15.11.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
NEŞE MESUTOĞLU/nese.mesutoglu@milliyet.com.tr
Seksi kadınlar, karnaval coşkusu, şehri kucaklayan İsa heykeli, Maracana Stadyumu, Coppacabana ve Ipanama plajları... Rio denince ilk akla gelenler. Ve tabii Brezilyalılar, doğanın şımartılmış çocukları. Onlar için yarını düşünmek yok. “Sorunun çözümü varsa vardır, yoksa yapacak da bir şey yoktur. Strese gerek yok.” Genel bakış açısı bu.
Ne gam ne tasa
Doğanın cömertliği belki de onları bu kadar stressiz ve gamsız yapan. Tabiat inanılmaz iltimaslı davranıyor. Bu ülkede kış yok. Yılın en soğuk zamanınde bile hava sıcaklığı 20 derece. Ekim-haziran arasındaki yaz dönemi sıcaklık 42 dereceyi buluyor. Her şeyin organik olduğunu söylemeye gerek bile yok. İnanılmaz zengin bitki örtüsü, 120 çeşit meyve ve balık, ekonomik krizle dibe vurulan dönemde halkın ayakta kalmasını sağlamış. Petrolse zorlu dönemden sıyrılmanın, bugün dünya ekonomisinde ilk beş ülke arasında yer almanın kapısını açmış. Bu mucizevi gelişim Lula da Silva’nın başarı öyküsü. Yoksa halkın çalışkanlığından bahsetmek akla gelecek en son şey.
Mesai 10.00-16:00 arasında. Cuma öğleden sonra da ofise giden pek yok. O gün genelde herkes işten kaytarıp soluğu plajda alıyor.
Brezilyalılar, sakin, barışçı insanlar. Milli kahramanları yok. Çoğunluk katolik olsa da din, öncelikler arasında yer almıyor. Hayatta en çok futbol, içki ve dansa önem veriyorlar. Milli futbol takımının maçı varsa işe gitmek söz konusu değil. Zaten bunu talep eden patron da yok.
Dans, dans, dans
Ünlü Türk rehber Nedim Cancı'nın anlattığına göre dans onlar için bir yaşam tarzı, karnavalsa gelir kaynağı. O dönemde tüm fiyatların sonuna bir sıfır ekleniyor.
İki günlük karnavalda sokaklar çılgın eğlenceye doyuyor. 70-80 bin turistin ziyaret ettiği kentle aynı adı taşıyan karnavalda, bir gecede 11 milyon şişe bira tüketiliyor.
“Önemli olan güvenlik” diyenler içinse endişe edilecek bir durum yok. Polis inanılmaz sıkı çalışıyor. Kent merkezi ve sahillerde eskisi gibi yankesicilere ve çocuk fahişelere rastlamak mümkün değil. Yeter ki tepeleri mesken tutan gecekondu mahallelerine yolunuz düşmesin. Önünden geçerken fotoğraf çekilmesi bile sakıncalı olan 650 gecekondu mahallesi, uyuşturucu baronlarının kontrolünde. Sosyalleştirerek temizlemeye çalışılıyor. Ama suç oranı yüzde 50-55 civarında. Bu suçlar arasında hırsızlık, cinayet, uyuşturucu satışı ve kalpazanlık yaygın.
Adriana ve Gisele makbul değilİntihar ve tecavüzse hiç yok. Bu ülkede kadınlar ezici çoğunlukta. 10 çocuğun sekizi kız oluyor. Milli güzeller Adriana Lima ve Gisele Bündchen kadar zayıf olmak ilgi görmüyor. Kadın her yerde kadın. Ne kadar gamsız olsalar da görünümlerini dert ediyorlar. Geniş kalçası yoksa gidip hemen silikon yaptırmak, balık etinde olmak moda. Evlilikler 3-4 dört yıl sürdüğü için yüzde 90’ı nikahsız yaşıyor. Bu yüzden de isimler uzun. İsim ve göbek adının yanı sıra anne ve babanın soyadı beraber kullanılıyor.
Toplum yaşamında baskı ya da önyargı diye bir şey yok. Portekiz sömürge döneminde çalışmak için getirilen Afrikalılar, Napolyon’dan kaçan zengin Avrupalıların torunları, Nazilerden kaçan Yahudiler, Araplar, Japonlar ve Çinliler’in genleri karışmış durumda. Kimsenin kökü belli değil. Belki de bunu bilerek yaşadıkları için, hep bir keyif, hep bir yumuşaklık, hep bir tebessüm var yüzlerde. Aynı dili konuşamasanız da, Osmanlı İmparatorluğu’nun hâlâ yaşadığını sananlar olsa da, Rio güzel, sakin ve özgür.