Çok şükür 21 Aralık’ı atlattık, şimdi daldan dala atlıyoruz. Supermarket by Longtable’dan Galatamoda’ya, oradan sicil temizlemeye
Bu yazıyı dünden yazmadığım için çok pişmanım. Çünkü yazı her an uçabilir, deprem olabilir. Susan Miller demişti ki, "Tutulmalar gerginliği atlatmamıza neden olur ama en zayıf sızıntıyı kollar ve bulur." Susan Miller’a göre sonrasında güçlenmek için tutulmalar iyi. Ama öncesinde zor bir şey atlatmak gerekiyor tabii.
Malum bugün 21 Aralık, siz bu satırları okurken 22 Aralık olmuş olacak. Umarım bugünü bir felaket olmadan atlatmış olacağız.
Kiminle konuşsam “Ay bugün evden çıkmayalım, başımıza bir şey gelmesin” diyor. Oysa ki evde oturmak da bir çözüm değil. Halimize bakın, 2011’e girmek üzereyiz ve her şeyimiz astrolojiye kalmış durumda. Gülelim mi, ağlayalım mı yoksa “Fala asla inanmam, ama astroloji bir bilim” deyip avunalım mı bilmem.
Bu arada Susan Miller’ın 21 Aralık’a eksi artı beş gün de eklediğini unutmamak lazım. Öyle düşünürsek aralık ayını kış uykusunda geçirmemiz lazım ki bu pek mümkün değil.
Şimdi 21 Aralık’ı atlatmış olmanın rahatlığıyla girizgahı bitirelim ve konulara geçelim.
Supermarket’e hangİ gün gidilir?
Salı partisini kaçırmak istemiyordum ama olmadı. Geçen çarşamba kendimi Nişantaşı’ndaki Sofa otelin içindeki Supermarket by Longtable’ın kapısında buldum. Rezervasyon yok, tanıdık yok, saat daha erken.
Çapamarka için iki bakış açısı var, “Ya bir şeyi tutturamıyorlar, sürekli değiştiriyorlar” diyenler ya da “Çok çalışkanlar, sürekli kendilerini yeniliyorlar” diyenler. Ben ikinci gruptanım. Sürekli yenilenme ve kendine özen gösterme halleri çok hoşuma gidiyor. Keşke hepimiz öyle olabilsek.
Yine kendilerini yenilemişler. Supermarket’in dekoru çok eğlenceli, üstelik daha önceki mekanlarla ilgisi yok. Burada A46 imzası var.
İki kişi uzun masalardan birine yerleşiyoruz. Taht gibi bir koltuğa kuruluyorum. Hayatımda ilk defa bu kadar düzgün ve iyi niyetli bir servis elemanı görüyorum. Sonradan öğreniyorum ki yurtdışından gelmiş. Mönüyü inceliyorum. İtalyan ve Hint mutfağı ağırlıklı. Pizza ve salata derken sonradan yanımıza gelen çok sevdiğimiz bir arkadaşım sayesinde Hint yemeklerinin de tadına bakıyorum. Yediğimiz her şey lezzetli. Özellikle 'Crabcake’e bayılıyorum. Gazi ve Bilal Ateş mutfakta gerçekten çok başarılı. İçki mönüsünde dikkat çeken bir şey de şampanyalı kokteyller. Seçenek çok.
Göreceksiniz, burası sadece salı partileriyle değil, diğer gecelerde yemeğiyle de çok konuşulacak. Umarım Çapamarka ekibi çabuk sıkılıp hemen başka bir yeniliğin peşine düşmezler. Bu arada ekibe çok yakışan, Cahide’yi Cahide yapan, nev-i şahsına münhasır Gügü (Gülsün Sami) de yuvaya dönmüş. Gügü ve kırmızı saçları artık Nahide’de.
iNTERNET SiCiLi TEMiZLENiR!
Birkaç yıl önce röportaj yaptığım, çapkınlığıyla da tanınan başarılı işadamı şikayet ediyordu Google’dan. ‘Lanet olsun Google’a, sicil gibi, hiç rahat vermiyor. Bir gecelik hatalarımızı bile yüzümüze vuruyor. Kızım beni google’layıp yaptıklarımdan hesap soruyor’ diye dert yanıyordu.
Dünkü Hürriyet’te bu bahsettiğim işadamını ve pekala başka birçok kişiyi mutlu edecek bir servisten bahsediliyor. Girişimci Burak Kebapçı ‘googlesil’ diye bir internet sitesi kurmuş, internet geçmişinizi silip sanal ortamda imaj danışmanlığı hizmeti bile veriyormuş. Ne kadar yasal bir uygulama onu bilemiyorum. Ama bu hizmeti veren herhangi bir şirket ya da belki ileride Google’ın kendisi bile sırf bu sicil temizliğiyle inanılmaz paralar kazanabilir.