Hastalık, ölüm kimseye yakışmıyor. Ama nedense bazı kişilere hiç kondurulamıyor. Meral Okay da benim ve eminim daha pek çok kişi için öyleydi
Cumartesi günü doğum günümdü. Ama beni asıl heyecanlandıran doğum, Nişantaşı’nda bir hastanedeydi. Hastanenin bir odasında aylardır dört gözle beklenen bir doğumu kutluyorduk. Sevdiklerimizin arasına bir yenisi katılmıştı. Daha iki günlüktü. Ona bakarken mutlu ve neşeli olmamak mümkün değildi.
Aynı saatlerde aynı hastanenin başka bir odasından haber gelmişti: “Meral Okay’ın durumu ağır” diye. Hayat işte, bir yanda doğuma seviniliyor, bir yanda hastalıklar, ölümler için gözyaşları dökülüyor. Hastalık, ölüm kimseye yakışmıyor. Ama nedense bazı kişilere daha da kondurulamıyor. Meral Okay benim ve eminim daha pek çok kişi için öyleydi. Cumartesi günü de hastane odasından gelen habere rağmen “Ona bir şey olmaz, nasılsa iyileşir” diye düşündüm, öyle inanmak istedim. Bazı insanlar böyle özel oluyor işte, tanısanız da tanımasanız da bir şekilde hayatınıza dokunuyor. Onlara bir şey olmasın istiyorsunuz. Uzakta da olsa, yeter ki bir yerde durmaya devam etsinler. Yeter ki varlıklarını hissedelim.
Meral Okay, geride bıraktıklarıyla zaten varlığını hissettirecek. Biz de “Yaman’ına kavuştu” diye kendimizi avutmaya devam edeceğiz.
Instagram bitecek mi?
Önceki gün mobil fotoğraf uygulaması Instagram hakkında konuşuyoruz. “Bana kendimi önemli hissettiriyor, Twitter’la falan alakası yok” dedi bir arkadaşım. “Neden?” deyince cevabı basitti, “Hiç de fena fotoğraflar çekmiyorum, bir sürü insan beğeniyor, sanat yapmış gibi havaya giriyorsun.” Çünkü Instagram sadece bir fotoğraf paylaşım uygulaması değil, fotoğraflarla iletişim kurulabilen bir ağ.
Şimdi milyar dolarlık bir şirket oldu
Birkaç saat sonra bomba haber geldi, Facebook Instagram’ı satın almış, hem de tam 1 milyar dolara. Instagram kullanıcılarından tepki yağmaya başladı hemen, “Onu biz var ettik, bizim fotoğraflarla 1 milyar dolar kazandılar” diyen de, “Mark Zuckerberg Instagram’ı bedava indireceğine, 1 milyar dolar ödemiş” diye dalga geçen de, “Artık Instagram’dan çıkmak lazım” diyen de oldu. Facebook daha önce kendi uygulamasını yaratıp Instagram’ı yok etmeyi de denemişti ama sonra taklitçi olmamak için vazgeçip Instagram’ı satın almaya karar verdiler. Çok az sayıda kişinin çalıştığı, reklam almamak için direnen son derece küçük bir şirket ve samimi bir uygulamayken şimdi birden milyar dolarlık şirket olması fikri kimsenin hoşuna gitmedi. Özellikle de Facebook gibi her şeyi reklama ve paraya çevirmeyi adet haline getirmiş bir şirkete satılması.
Zuckerberg “Koruyacağız” diyor ama...
Herkesin hissi aynı, bakalım bu durum Instagram kullanıcılarını etkileyecek mi, yoksa bu satış birkaç günde unutulacak mı? Tabii, bu tamamen nasıl bir yol izleyeceklerine bağlı. Zuckerberg ne kadar “Instagram’ı koruyacağız, ona müdahale etmeyeceğiz, diğer sosyal ağlarla bağlantısı da, Facebook’a bağlanıp bağlanmaması da kullanıcının elinde olacak” dese de inandırıcı gelmiyor. Kısa süre öncesine kadar 20 milyon dolar eden şirkete bir anda 1 milyar dolar veren birinin müdahale etmemesini beklemek biraz saflık değil mi?
YAZ ALIŞVERİŞİ İSTEYENLERE
Bizi hep indirimler yakıyor, şimdi başımıza bir de ‘sample sale’ler çıktı. Bugün Gümüşsuyu’ndaki Oye butiğinde bir ‘sample sale’ var. Sadece Oye’nin seksi bikini ve mayolarını değil, başka markaların ürünlerini de burada bulmak mümkün. Benim favorim Mehry Mu’nun çantaları. Peki ama başka hangi markalar var? Batya Kebudi, Else Lingerie, Jour du Nil, La Bambola, Lalaland ve Rola Moca. Yazlık alışveriş yapmak isteyenlere adresi veriyorum: İnönü Cad. No: 27/2 Gümüşsuyu. Bugün 10.30-21.00 ve cumartesi 11.00-21.00 arasında açık.