Adı: Banlieue 6080 Suçu: Lezzetli yemekler

Evet bu kez farklı bir başlık attım. Çünkü son haftalarda aldığım 2 kilonun tek nedeni Banlieue'deki lezzetli yemekler. Ha, aranızda "O zaman gitme!" diyenler olacaktır. Ama Banlieue, şu an en popüler olan, cemiyet yaşamının en ünlü isimlerinin gittiği, müziğiyle, ambiansıyla konuklarımı ağırlayabileceğim 2-3 restoran ve bardan biri. Geçtiğimiz gece Fenerbahçe Kulübü'nün Başkanı, benim canım Aziz ağabeyim (Yıldırım), yine ölüme kadar gidebileceğim 25 yıllık sağlam dostum olan kardeşi, iş adamı Acar Yıldırım, inşaat müteahhidi Ceyhun Koral ve Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyelerinden Başkanvekili Nihat Özdemir, Asbaşkan Nihat Özbağı ve Asbaşkan Mithat Yenigün vardı. Çok keyifli bir geceydi. Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyelerinin büyük çoğunluğunun Antalya ve Ankara'da otelleri var. Toplam 10 otel ve 20 bin yatak kapasiteli. Hepsi 2-3 lisan biliyor. Ben ve Acar ağabey iki Galatasaraylı kaldık aralarında. Sohbetimizin ağırlığı tabii ki spor ve siyasetti. O nedenle acayip keyif aldım. Saat 08.30'dan 02.00'ye kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamadık. Aziz Başkan'a hayran oldum. Zaten o gece nedense Banlieue'de de çok Fenerbahçeli vardı ve çoğu masaya gelip onunla sohbet etti. Başkan Yıldırım'ın Banlieue'ye ilk gelişiydi ve çok beğendi. Yemek olarak servisi tamamen mutfak şefi Bilal Ateş'e bıraktık. Malum yeni New York'tan geldiler. Mönüde büyük yenilikler yapmışlar. Balkabağı çorbası, ılık sebze salatası, yeşil karides ki; Türkiye'de yalnızca Banlieue 6080'de var. Bu yüzden Başkan'ın ana yemek tercihi de yeşil karides oldu. Deniz mahsulleri makarnası ise herkesten 10 puan aldı. Uzakdoğu usulü levrek ve Arjantin usulü yanında patatesleri olan etle birlikte "Yeter" dedik. Ama içinde mangodan ananasa, muzdan papayaya bütün egzotik meyvelerin bulunduğu dev bir sepet geldi. Sunum, lezzet, servis tartışmasız ve Banlieue 6080 methi hak ediyor, kimse kusura bakmasın. O akşam da yine tıklım tıklımdı. Bu arada pazar günleri Banlieue 6080'de kahvaltı devam ediyor. Ama öyle günlük rezervasyon yapamazsınız. Bir hafta öncesinden ancak yer bulabiliyorsunuz, hani belirteyim dedim. Şimdi havalar da güzelleşmeye başladı, artık muhteşem Boğaz manzarası kaşısında tereyağında sucuk, annenizin ev börekleri, tahinli kabak tatlısı, ev reçelleri... Üstelik 40 YTL. Banlieue 6080 tel: (0212) 231 03 56. Bilal Ateş'in önerileri Abdullah Kavukçu benim yakın dostlarımdan biridir. Aynı zamanda Simitza, Kavukçu İnşaat ve marka, tasarım danışmanlık şirketi olan İdeanova'nın da genç patronlarından. Arkadaş grubum içerisinde Galatasaraylı sevgili Vedat İnceefe de var. Bir akşam hep birlikte Arnavutköy'de Vira Vira Balık'a gittik. İyi ki rezervasyon yaptırdık, tıklım tıklımdı. Hemen ön masamızda yakışıklı iş adamı İzmir'de Atelier Michelle'nin patronu Yavuz Samancı ve sahne dünyasının prensi Cenk Eren vardı. Türk Sanat Müziği'nin her zaman en iyi erkek seslerinden Faruk Tınaz, Saffet Karaata, Cine 5'te '3. Sayfa' adlı programın sunucusu sevgili Bedirhan Gökçe'yi gördüm. Şef Nihat yine masayı donatmış. Balık kavurma, cips, maydanoz salatası, fener kavurma, ızgara kalamar, Karadeniz usulü hamsi tavanın ardından tabii ki fırında yapılmış canım levrek masada kaldı. Bu arada Apo (Abdullah Kavukçu) işleri büyütmüş. Sakarya, İzmir-Kemeraltı, İstanbul- Ortaköy ile birlikte tam 12 yerde Simitza açıldı. Bu arada siz hiç simitten yapılmış pizza, hamburger yediniz mi bilmiyorum. Apo acayip yaratıcı. Daha ne çeşitler yapmış, bir Simitza'ya uğrayın. Bu arada Vira Vira tel: (0212) 257 18 05. Simitten pizza ve hamburger Bir akşam çılgınca eğlendik. Önce yemek ardından da yakışıklı kavalyem Ali Sayar ve kankam Yazgülü Aldoğan ile birlikte Tarlabaşı'na gittik. En son 10 yıl önce gittiğim sevgili Franko'nun işlettiği ve Gencer'in patron olduğu ilk gay kulüplerinden Prive'ye takıldık. Tıklım tıklımdı. Baktık ki nefes alamıyoruz bu kez hemen yanına açılan ve pek çok kişiden duyduğum renkli neonuyla dikkati çeken No Name'de aldık soluğu. İnanın oraya girinceye kadar tanıdık isimlerle karşılaşacağım hiç aklıma gelmedi. Bir baktım ki barda bir afet. "Ben bunu bir yerlerden tanıyorum" dedim ama çıkaramadım. Sonunda çözdüm. Turizm dünyasının çok başarılı bir genel müdürüydü. Gay'di. Ama artık bir travesti. Üç lisan bilen, dünyayı dolaşan K.'nın şimdiki adı Benay. Yanında bir İzmirli, yeni adı Miccelle, o da kızıl bir afet olmuş. 'Çılgınlar Kulubü' adıyla eğlence dünyasında yerlerini alan No Name'in patronları, ortakları hep tanıdık çıktı. Burada gerçek travesti ve transseksüeller var. No Name, yani buranın adı yok, burada çalışanların da. Cinsiyet ayrımı da yok. Eğlenmek için gideceksiniz. Ön yargılı olmadan. Onların kimseye bir zararı yok. İşlerini yapıp para kazanıyorlar. Ellerinden geldikçe herkesi eğlendiriyorlar. Yakında şov da başlıyor. Kimi zaman yanınıza gelip kibarca sohbet ediyorlar, itirazınız yoksa tabii. No Name'de travesti ve transseksüellerin yanısıra cemiyet hayatından, magazin medyasından tanıdığınız pek çok isim var. Ayrıca aydınlık, çok da şık bir yer. Müzik ise herkesin zevkine uygun. Dans müziği bile var. sdudek@posta.com.tr Bir Çılgınlar Kulübü 'No Name'