Şu günlerde Sezen Aksu hayranlarını bir karamsarlık sardı. Çünkü İstanbul’da bu yaz gerçekleşecek konserler belli olmaya başladı, ama şimdiye kadar Sezen Aksu’nun adı bu kadrolarda yer almadı.
Kuruçeşme’deki son konserinde, “Sahnelere birkaç yıl ara vereceğim” diyen Sezen, bu yaz İstanbul’da gerçekten de konser vermeyecek mi?
Bu sorunun yanıtından önce benden bu konuda yardım isteyen Sezen Aksu fanatiklerinden biri olan Buğra Keskiner’in duygularına yer vermek istedim. Çünkü yazdıkları bana çok içten geldi. İşte Keskiner’in yazdıkları:
“Merhaba Ali Bey, sizden belki de en az sizin kadar Sezen Aksu hayranı olan biri olarak bir şey rica edeceğim. Bu yaz kulağımıza gelen dedikodulara göre Sezen konser vermeyecekmiş. Zira BKM’nin açıkladığı Turkcell Kuruçeşme Arena Konser takvimini görünce durumun ciddiyetini daha iyi anladım. Çünkü kadroda ilk kez Sezen yok. Harbiye Açıkhava Konserleri henüz açıklanmadı, ama onda da aynı şeyin olmasından korkuyorum.
Kendimi bildiğimden beri her yaz en büyük keyfim Sezen’i dinlemektir. Çünkü o konserler bir konser olmanın ötesine geçeli çok oldu. Sahiden tuhaf bir büyü var Sezen’le dinleyicisi arasında. Onun sayesinde kendi ifadesi ile ‘Hayattan üç beş mutlu an çalıyoruz’ ve ‘Hayatı hafifletiyoruz’...
Dinlenmek tabii ki kendisinin hakkı, hayranları olarak sonuna kadar bu isteğine saygı duyuyoruz, ama en azından tek bir konser vermesini istiyoruz. Koca bir yaz vereceği tek bir konserin onu çok da yoracağını düşünmüyoruz. Hatta bunu bir konser olarak değil de buluşma günü olarak algılamak lazım. Canı isterse şarkı söylesin, istemiyorsa hiçbir şey yapmadan sahnede öylece dursun, o nasıl isterse.
Sizden ricam bize aracılık etmeniz ve bu isteğimizi köşenizde yazmanız. Çünkü Sezen’in sizi takip ettiğini biliyoruz. Bize lütfen aracı olun ki bunca yılın ardından ‘Sezen’siz bir yaz geçmesin, bu yaz eksik kalmasın. Tamam, tek bir konser olsun, nerede olursa olsun ama lütfen olsun. Yeter ki bu yaz şarkılar yarıda kalmasın.”
Bir ‘orta yol’ olmalı!
Bu mektubu yayınlayarak Sezen hayranlarının isteğini yerine getirmekle yetinmeyip, kendisini aradım ve konuyu ilettim. Aksu, söz konusu talebin çeşitli yollarla kendisine ulaştığını, daha önce açıkladığı gibi bu yaz dinlenmek, kendini şarj etmek ve bir şeyler üretmek istediğini, o nedenle hayır işleri dışında hiçbir işte yer almak istemediğini söyledi. Aksu, gerekçe olarak da sağlık sorunlarını gösterdi.
Şimdi hal böyleyken Sezen hayranlarına; örgütlenin, yürüyüş yapın, “Geri dön Sezen” diye pankartlar açın, “Sezen Aksu, duy sesimizi” diye slogan atın, onun kalbi yumuşaktır, hayranlarını kırmayacaktır gibi tavsiyelerde bulunacak değilim. O zaman suç işlemiş olurum!
Ama şunu öneririm. Siz, Sezen’in şekerinin dengeye girmesi, gamzelerindeki sivilcelerin geçmesi için dua edin, eminim o kendini iyi hissedince İstanbul’da hiç değilse bir konser verecektir.
Menderes Samancılar, sadece yerli film ve dizi yapımcılarının değil, yabancı film yapımcılarının da gözdesi oldu.
Şimdiye kadar dört Alman, iki Fransız, bir İtalyan, bir de İranlı yapımcının filminde oynayan Samancılar, yeni yabancı filminin 15 gün sürecek çekimleri için Paris’e gitti.
Menderes bu kez, Iraklı ünlü Kürt yönetmen Hiner Saleem’in Fransız Mact Production şirketi adına çektiği filmde, İranlı, Belçikalı ve Fransız üç oyuncuyla birlikte başrolde.
Geçen yıl ‘Cannes Film Festivali’nde ‘Votka Limon’ filmiyle ödül kazanan Salem’in projesinde para değil, prestij için oynadığını söyleyen Samancılar, “Senaryoyu çok sevdim, onun için maddi kısmını hiç önemsemedim. Çünkü proje, çok iddialı bir festival filmi” dedi.
Kayıp insanların dramlarını beyazperdeye taşıyacak filmde Samancılar, Paris’te kaybolan dört çocuğunu arayan Iraklı Peşmergeyi oynayacak.