Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri, ‘Marilyn’le Bir Haftam’. Yapımcı Harvey Weinstein boşuna “Bu film beni kızlarımın gözünde cool yaptı” demiyor, Katy Perry boşuna Broadway’de Marilyn olabilmek için Weinstein’ın peşinden koşmuyor

“Marilyn Monroe sayesinde kızlarım bana baba ne kadar coolsun” dedi. Hollywood’un ünlü yapımcısı Harvey Weinstein Huffington Post’ta yazdı, ‘Marilyn’le Bir Haftam’ filmiyle dört kızının gözüne nasıl girdiğini ve bu film sayesinde onların nezdinde nasıl ‘cool’ sıfatını hak ettiğini.

Haberin Devamı

Katy Perry’nin görmek isteyeceği kadar cool değilsin!
Daha sonra Katy Perry de filmi izleyip ne kadar çok beğendiğini tweet’leyince kızlar babalarıyla daha da çok gurur duyuyor. Sonra Harvey Weinstein “Biliyor musunuz, Katy Perry benimle görüşmek istiyor” deyince kızların tepkisi değişiyor. “Baba, saçmalama, Katy Perry’nin görüşmek isteyeceği kadar da cool değilsin!”
Çocuklar acımasız olabiliyor ama Harvey Weinstein kızlarının yorumlarıyla eğleniyor. En başından beri de kendi bildiğini okuyor. “Marilyn Monroe hakkında söylenebilecek bir şey kalmadı” diyen annesi Miriam Weinstein’ı dinlemiyor. Evet, Miriam adı Miramax’a verilen kadın. Kızların “Katy Perry seninle neden görüşmek istesin?” yorumlarını da ciddiye almıyor. Şimdi Katy Perry, Harvey Weinstein’le ‘Marilyn’le Bir Haftam’ı Broadway’de sahnelemek üzere görüşmelere devam ediyor. Tabii bu arada film hem Marilyn Monroe’nun hem de Weinstein’ın yıldızını bir kez daha parlatıyor.

‘Sevişmek değil sarılmak istiyorsunuz’
Weinstein’ın yazısını okuduğumdan beri bu filmi izlemek istiyordum. Londra’da kısmet oldu. Zaten film de Marilyn Monroe’nun 1956’da Londra’ya gelişiyle başlıyor. Amaç, Sir Laurence Olivier ile ‘The Prince and The Show Girl’ filmini çekmek. Yanında yeni evlendiği yazar Arthur Miller da var. Marilyn Monroe, çocuk ruhlu bir kadın. Güvensizlikleri var, sürekli pohpohlanmak ve sevilmek istiyor. Boşuna eleştirmen Roger Ebert demiyor, “Marilyn’e sarılmak istiyorsunuz, onunla sevişmek değil.”
Marilyn, sette Laurence Olivier’i ve ekibini çıldırtıyor. Bir gece Arthur Miller’ın günlüğünde “Marilyn’le yaşamak imkansız” yazdığını okuyunca sinir krizi geçiriyor. Sonra da Miller ABD’ye dönüyor. O arada sette 23 yaşında bir gençle tanışıyor, adı Colin Clark. Eddie Redmayne’in canlandırdığı Clark, sette asistanlık yaparken Marilyn’in hem arkadaşı daha sonra da bir haftalık aşk yaşadığı biri oluyor. Ne kadar
acıklı şeyler olsa da sinemadan ‘tatlı bir film’ hissiyatıyla çıkıyorsunuz.
Marilyn’in rol arkadaşı Dame Sybil Thorndike (Judy Dench) haklı, “Onun nasıl oynadığı değil önemli olan, önemli olan sadece görünmesi. O bile yeterli.” İşte öyle bir ışığı var Marilyn’in.
Marilyn rolünde ‘Blue Valentine’dan hatırladığımız Michelle Williams var. Bu rol için kilo almış. Eleştirmen Roger Ebert bile “Michelle Williams kesin Oscar’a aday olur, çok başarılı” diyor.

Haberin Devamı

Scarlett Johansson’u görmek isterdim
Bana kalırsa, Marilyn rolünde Scarlett Johansson’u görmek isterdim. Sanırım koyu bir Johansson hayranı olan ve Vanity Fair’deki Johansson fotoğraflarıyla ilgili yazmaya doyamayan Ertuğrul Özkök de benimle aynı fikirde olur.
Filmin Türkiye’ye 10 Şubat’ta geleceği söyleniyor. Türkiye’de artık filmler yurt dışıyla aynı zamanda vizyona girerken bu filmde neden böyle olduğunu anlamadım. Ama umarım daha yakında vizyona girer ve izleme şansınız olur. Çünkü yönetmen Simon Curtis çok iyi bir iş çıkarmış.
‘Marilyn’le bir haftam’ hem kadınlara hem de erkeklere hitap eden sayılı filmden biri olmuş.