Cadde "Askerliği ertelemek için 8 kere üniversiteyi kazandım"

"Askerliği ertelemek için 8 kere üniversiteyi kazandım"

09.10.2011 - 10:36 | Son Güncellenme:

"Muhteşem Yüzyıl"ın yapımcısı Timur Savcı filmlere konu olabilecek hayat hikâyesini Habertürk gazetesinden Rahşan Gülcan'a anlattı.

Askerliği ertelemek için 8 kere üniversiteyi kazandım

Dizi sektörüne geçişin nasıl oldu?
Bir kriz dönemi sonrası reklam sektörü durunca İkinci Bahar dizisinde iş teklif ettiler. Zor bir dönemdeydim,mecburen kabul ettim.

Haberin Devamı

Ama çok çalışkansın gördüğüm kadarıyla.
Evet. Hep öyleydim. İstikrarsızlıktan hoşlanmam, korkarımdaha doğrusu. İkinci Bahar’dan ayrılıncaya kadar da zevkle çalıştım.

Yorulup mu ayrıldın İkinci Bahar’dan?
Hayır. Birkaç arkadaşımla ortak reklam prodüksiyon şirketi kurmaya karar verdiğimiz için ayrıldım.

Cepte para var mı?
Asıl büyük hisse sahibinin vardı. Biz daha çok, iş gücümüzü koyduk. Bir sene işimiz yaver gitti. Dolarla ödemek zorunda olduğumuz bir iş sonrasında sıkıntılar yaşamaya başladık. Meşhur Anayasa krizinin ertesi günü dolar fırlayınca mahvolduk. Şirkete hırsız girince iyice moralimiz bozuldu. Şirketi kapattık.

Ve tabii yeniden televizyon sektöründe iş aramaya başladın herhalde?
Televizyon sektöründe kimseyi tanımıyordum. Artık reklamda da çalışamazdım. 5-6 ay depresyon dönemi yaşadım. Bu dönemimardından, aynı gün hem ANS’den hem de bir de sinema filmi için Uğur Yücel’in ekibinden aradılar. Görüşmeye gittim, para da fena değildi. Ama bir hafta sonra kovuldum. Hayatımın en kötü günüydü. ANS’deki işe de “Hayır” demiştim. Çok üzüldüm.

Haberin Devamı

Ağlar mısın?
Hiç ağlamam ama o gün ağlamıştım. Sonra ANS’den tekrar aradılar.

Ne iş yaptın orada?
Nihayetinde Asmalı Konak gibi bir işin yapım koordinatörü oldum. Televizyon piyasası beni Asmalı Konak’la tanıdı. O yüzden Abdullah Oğuz’la karşılaşınca hâlâ “Patron” derim. Üstümde emeği olduğuna inandığımbirkaç adamdan biridir.

Kader ağlarını güzel örmüş aslında.
Evet şahane ördü. Prodüktörlük yapmaya devam ettik. Sonra Haziran Gecesi’ni yaptık. Bu arada tabii saymadığım sinema filmlerim var.

Durmuyorsun...
Hep çalıştım. Haziran Gecesi bittikten TİMS Productions’ı kurdum. Çok komik, ilk işimİlk Aşk filmi. Beş kuruş parasız giriştimbu işe. Şansım yaver gitti. Ama zararına tabii ki. Arkadaşlarımdan, ailemden kredi aldım.

Kaç paraya mal olmuştu?
900 bin dolar civarında.

Eşten dosttan 900 bin dolar çıkarmak da iyiymiş.
Çıkardığımpara 300 bin liraydı.

Geri kalanını piyasaya borçlanarak mı çıkardın?
Verdiğim sözü tutarım. Kimse ikinci kez “Ne zaman ödeyeceksin” diye sormadı bana.

Haberin Devamı

Korkmuyor muydun?
Başka şansım yoktu. İlk Aşk’la Altın Koza’dan 5 dalda ödül aldık. Tam hatırlamıyorum, ama 250 bin lira gibi de para aldık. Sağır Oda programını yapıyorduk, Kavak Yelleri’ne başlamıştık.

Bilen biri olarak sormazsam çatlarım. Gerçekten de film olabilecek bir hikâye. Her şeyi iyi kötü topladın. Sonra bir anda ne oldu?

Tam Kavak Yelleri 14-15. bölümlerde, umutları moturmuş, bir gün askere gitmek zorundasın kâğıdı geldi. Aynı zamanda askeri bir dava açılmış. Bu koşuşturmada iki kere daha askere çağrıldım ama birliğime teslim olmadım. Daha önce 8 kere üniversiteyi kazanıp ertelemiştim askerliği. İlkinde önemli bir şey oldu gitmedim, gerçekten çok önemli bir şeydi. İkincisinde karımın hamile olduğunu öğrendim, yine gitmedim. Daha sonra avukatım teslim olmazsam tutuklanacağımı söyledi.

Bu cümle yetmiştir...
Yetti ne demek, hayatım karardı. Hiç hesapta yokken pazartesi askere gitmem gerekiyor. Bu arada kimseye de söylemişim.
Sonra askere gittin.

Haberin Devamı

Evet arkadaşlarımı organize ettim ve gittim.
Ama kimseye söylemiyorsun gittiğini.

Aynen. Kimse bilmesin.
Peki nasıl burdaymış gibi yapıyordun? Çarşı izinleri benimiçin değerliydi tabii. Hatta çarşıda bir de ofis yapmıştım.

Nerede oluyor bu?
Kütahya’da.

Ve uzun süre yaptın değil mi üstelik?
Her şeyin bir bedeli var. 15 ay işte.

