aktivitelerin uygulandığı okul benzeri yapılardır. Hamam ise o yıllarda yalnızca yıkanma değil içinde havuzu, spor ve dinlenme alanı gibi bölümleri olan keyif yeriymiş. Tralleisliler de çoğu kez buradaki spor alanında egzersiz yapıp, büyük ve süslü hamamda yıkanmış, dinlenme alanında belki hafif bir müzik eşliğinde, bir şeyler atıştırarak dostlarıyla yaptıkları sohbetlerden sonra keyifle evlerinin yolunu tutmuşlar. Peki, bu arada tuvalet ihtiyacı duyanlar ne yapmışlardır dersin?
3- Görkemli latrina
Tuvalet ihtiyaçlarını, hamam ve gymnasion yapılarının yanında-yakınında bulunan yapıda gidermişler. O yıllarda saraylarda ya da zenginlere ait evlerde iki ya da daha fazla kişinin tuvalet ihtiyacını karşılayan alanlar olsa da genel kullanım için “latrina” denen yapılar varmış. Sana tuhaf gelebilir ancak latrinalar birden fazla kişinin aynı anda, aynı yerde tuvalet ihtiyacını giderdiği alanlarmış. Genel tuvalet anlamına gelen “latrina” kelimesi, Latince “lavatrina /lavare” yıkama/yıkanma/yıkanmak kökünden gelmekteymiş. Roma Döneminde önemli kentlerin latrinaları çok gösterişli olurmuş. Tralleis Antik Kenti’nin latrinası da oldukça görkemliymiş.
4- En büyük halk tuvaleti
Yaklaşık 60 kişilik olan ve Anadolu’nun bilinen en büyük halk tuvaleti sayılan Tralleis latrinası, dikdörtgen bir alanı kaplıyormuş. Latrinanın ortasında büyük bir süs havuzu varmış. Bu tür yapılarda çatıda havuzun üzerine gelen alan açık bırakılıyormuş. Böylece yağmur suları havuza akıtılıyor, açık bırakılan alandan aydınlatma ve temiz hava girişi sağlanıyormuş. Tuvalet ihtiyacı duvar kenarlarında bulunan oturma yerlerinde bulunan deliklerin üzerine oturarak gideriliyormuş. Oturma sırasının altında atıkları uzaklaştıran güçlü bir kanalizasyon sistemi yer alıyormuş. Oturma sırasının hemen önünden temiz su kanalı geçiyormuş. İhtiyacını gideren kişi bu kanala batırdığı sünger ile temizleniyormuş. Oturma yerleri, temiz su kanalları, duvarları ve zemini mermer döşeli olan latrinanın büyük olasılıkla duvarları kabartma ve resimlerle bezeliymiş.
Zengin, fakir, köle efendi ayrımı yapılıp yapılmadığı bilinmediği için kimilerinin keyifle sohbet ederek, kimilerinin fısıl fısıl dedikodu yaparak, kimilerinin bağıra çağıra siyasi tartışmalara dalarak, kimilerinin de sessizce işini görüp rahatlayarak latrinayı terk ettiklerini söyleyebiliriz.