Cadde Aşıklar kenti Venedik

Aşıklar kenti Venedik

13.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tarihi güzellikler bir günde tamamlandı

Aşıklar kenti Venedik





Efendim, İtalya anılarıma devam ediyorum. Firenze, yani Floransa'dan Venedik'e Yeşil Elma Turizm'in kendi yolcularına tahsis ettiği özel otobüsüyle gittik. Yol molalarla 5 saat sürdü. Şansımıza hava günlük güneşlikti. Yol boyunca Toskana yemyeşil ve inanılmaz güzellikteydi. Canım dostlarım, modanın duayeni Yıldırım Mayruk ve süper zeka ortağı Barbaros Şansal ile bol bol kaynattık bu arada. Bence Venedik dünyada eşi benzeri olmayan nadir şehirlerden biri. Burası da tıpkı Floransa gibi Türk kaynıyordu. Venedik'in içinde kalmak çok pahalı olduğu için tur şirketi yakında olan Mestre'yi tercih etmişti. Ama ben iki gün içinde Venedik'in altını üstüne getirdim. Sonuç mu? Geceliği 75 milyon liradan oteller, kişi başı 50 milyonluk tertemiz pansiyonlar buldum. Mestre'den Venedik'e deniz taksileri ya da trenle geçiyorsunuz. 15 dakika sürüyor. Uzun kalacaksanız üç gün süreyle 24 saat boyunca kullanabileceğiniz 35 milyon liralık biletleri tercih edin. 17 milyonluk bilet de var, ama 24 saat geçerli. Her iki biletle de Venedik'in çevresinde olan Lido, Murano, San Michele, Torcello ve Burano'yu görmeyi de bedavaya gezebilirsiniz. Mestre-Venedik arası trenle gidiş ise 1.5 milyon lira. Venedik'in içinde kalmanın tek sakıncası kanallar boyunca valizlerinizi taşımak zorunda kalmanız. Çünkü gondol ve deniz taksilerinin dışında ulaşım yok. Biz Mestre'de dört yıldızlı Lugano'da kaldık ama bana kalırsa iki yıldızlı filandı. Zaten İtalya'nın tüm otelleri bizimkilerden çok geri.

Rehberimiz Tarık Nez, İzmirli yani hemşerim çıktı. Zamandan kazanmak için otele yerleşmeden Venedik'i bize tanıttı. İlk durağımız dünyaca ünlü San Marco Meydanı'ydı. Burada şöhretli kafeler ve lüks mağazalar var. Meydandaki San Marco Aslanı ve San Teodoro'nun heykellerinin bulunduğu granit sütunlar İstanbul'dan araklanmış, pardon getirtilmiş. Zengin süslemeler nedeniyle 'altın kilise' unvanını kazanan San Marco Bazilikası'nın orta giriş kapısındaki dört adet bronz at heykeli de İstanbul'dan getirtilmiş. Burası, aynı zamanda erkek ve kadınların buluşma yeri. Buraya gelen kadınların başı açıksa, bekâr ve eş aramaya gelmiş demek. Erkekler ziyaret sırasında başlarını açık tutmak zorunda. Yine San Marco Meydanı'nda yer alan Çan Kulesi, Düka Sarayı ve Venedik'in en güzel villalarının yer aldığı Büyük Kanal görülmeye değer. Bu arada UNESCO, Venedik'i bu yıl 'dünya şehri' ilan etmiş ve koruma altına almış. Gezerken de yüzlerce Türkle karşılaştık. Kafeler Tophane'deki nargile bahçeleri, tren istasyonu da Haydarpaşa Garı gibiydi. Ama hem gazetem POSTA hem de kendimle gurur duydum. Bizim grubun tamamı POSTA okuyucusuydu. Yıldırım Mayruk'un ve benim yanıma gelip hayranlıklarını belirten o kadar çok insan tanıdım ki kendimi Türkiye'de sandım. Yarım günde tüm Venedik'i gezebilirsiniz.

