Gizli numaralardan aranmak istemiyorsanız, numaralarını gizleyerek arayan telefon sapıklarından bıktıysanız size bir müjdem var. Birkaç tuşla bunlardan kurtulmanız mümkün
Dün sabah erkenden cep telefonum çalmaya başladı. “Alo” dedim, “Alo” dedi. Tanımadığım bir ses. Gizli numara. Bir daha “Alo” dedim, bir daha “Alo” dedi. Belli ki böyle gidecek konuşma. “Kiminle görüşüyorum?” dedim, karşımdaki “Ben kiminle görüşüyorum?” dedi. “Kimi arıyorsunuz?” dedim, “Bu güzel sesin sahibini” dedi. Hemen telefonu kapattım.
Sonra telefon saatlerce çalmaya devam etti. Arayan gizli numara. Açmadım tabii. Ama telefon artık sadece telefon değil ki. Bütün işimizi telefondan yapıyoruz, Twitter okunacak, internette bir şeylere bakılacak, birilerine mesaj yazılacak, BBM’e yetişilecek derken her tuşa bastığımda gizli numara aramaya başlıyor ve her iş yarım kalıyor. Sonunda Turkcell’i aramayı akıl ettim. Durumu anlattım. Numarayı bulurlar diye ümit ettim, “Savcılık’a başvurun” derler diye korktum. Ama ne oldu dersiniz? “Hemen telefonunuzu gizli numaralara kapatalım” dediler. Nasıl yani? “Numarasını gizleyerek arayan kişilere bir uyarı çıkacak telefonunuz çaldığında. Ne diyecek? “Aradığınız kişi gizli numaradan çağrı kabul etmemektedir. Numaranızı görünür yaparak kendisine ulaşabilirsiniz.”
Eee, süper neden bunu daha önce bilmiyordum diye düşündüm. Peki gizli numaradan telefon beklersem ne olacak? “Kendi kendinize bunu açıp kapatmanız mümkün, #253# ve sonra ‘yes’e basıp açabilir, *253* ve sonra ‘yes’e basıp tekrar kapatabilirsiniz” dediler.
Bu kadar basit olacağı hiç aklıma gelmezdi. Gizli numaradan aramalar kesilince nasıl sevindim anlatamam. Sizin de aklınızda olsun. Elbet bir gün ihtiyaç olur.
ÜNLÜLER GÖZALTINA ALINDI
Artık sık sık gördüğümüz bir başlık bu. Zaman zaman konu değişiyor, ama başlık hep aynı.
Uyuşturucu operasyonuyla gözaltına alınan ünlülerin bazılarının isimleri açık açık yazılıyor. Bazılarının sadece baş harfleri veriliyor, bazılarınınsa hem meslekleri hem de baş harfleri veriliyor. Böylece isimleri tahmin etmek bulmaca çözmek gibi bir oyuna dönüşüyor. Eşitlik yok. Kim daha rahat afişe ediliyor, kim hiç yazılmıyor, belli değil. Bazen bir gazete diğerinden daha çok yazıyor. Sonuçta uyuşturucu kullananlar çarşaf çarşaf teşhir ediliyor. Sanki ortada çok büyük bir suç işlenmiş gibi bir durum.
Uyuşturucu kullanan ne yazık ki çok sayıda insan var. Sonuçta, yaptıkları kendi kendilerine zarar vermek. Başkalarına zarar vermedikleri sürece onları teşhir etmenin kime, ne faydası var? Neden hala uyuşturucu kullananları uyuşturucu ticareti yapmışçasına yargılıyoruz?
DOLAP AÇMA HADİSESİ
Fatih Terim’in blogger kızı Buse Terim blog’unda ünlülerin dolaplarına yer veriyormuş. Buse Terim, Hadise’den de blog’una dolabını açmasını istemiş. Hadise “Dolabım özelim” diyerek Terim’i reddetmiş. İşte Terim bunu takipçileriyle paylaşınca Twitter’da ve Facebook’ta herkes Hadise’ye saldırmış. “Sonradan görme” diyen de “Kendini ne zannediyor ki?” diyen de var.
Eskiden asıl dolabını açanlara görgüsüz denilirdi. Neyi var neyi yok göstermek ayıp sayılırdı. Şimdi ne değişti? Blog Terim’in kızının olunca mı durum değişiyor? Anlamadım. Tek bildiğim, duyduklarımız doğruysa Hadise bir kez daha gözüme girdi.