Kütahya’da ofis kurdun, internetli falan.
Full, her şeyin en hızlısı. Playstation’dan tut filmler bilmemne. Tambir ofis ortamı.

Çarşıya çıkmak senin için ofise gitmek yani.
Aynen öyle. Tabii bir takım bahanelerle “Ah bugün ayağım ağrıyor” deyip hastane iznine çıkmalar falan...

Gelmeni gerektiren büyük krizler oluyor muydu?
Olmaz mı? Çok stratejik izinler kullandım. İstanbul’a geldiğimde tüm toplantılarımı hallediyordum, projeleri konuşuyordum. Senaryalarımı falan askerde okuyordum. Bir de hayatımda hiç bu kadar kitap okumadım. Asında fırsat olmuyor. Gerçekten olmuyordu. Fakat askerde inanılmaz sayıda kitap okudum.

"PARGALI ÖLÜNCE ÇOK ÜZÜLECEĞİZ"

Haberin Devamı

Peki son sorum Pargalı’yı ne zaman öldüreceksin?
Çünkü Pargalı dizinin en keyifli karakterlerinden biri oldu ama bir yerden sonra tarihi gerçekler gereği ölmek durumunda. Bunu erteliyor musun biraz? Nasıl değiştirelim tarihi, kronolojiyi değiştiremeyiz. İş iyi gitsin diye gerçeklerden çok da kopamayız.

Üzülmeyecek misin?
Çok üzüleceğiz.

Peki Mehmet Ali Erbil diziye katılacak mı?
Mehmet Ali Erbil çok iyi bir oyuncu. Gelecekte belki düşünebiliriz kendisini ama şimdilik böyle bir fikrimiz yok.

"MUHTEŞEM YÜZYIL OCAKA KADAR SHOW TV'DE"

Peki Muhteşem Yüzyıl’a ne kadar para harcayarak başladın? 3 milyon doların üzerinde. Bunun küçük bir kısmını ön hazırlık olarak kanaldan aldık.
Geçen yılın aslında en çok konuşulan adamıydın. Sektörün büyük transferlerinden biri olma yolundaydın da ama çok ilginç bir şey oldu. Tekrar Show TV’de başladın. Aralıkta yeniden TVEN’e geçeceğin söyleniyor. Tarihi bir şeye tanık oluyoruz galiba.
Bu süreçte çok fazla yazılıp çizildi. Bunların çoğu asparagastı. Rakamlardan tutun da şu kanala geçecek bu kanala geçecek... Ben hep açık oynadım. Böyle bir şey düşünmeye başladığımda ilk Show TV yöneticileri öğrendi. Kalbim eylül ayında sezonun başında kanal değiştirmeye el vermedi. Duygularım, mantığımın önüne geçti. Çok da mutluyum bu kararımdan. Show TV’nin elinde önemli bir işi olmadan sezona başlamasına içim el vermedi.

Bu kendini büyük görmek değil mi?
Hayır. Mutsuz olurdum. Ben onlara bir şey bahşetmedim, öyle demek istemiyorum. Yani açık oynamamın sebebi de oydu. Mutlu olmayacaktım. Daha çok param olacaktı, ama mutlu olmayacaktım.

Biraz tuhaf gelmiyor mu Timur?
Hayır. Ama sözleşmeyi ocaka kadar yaptım.

Ocak ayında yeniden pazarlık mı edeceksiniz, yoksa başka bir yere sözün mü var?
Bunları Kasım’ın sonundan itibaren değerlendireceğiz.

Yani net kesin bir cümlen yok. Show’da devam etmen ihtimaller arasında mı hâlâ?
Hayatta her şey ihtimaller arasında. Aralık ayında net bir cevap verebilirim.

Sizin sektörde başarının devamlılığının garantisi yok. Reytingler çok güzelken birkaç hafta sonra ters de gidebilir. Bu durum seni tedirgin etmiyor mu?
Ticari bir iş yapıyoruz. Bu Show TV’den iyi bir zam almadığım anlamına gelmiyor aynı zamanda. Benim öyle mantıksal bir motivasyonum yoktur. Hayatında göreceğin en duygusal yapımcıyım. Dizi oynarken de transfer teklif edildi. Hiçbiriyle masaya oturmadığımı Show TV’den Serdar bey de Haluk bey de bilir.

Acaba işin devamı açısından mı bunu sağlıklı buldun? Çünkü TVEN’in daha ne olacağı belli değil. Seni ilgilendirmez mi bir kanalın başarılı olup olmayacağı?
Bahsini geçirdiğimiz Doğuş Grubu. Şu ana kadar yaptığı bütün işlerde başarılı olmuş bir şirket. Eylül’de herhangi bir yere gidersem mutsuz olacaktım. O yüzden gitmedim.

Bir süre önce televizyon yazarlarının ve sektörün konuştuğu tek şey; Muhteşem Yüzyıl, Kuzey-Güney çarpışmasında ne olacağıydı. Kuzey- Güney’le ilgili ne hissediyorsun? Çünkü zorlu bir rakip.
Bunun anını bile o kadar iyi hatırlıyorum ki, yaklaşık 2 sene bir ay önce, bir şeye sağlığıma zarar verecek kadar üzülmemle bir karar aldım. Başka hiç kimsenin işiyle ilgilenmeyeceğim, sadece kendi işime konsantre olacağım, herkes kısmetini yer. O yüzden bu konuda bir şey söylememin anlamı yok. Hiç o gazlara gelmiyorum. 2 iyi şirketin 2 göz bebeği projesi; kim ne istiyorsa onu izler. Kıskançlıklara girmemek lazım. Gözün başka işlerdeyse o zaman sen kötü bir insansın. Benim yaşamam için hiç kimsenin ölmesi de gerekmiyor.