Cadde Camın büyülü dünyası

Camın büyülü dünyası

08.01.2011 - 01:02 | Son Güncellenme:

Riva Deresi’nin kıyısındaki 18 dönümlük alanda, ‘Cam Ocağı’ adlı bir merkez var. Burada camla dost olup, hayallerinizi sanat eseri haline getirebilirsiniz

Camın büyülü dünyası

“İstanbul’da neler varmış da haberimiz yok” dedirtecek zenginlikte, ilginç mi ilginç bir yer... Bir ‘sanat köyü’ dense yeri... Beykoz’un Öğülce Köyü’ndeki Riva Deresi’nin kıyısında 18 dönüm, yani 18 bin metrekarelik bir alanda kurulu Cam Ocağı Vakfı’nın tesisleri, yeşillikler içindeki araziye yayılmış. Sekiz yıldır burası bir ‘cam cenneti’. Bir sanat ve zanaat merkezi...
Sanat deyince müzik, resim, heykel, şiir gelir öncelikle aklımıza. Sanatçının hayallerini sesle, renkle, çeşitli malzemeyle somutlaştırdığı sanat eserleri, izleyenlerin yorumuna açıktır. Sanat eserinin gücü ve güzelliği, izleyenlerin kendi dünyalarında kanat çırpmasına izin vermesinde değil midir zaten?
İşte, cam ocağı denilen bu köyde (biz en sevimli anlamıyla ‘köy’ diyoruz) üretilen sanat eserlerinin ham maddesi, cam. Burada bin 500 derece sıcaklıkta erimiş camla tanışıyorsunuz. Kursta önce pipo tutmasını, sonra üflemesini öğreniyorsunuz. 15’er günlük dört kursu bitirince, artık cama hükmeder duruma geliyorsunuz. Kursun ilk 15 gününde bira bardağı yapacak duruma gelebilirsiniz. Daha sonra kendi özgün tasarımızın olan her türlü hediyelik eşyayı, büstleri, heykelleri üretmeye başlayabilirsiniz. Camla şiir yazabilir, heykel yapabilirsiniz; bir şarkı söyleyebilir, bir öykü anlatabilirsiniz. Cam Ocağı’nın kurucusu Yılmaz Yalçınkaya’nın yorumladığı iki yumurtayla bir güvercinin öyküsünü anlatan kompozisyon, buna örnek.

Haberin Devamı

Nazar boncuğunun sihri
30 yıl önce bir nazar boncuğunun rengi Yılmaz Yalçınkaya’nın aklını çeler ve o günden sonra kendini cam dünyasına adar. Yurt dışında kurslara katılır, sanatı öğrenir. Asıl işi tekstilden kazandığı parayla sekiz yıl önce Cam Ocağı’nı kurar, bir vakıf oluşturur. Yeğeni Nurşen Nalkıran’la Cam Ocağı’nı bugünlere getirirler.
Nazar boncuğundan söz etmişken, onun sihrini ya da en çetin püf noktasını anlatmalıyız. Nazar boncuğunun en zor yanı, sarı rengini oturtmaktır.
Zaten piyasaya şöyle bir bakarsanız, sarı göbeği olan nazar boncuğuna pek rastlamazsınız. Mavili beyazlı nazar boncukları sarmıştır ortalığı. Sarı renkli boncuğun zorluğu şuradadır: Sarının oksidiyle beyazın oksidi kolay kolay uyuşmaz, bir araya gelmez. Sarıyla beyaz temas ettiğinde eldeki mavili beyazlı cam çatlar ve bembeyaz saydam bir hale geliverir. Bu anda sanatçının ağzından “Eyvah uçtu!” sözcüğü dökülür. Nazar değdirmemek için nazar boncuğunun göz çatlatma inancı bundan kaynaklanıyor olmalı.
Uçmayı önlemek için mekandaki havanın, malzemenin, camın sıcaklığının, bir de ustanın uyumu şart. Malzeme karışımı yapana ‘fondör’ deniyor.

Dünyaca ünlü cam sanatçıları
Cam Ocağı Vakfı’na, dünyaca ünlü cam sanatçıları da gelerek, hem burada çalışıp eser üretiyor, hem de kurslarda bilgi ve becerilerini, yenilikleri aktarıyorlar. Örneğin dünyanın bir numarası sayılan İtalyan Lino Tagliapietra burayı seven sanatçılardan biri.
Yılmaz Yalçınkaya, açılıştan bu yana 48 ülkeden öğrenci, 24 ülkeden sanatçı geldiğini belirtiyor. Her yıl gelenler, boncuk eğitimi aldıktan sonra kendi işlerini kuranlar var. Kadınların ilgisi daha fazla. Kursiyerler için her türlü sosyal tesis düşünülmüş.
Cam eğitimi İstanbul Teknik, Mimar Sinan ve Marmara Üniversiteleri’nde de veriliyor. En donanımlı tesisiyse, Yılmaz Büyükerşen Anadolu Üniversitesi’nde kurmuş. Burada dört yıl süreyle cam eğitimi veriliyor.
Cam bir sanat dalı olarak günden güne yaygınlaşıyor. Artık kimse “Alt tarafı cam” deyip geçemeyecek.


Nasıl gidilir?
Arabayla:
Kavacık Köprüsü’nden geçtikten 28 kilometre sonra Ömerli-Şile sapağına giriyorsunuz. 7 kilometre sonra Öğülce köyündesiniz.
Otobüsle: Beykoz’dan kalkan 137 numaralı Beykoz-Riva otobüsüne binip Öğülce’ye ulaşabilirsiniz.

AŞK ÖLÇER
Cam Ocağı’nda ziyaretçilerin ilgisini çeken hediyeliklerden biri de, ‘Aşk Ölçer’ adındaki cam hokka. İçinde özel bir sıvı olan hokkayı avucunuzun ortasına oturtuyorsunuz. Avucunuzun sıcaklığıyla birlikte sıvı, cam boru içinde yükseliyor ve fokurdamaya başlıyor. Sıvı ne kadar kısa zamanda yükselip kaynarsa, aşkınız o kadar kuvvetli anlamına geliyor.

Yazarlar