Cadde Eğlence odaklı Uludağ

Eğlence odaklı Uludağ

25.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Renkli montlar, havalı marka eldivenler, tüylü tüylü ‘ponçik’ botlu kadınlar... Kış sosyalliğinin kayak dışındaki en önemli görseli belki de...

Eğlence odaklı Uludağ

2 bin metre yükseklikte sıfırın altında farklı bir moda, ayrı bir eğlence var. Kayak bitimi sonrası ‘Apres-ski’ mekanlarında yazın ‘beach party’ kafası yaşanıyor bu şekilde. Birçok dağ harika tesislere sahip olsa da, bu manzarayı bütünüyle en iyi görebileceğiniz yer, kış turizminin ilk göz ağrısı Uludağ...
Bu sosyalliği bütünleştiren organizasyonlar, tabii ki Uludağ’da kayak sonrası geleceği oluşturan en büyük unsur. Whitefest ve Corporate Weekend gibi etkinliklerde after-ski partileri, gece konserleri, sabahlatan performans; kısacası ‘eğlencenin
her çeşidini yaşatan bir Uludağ’
oluyor şu mevsimde...
Bu geleceğin başlangıç noktası, neredeyse 20 yıl önceye dayanıyor. Her şey Türk turizminin kilometre taşı Sinan Vardar’ın oğlu Mert Vardar’ın üniversite arkadaşlarıyla Uludağ turu yapmasıyla başlıyor. Sonraki yıllarda iş daha profesyonel hale gelince ilk göz ağrısı Whitefest’le her yıl 12 bin öğrenciyi Uludağ’a götürüyor. Eşi Seda Hanım da bu organizasyonlara kadın dokunuşunu başarıyla yapıyor.
After-ski partilerde, David Şaboy ve Doğuş Çabakçor’un coşturan müziklerine, perküsyonla Tai muazzam eşlik etti. En etkileyici performanssa Teoman’ın konseriydi. Böyle bir rock yıldızının, konser dışında sahne almasını izlemek bile büyük deneyim.
Uludağ’ın kendi popülaritesini her daim tanımlayabilmesinin en büyük önemi de, yakın çevresinde
25 milyon insanın yaşaması... Osman Gazi Köprüsü ve feribotla İstanbul’dan gidişin kolay olması, eski zincir kuyrukları yerine dünyanın en uzun, manzarasıyla romantizm yaşatan yeni teleferik, Uludağ’ı eskisinden daha kolay ulaşılır hale getiriyor.
Tabii ki dağın hâlâ şık restoranlara sahip olmaması, sadece otellerin yemek salonlarıyla bu işin geçiştirilmesi, ayrı bir sorun. Ama “Uludağ eski popüler günlerine hızla dönüyor” demek, yanlış bir yorum olmaz...

Dany öncesi lezzetler...
Konser öncesi sosyallik de, en az konser kadar önemli olmaya başladı son dönemde... Malum, oyunlar dev prodüksiyon, bilet fiyatları da belli bir alım gücünün ulaşacağı cinsten! Zorlu PSM ve Uniq gibi sahnelerde 21.00’de başlayan gösterilere, 18.00 sularında gelip, çevre restoranlarda takılmak, bu sosyalliğin saat aralığı gibi... İşte tam da buna uygun Cheers hizmete girdi, Zorlu PSM’de... Geçtiğimiz haftaki Dany Brillant konseri öncesi deneyimleme fırsatı buldum. Mekanın en sevdiğim özelliği, servisin hız konusundaki iddiası. Oyuna 10 dakika kala uğrayıp, tacoları mideye indirebiliyorsunuz. Ayrıca ikram edilen turşular muazzam. Brilliant sahnesine gelince; yaşlandıkça performansı büyüyor, seyirciyle flörtü de şovun parçası oluyor!


Gastronomiyle sanat birleşince!
Şeflerin bir sanatçı gibi algılandığı şu dönemde, yemekle sanatı birleştirme konusunda yeterince iş görememize anlam veremiyorum. İşler yapılıyor ama yaşama anlamı olan ‘yemek’, sanatın içinde Rembrandt tablolarındaki gibi masada kalıyor! Geçtiğimiz hafta Akaretler Sıraevler’de gerçekleşen Food&Travel Gastroweekend, konseptiyle heyecan yarattı bir nebze! Sanatçıların yeme-içme üzerine çalışmaları ve atıklarla yaptıkları eserler, ilham vericiydi. İşin gastronomi tarafındaysa açılış yemeğinde, 7 Catering şeflerinin hazırladığı ılık helvayı, balıkçıların kısa sürede tarifini araklayıp, ‘San Sebastian Cheesecake’ etkisinde sunacağına eminim.