Gelelim ihtisas konuma. Yani doktora yapıp profesörlüğümü ilan ettiğim eğlence dünyasına. Canım patronum Rifat'ım Ababay'ım (Genel Yayın Yönetmenimiz), vallahi bu, tatil falan olmadı. Floransa, Venedik ve son anda sevgili Yıldırım ile Barbaros'un dahil edip benim de zil takarak gittiğim Milano gezisi sırasında günde 5-6 saat uyuyabildik. Asıl rehberimiz Barbaros Şansal internete girip öyle programlar yaptı ki mükemmel bir seyahat yaşadık. Yine Venedik'e geçelim. Venedik'te bir gondol mafyası var. Aman dikkat! Yarım saatlik tur için kişi başı 35-70 milyon lira istiyorlar. Mutlaka pazarlık edin. Zaten Venedik'te pahalılık zirvede. Özellikle alışveriş yaparken, aklınıza koyduğunuz hediyeyi 5-6 dükkana sorun. Ben, ayıptır söylemesi, epey kazıklandım da. Size bir kıyağım dokunsun isterim. Bu arada Venedik seyahatimde, bana eski bakanlardan sevgili Nejat Ağabey'in (Arseven) eşi Ankara'nın zarif hanımefendilerinden sevgili Düriye Arseven'in de büyük yardımı oldu. Düriye, sağ olsun Venedik'ten bir çuval dolusu adresle dönmüş. Size önerilerime gelince; Venedik'in içinde olan ve kişi başı geceliği 380-600 milyon liralık dört ve beş yıldızlı Star, Danieli, Londra Palace, Torino gibi oteller, yerine bir-iki yıldızlı Astorio, Regina, Al Vecio gibi oteller ya da pansiyonları tercih edin... Kıyıda bulunan Al Gabbiano turistik mönü uyguluyor. Burada kişi başı 25 milyon liraya rahat doyabilirsiniz. Alla Borsa'yı da tercih edebilirsiniz. Bizim tercihimiz biraz pahalı oldu, çünkü üçümüz de iyi yemeği seviyoruz. Düriye'nin önerdiği, çok lezzetli yemeklerin olduğu şehrin arkasındaki Trattorio da Forni ve Antico Martini'ye gittik. Küçük bir kanalın yanında olan Ristorante di Raffaele özellikle öğle yemekleri için ideal. San Marco Meydanı'nda bulunan ve çok şık olan Lavena Cafe'de üç çay, bir tosta 52 milyon lira ödedik. Ama garsonlar fraklıydı. Samimi söyleyeyim, Venedik'te keyifli bir yemek kişi başı 60-75 milyon liradan aşağıya değil. Yemekten sonra gitmeniz için Harry's Bar'ı ve Caffe Dell'Orologio'yu öneririm. Adres ve telefon vermedim, çünkü rahatlıkla bulursunuz. Venedik dediğiniz, zaten avuç içi kadar bir yer. San Marco Meydanı gay ve lezbiyenlerin buluşma yeri. Herkes giyinip süslendikten sonra buralarda tur atıyor. Kırıtan erkekten geçilmiyor. Değişik bir ambians görmek isteyenlere de San Marco'daki La Casa de Uscoli'yi öneririm. Bir de sadece gay'lerin gittiği Dedalo çok ilginç. Opera ve klasik müzik sevenler için ünlü Rialto'da muhteşem gösteriler oluyor. Biletler, kişi başı 35-45 milyon lira arasında. Aslında Yıldırım ile birlikte Concerto-Barocco e Opera'ya gitmek istedik ama saatlerimiz uyuşmadı. Broşüründen incelediğim kadarıyla opera eserinin kostümleri acayip görkemliydi.

Kaldığımız otelin, yani Lugano'nun bulunduğu yer olan Mestre de fazlasıyla hareketli. Alışveriş yapanlar için çok şık, üstelik marka dükkanlar var. Eğlence açısından da Mestre çok renkli bir yer. Ama saat 02.00'de hayat bitiyor. Burada ulaşım, taksilerle yapılıyor. Bebek-Ulus mesafesinde bir yer, 17 milyon lira tutuyor. Mestre'de deniz ürünleri ve balık restoranları ağırlıkta. İnanmayacaksınız, valla yazarken orada yediklerimi hatırladım, ağzım sulandı. Ama aldığım 2.5 kiloyu vermem için tatlı ve makarnadan uzak kalmam lazım. Rehberimiz Tarık bize Al Piron d'Oro ve Alla Fornace adlı iki balık restoranını önerdi. İkisinin de içinde bar varmış, fiyatları da uygunmuş. Ama biz, Yıldırım, Barbaros, seyahatte tanıdığımız cici bir çift olan Erden Tekstil'in sahibi Ali Erden ve kız arkadaşı İpek ile beraber Via Miranesi'deki Trattoria dall'Amelia'ya gittik. Muhteşem bir yer. Rezervasyonsuz almıyorlar. Barbaros kimliklerimizi söyledi de öyle yer ayırttı. Sizi kapıda şampanya ile karşılıyorlar. En ucuz şarabın şişesi 50 milyondan başlıyor. Mürekkepbalıklı risotto (yani özel bir pirinçten yapılan lapa şeklindeki İtalyan pilavı), enginarlı balık, tarak, karides, kalamar aldık mezelerden. Hepimiz balık yedik. Beş kişi 425 milyon lira ödedik. Ama kimse kızmasın, değdi. Aynı yemeği Tarabya Kıyı'da ya da Yeniköy İskele'de yeseniz herhalde 1 milyar ödersiniz. Üstelik bu lezzette de olmaz. Bir de Via Palazzo'daki Pizzaria Ristorante Garibaldi'yi önermeliyim size. Buranın pizzaları, deniz kabuğu içinde sunulan makarnaları ve tatlıları muhteşem. Limon soslu etleri de öyle. Kişi başı 40-50 milyon, şarap dahil. Bir de yine Mestre'de olan Saune Venezia Metro ise bir kulüp havasında ve gay'lere ait. Özel odaları, hard porno filmlerin seyredildiği barı var. Farklı bir yer. Evet, kısmetse çarşambaya Lido, Murano, Milano ve İstanbul hattında buluşmak üzere iyi pazarlar efendim.

Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr



MAGAZİN


'Babam duymasın'
Armağan Çağlayan saçlarını kestirdi...
Hollandalılara Tarkan'lı yılbaşı
Duran Duran'a Beckham modeli
Yüzüklerin King Kong'u
Travolta'ya uzay daveti
Aşıklar kenti Venedik

Yazarlar