Yusuf Güney’i zor kurtardılar

Sevgilisine ‘giriş kartı’ soran güvenlikçilere küfür eden Yusuf Güney, az kalsın dayak yiyordu. Taraflar bir araya getirildi, şarkıcı küfrettiği güvenlikçiden ve annesinden özür diledi


Beyazıt Öztürk’ün Almanya’daki gurbetçiler için sahnelediği son ‘Beyaz Show’un konuklarından Yusuf Güney’in dayak yemekten son anda kurtulduğu ortaya çıktı.
İşte Berlin’deki ‘Beyaz Show’da yaşanan o tatsız olayın öyküsü:
‘Beyaz Show’da güvenliği sağlaması için tutulan görevlilerden biri, kuliste ‘giriş kartı’ olmayanların olduğunu görüp, “Kim alıyor kulise kartı olmayanları?” diye bağırınca olanlar oldu.
Çünkü kuliste ‘giriş kartı’ olmayan bir kişi vardı; o da Yusuf Güney’in sevgilisi.

Güney’in, “Sen kim oluyorsun da kız arkadaşıma laf söylüyorsun” demesiyle başlayan tartışma, genç şarkıcının özel güvenliğin annesine küfür etmesiyle daha da alevlendi.
Güney’in küfrettiği güvenlik görevlisinin, kendisi gibi güvenlik görevlisi olan kardeşi, genç şarkıcının üstüne yürüdü.
Araya girenler Güney’i kulise sokup, güvenlikçileri yatıştırmaya çalıştı, ancak bu kolay olmadı.
Çünkü güvenlik görevlisi kardeşler, Güney’i dövmeden bırakmamaya kararlıydı.
“Polise haber verelim, Yusuf Güney’i ambulansla kaçıralım” diye önerenler bile oldu.
Sonunda biri, Güney’i özür dilemeye ikna etti. Güvenlik görevlileri de özür dilemesi halinde kendisini affedeceklerini söyledi.
Taraflar bir araya getirildi, şarkıcı, küfrettiği gençten ve annesinden özür diledi.
Güvenlik görevlisi, “Şimdi bir özürle iş bitti mi?” diye sorunca Güney’in yanıtı “Evet” oldu.
Bunun üzerine güvenlik görevlisi, şarkıcının annesine küfür edip, ardından özür dileyip, “İşte şimdi ödeştik” dedi.
Yusuf Güney, Yusuf Rafet El Roman’ın müzik dünyasına kazandırdığı yetenekli bir şarkıcı. Rafet El Roman’ın kendisine sunduğu şansı o da iyi değerlendirdi.
İyi bir çıkış yakaladı, daha yolun başında ödül üstüne ödül kazandı.
Ya bu hızlı çıkış ve peş peşe gelen ödüller Güney’in egosunu bir hayli yükseltti ya da çoğu Trabzonlu gibi o da öfke kontrolünü pek beceremeyen biri.



Cenk Eren’in seyyar pavyonu
‘My Pavyon’u ben Levent’teki Set Kebab’ın içinde açılan ve Cenk Eren’in sahne aldığı bir mekan olarak biliyordum.
Hürriyet Ege’de ve Jetlife’da ‘By Cenk Eren My Pavyon’un ilanlarını gördükten sonra bilgimin yanlış olduğuna karar verdim.
Çünkü Hürriyet Ege’deki ilanda Cenk Eren’in ‘My Pavyon’la İzmir’de, Jetlife’daki ilanda da Kıbrıs’taki bir gazinoda olacağı yazılıydı. Cenk Eren ‘My Pavyon’u mekan adı olmaktan kurtarıp, kişisel şovuna dönüştürdü demek ki diye düşünüyordum ki, iyi olacak hastanın ayağına doktor geldi!
Bodrum’da akşam yemeği için gidip, ardından İstanbul Gelişim Orkestrası’nı dinlediğimiz Marina Yacht Club’de ‘My Pavyon’un işletmecisi Ali Sayar’la karşılaştım.
Ali Sayar, ‘My Pavyon’u yazın Bodrum’a taşıyacaklarını söyledi.
Sayar, eski Club M’de yeni adıyla Virgine’de bir yer kiraladıklarını, 26 Haziran’dan itibaren her hafta cuma ve cumartesi akşamları Cenk Eren’in ‘My Pavyon’la tatilcilerin karşısında olacağını anlattı. Sayar’ın verdiği bilgiye göre Virgine’nin sahilinde Emre Ergani’nin işletmeciliğini yapacağı Bianca Plajı’nda 17 Temmuz’da Kenan Doğulu, 7 Ağustos’ta ise Tarkan çıkacak.


Hangi yıldız hangi marketin simgesi?
Türkiye’de 14 mağazası olan Alman hipermarket zinciri Real’in “Hangi sanatçıya benziyoruz” araştırmasını okudunuz mu?
Bu ilginç araştırmanın detayları pazar günü Habertürk Ekonomi’de Esen Evran’ın Real Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan’la yaptığı söyleşide vardı.
Araştırmaya göre yurdum insanı, Gülben Ergen’i Real’e, İbrahim Tatlıses’i BİM’e, Seda Sayan’ı Carrefour’a, Ajda Pekkan’ı da Migros’a benzetmiş.
Söyleşiden anladığım kadarıyla araştırma, başka sanatçıların da hangi perakende zincirleriyle özdeşleştirildiğini ortaya koymuş, ama “Gülben Ergen’e benzetilmek doğru yolda olduğumuzu gösterdi” diyen Kubilay Özerkan, nedense bunları açıklamamış.
Özerkan, keşke onları da söyleseymiş. Hiç olmazsa, yurdum insanının, hangi sanatçıyı, hangi market zinciriyle özdeşleştirdiğini öğrenmiş olur, alışverişlerimizi ona göre yapardık.