Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugüne kadar bir kadın için sarfedilen ‘Kayganlaştırıcı Abla’ lafına Rojin’den başka kimsenin dikkat çekmemiş olması, bu ülkenin ayıbı değil mi? İnsanlar ‘üç maymun’u oynayabilir, ama bazı kurumlar ve onları yönetenlerin böyle bir hakkı yok

“Yalnızca bana olmuyor ki! Mesela Lube Ayar. Hiç tanımıyorum ama ekranlarda ona söylenen şey, kaldırılabilir mi? Bize hep belden aşağı vurmak, hafif kadın imalarında bulunmak zorundalar mı? Bu zihniyet durduğu sürece hiçbir yara sarılmıyor.”
Bu sözlerin sahibi kim biliyor musunuz?
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ‘aşüfte’ dediği için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın bizzat telefon açarak özür diledikleri Rojin.
Rojin’in arkadaşımız Miraç Zeynep Özkartal’a verdiği söyleşide, Lube Ayar’a yapılan hakarete dikkat çekmesi önemli.
Çünkü toplum, “Bana dokunmayan yılan bin yaşaşın” moduna girdi.
‘Zihniyet devrimi’ için birilerinin bu toplumu ‘derin uyku’dan uyandırması gerekmez mi?
Tahir Kıran’ın Beyaz TV’de Lube Ayar için sarfettiği “Kayganlaştırıcı Abla” lafına Rojin’in dikkat çekmesini, “Damdan düşenin halinden, damdan düşen anlar” şeklinde yorumlayanlar olabilir.
Öyle ya da böyle, sonuçta ilk defa bir kadın sanatçı çıktı, erkeklerin
televizyon ekranında bir kadını ‘geyik muhabbetinin mezesi’ yapmasına tepki gösterdi.
Bugüne kadar bir kadın için sarfedilen ‘Kayganlaştırıcı Abla’ lafına Rojin’den başka kimsenin dikkat çekmemiş olması, bu ülkenin ayıbı değil mi?
İnsanlar ‘üç maymun’u oynayabilir, ama bazı kurumlar ve onları yönetenlerin böyle bir hakkı yok.
Örneğin RTÜK ve yöneticileri.

Haberin Devamı

Sonuna kadar takipçisiyim
Tahir Kıran, Beyaz TV’de bu lafı ettiğinde takvim yaprakları 26 Aralık 2011’i gösteriyordu.
Bugün ise 11 Ocak 2012.
Aradan 15 gün geçti.
Bu süre içinde RTÜK’ün yaptığı toplantı gündemlerine baktım, hiçbirinde bu çirkin yakıştırma gündemde yoktu.
Ne Lube Ayar’ın avukatı, ne ‘Derin Futbol’ ya da Beyaz TV’nin düşmanıyım.
(Yeri gelmişken şunu da belirteyim. Galatasaray’ın bayrağını yırtıp içinden yumruk geçiren, Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi’nde Fransa’nın Lille takımıyla oynadığında “Ben Lille’i tutuyorum” diyen, bir gözü sarı, öteki lacivert Ömer Çavuşoğlu, yorumcu olarak görev yaptığı sürece ‘Derin Futbol’u izlememeye kararlıyım.)
Ama ekranlarda yapılan bu tür çirkinliklerin de cezasız kalmaması taraftarıyım.
Milliyet Televizyon’daki “RTÜK’e soruyorum” başlıklı yazımdan sonra konuştuğumuz RTÜK’ün en yeni üyesi Doç. Dr. Ahmet Yıldırım’a, ‘Bu olay gündeme niye gelmedi’ diye sorduğumda, konunun takipçisi olduğunu söyledi.
Dün akşam saatlerine doğru arayan RTÜK Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Nermin Saraçoğlu’nun konuya dair verdiği son bilgiyse şöyle:
“Konuyla ilgili rapor tamamlandı ve Başkanlığa teslim edildi. Akıbetini merak ettiğiniz olay, önümüzdeki hafta RTÜK’ün gündeminde ele alınacak.”
Çok merak ediyorum RTÜK, ‘Kayganlaştırıcı Abla’ için nasıl bir ceza verecek?

Haberin Devamı

ŞOV DÜNYASININ iNSAN KALiTESi!

Türkiye’nin her yıl Eurovision’la yaşadığı süreç, toplumsal tahlil laboratuvarı gibi adeta.
Şov ve magazin dünyasındaki insan kalitesini ölçmek isteyenler için, bir yılda bu konuda yapılan açıklamalar, yorumlar ve haberleri takip etmek yeterli.
Bir gazeteci, müzikte ‘otorite’ varsayılan birine telefon açıp, “TRT bu yıl Eurovision’a Can Bonomo’yu göndermeye karar verdi. Sizin görüşünüz nedir bu konuda?” diye soruyorsa ve o kişi, “Can Bonomo’yu tanımıyorum” demesine rağmen fikir beyan ediyorsa bir dakika duracaksınız orada.
Bilgi sahibi olmadığın konuda nasıl fikir beyan edebilir bir insan?
Can Bonomo’yu tanımıyor olabilirsin.
Çok doğal bu.
Araştır, tanı, ondan sonra konuş.
Ama olur mu?
Elinde tuzlukla dolaşıyor zavallı.
Çünkü her “Yaram var” diyenin yarasına tuz döküp, herkese yaranmak gibi bir sevdanın adamı.

Haberin Devamı

Halil Sezai’yi de tanımazlar
Can Bonomo değil, Halil Sezai’yi de sorsan tanımaz Allah’ın cahili.
Gençlerin ona bayıldığından, konserlerinin ful çektiğinden bi haber ya, o yüzden “O da kim?” diye aval aval bakar size.
Öğren de gel bari!
Bir de hiçbir şeyi beğenmeyenler var.
TRT, Can Bonomo’yu değil de Tarkan’ı gönderse, ona bile itiraz ederler.
“Eurovision amatörlerin katılması gereken bir yarışma” mı diyordunuz?
Alın size ‘sıfır kilometre’de bir müzisyen.
“Yarışmada, hangi ülkenin hangi ülkeye kaç puan verdiğine bakın, Eurovision’un ne kadar siyasallaştığını görün” diyenlerden misiniz?
TRT, Can Bonomo’yla bu kartı da gördü.
Ne olacak şimdi?