Bazı hayat hikayeleri okudukça daha da ilgimi çekiyor. Tıpkı François Gilot’unki gibi. Gilot, 90 yaşında hâlâ her gün atölyede çalışan bir ressam.
Karşımdaki fotoğrafa uzun uzun bakıyorum. 70’lerinde gibi görünen bir kadın. Belli ki gençliğinde çok güzelmiş. Şimdi 90 yaşında bir ressam ve hâlâ her gün resim yapıyor. Mayısta New York’ta Madison Avenue’daki Gagosian Gallery’de bir sergisi açılacak, hem de Picasso’yla birlikte.
Bahsettiğim kişi Fransız ressam François Gilot. Picasso’nun 10 yıllık hayat arkadaşı. Sadece sevgilisi değil, ilham kaynağı ve sanat eleştirmeni de aynı zamanda. Picasso’nun ilk eşi boşanmayı kabul etmediği için hiçbir zaman evlenemiyorlar. Ama iki çocukları oluyor, biri Tiffany & Co.’ya yaptığı mücevher tasarımlarıyla tanıdığımız Paloma Picasso diğeri de Picasso Vakfı’nın başkanı Claude Picasso.
Piccasso ile fırtınalı yıllar
Gilot, Picasso’yla tanıştığında 21 yaşında, Picasso’ysa 61 yaşında. 10 yılın sonunda Gilot Picasso’nun deliliklerine daha fazla dayanamıyor ve iki çocuğunu alıp onu terkediyor. Piccasso da ona hayatı zindan etmek için elinden geleni yapıyor. O zaman iki ressam aynı galeriyle çalışıyorlar, Picasso önce Gilot’nun galeriden kovulmasını sağlıyor. Bu arada Picasso 10 yıl boyunca hep Gilot’nun resimlerini yapıyor, onu hep mavi yeşil bir kadın olarak çiziyor. Resimlerden sadece biri Gilot’da kalıyor. Onu da hemen satıyor, Picasso’yu hayatından tamamen çıkarmak için.
11 yıl sonra Picasso hakkında iki kitap yazıyor. Picasso, kitapların basılmasını engellemeye çalışıyor ama hukuki bir engel olmadığı için engelleyemiyor. Gilot, müthiş bir yeteneğin çalışırkenki ruh halini, davranışlarını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Kitaplar bestseller oluyor. O zaman da sanat çevresi ona ateş püskürüyor, ‘Böyle bir sanatçı hakkında daha hayattayken böyle şeyler yazılır mı?’ diye. Zaten Gilot’nun çok yetenekli bir ressam olmasına rağmen Picasso’yla ilişkisi yüzünden hep gölgede kaldığı da söyleniyor. Bu arada gölgede kaldı diye resimlerinin değerli olmadığını sanmayın. Bugün bir resmi 200 bin dolar civarında satılıyor.
Gilot, kitaplardan sonra kendi hayatına bakmaya devam ediyor. İki evlilik daha yapıyor, biri polio aşısını bulan, 20’nci yüzyılın en önemli bilim adamlarından Jonas Salk’la. 1995’te Salk hayatını kaybedene kadar evli kalıyorlar.
Şimdi François Gilot 90 yaşında ve Picasso’yla ortak sergi açmayı sonunda kabul ediyor. Çünkü Picasso’nun sadece onunla birlikte olduğu dönemdeki resimleri sergilenecek ve aslında Picasso’nun resimlerinde Gilot’nun ne kadar etkili olduğu bir kez daha görülecek.
Tam bunları okuduktan ve Gilot’nun ne kadar dolu dolu bir hayat yaşadığını düşündükten sonra Hürriyet’te Yeşim Çobankent’in yazar İsmet Kür’le yaptığı röportajı okuyorum. Okumadıysanız, mutlaka okuyun. Uzaklara gitmeye gerek yok, bizde de böyle müthiş kadınlar var. İsmet Kür 98 yaşında. Hâlâ çalışıyor, hâlâ kitap yazıyor. Ne kadar zeki, ne kadar çalışkan ve ne kadar şanslı kadınlar diye düşünüyorum. Kendilerine uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.
Profile bak, yol arkadaşı seç!
Duydunuz mu, KLM uzun uçuşlar için yanınıza oturacak yolcuyu seçme uygulaması üzerinde çalışıyormuş?
Bu da demek oluyor ki hayatta bir alanda daha ‘Seçen mi, seçilen mi olacağız?’ derdimiz olacak.
Seçim neye göre yapılacak? Diğer yolcuların Facebook ve Linkedin profillerine bakarak size en uygun olan yol arkadaşını arayacaksınız. Evlilik programlarından hallice bir uygulama. Çöpçatanlık amacıyla da rahatça kullanılabilir. Uçağa binmeden önce teker teker profilleri çalışır, fotoğrafını beğendiğiniz, ortak zevkleriniz olan, işi gücü, hali vakti yerinde birini yanınıza alabilirsiniz. Malum, izdivaç programlarında en çok aranılan özellikler bunlar.
Tabii böyle bir durumda yanınızın boş kalmasını istiyorsanız yapılacaklar da var. Yanınıza oturmayı aklınızdan geçirecek kişiyi kendinizden soğutmak için bazen bir fotoğraf bile yeterli olabilir.
Bir havayolu şirketinin böyle saçmalıklarla uğraşması zaman kaybı değil mi? Bir de otobüslerde ‘Bayan yanı’ koltuklarla dalga geçiyorduk. Uçakta öyle uygulama asla olmaz diyorduk. Bu gidişle yakında olacak. ‘Eyvah!’ diyorum.