Aynur Aydın'dan 'sütyen' cevabı: Ahlaksızlık yok!

Pandemi döneminde hayatın çok kısa olduğunun farkına vardım ve İstanbul'dan taşınma kararı aldım diyen Aynur Aydın, özel hayatına ilişkin çarpıcı bir açıklamaya da imza attı. İşte ünlü şarkıcının, Milliyet.com.tr'ye verdiği röportaj... Senle ne zaman iletişim kursam ya Stokholm’desin, ya İstanbul'da. Pandemi yüzünden ilk defa bu kadar uzun İstanbul'da kalmış olmalısın. İki şehri illa ki kıyaslamışsındır. Sende hangisi ağır basıyor? Neden seçim yapmak zorundayım ki? Bana sorarsan her şehrin ayrı dinamiği ve güzelliği var. Düzeni seven bir insanım. İstanbul hissiyat olarak, Stockholm ise sanat olarak beni daha çok besliyor. Başka şehirlerde de yaşadın. Sevmediğin bir yer var mı? İstanbul, Stokholm, Londra, Münih, Los Angeles; tüm bu şehirlerde hem yaşadım, hem de çalıştım. Hepsini çok seviyorum, bir tek Sofya’yı sevmiyorum. Çünkü Bulgaristan’da güzel anılar biriktirmedim. Şimdi de daha önce hiç yaşamadığım için Paris’e taşınma kararı aldım. Pandemi döneminde hayatın çok kısa olduğunun farkına vardım ve bir sene için Paris’te yaşayacağım. Yalnız başına değildir herhalde, bu güzel kadının hayatında mutlaka biri vardır? Sürekli yurt dışına gidip geliyorum. Türk bir isim duyamazsın o yüzden. Evlenip çocuğa karışmak fikri kulağına nasıl geliyor? Çok kötü geliyor! Anne olmayı çok istiyorum ama evlilik bana çok saçma geliyor. Çünkü bugünden bir ömür boyunun sözünü nasıl verebilirim? Veremem! Dürüst gelmiyor açıkçası. Ama mutlu bir beraberliğim olsun, çocuğum olsun ve genlerim devam etsin istiyorum. Cool bir kadınsın. Bir gün 'ben sütyen bile takmıyorum. Sizi mi takacağım?' diye bir tweet atıldığını gördüm Twitter hesabından. Dedim ki; Aynur hacklendi mi? Pandemi döneminde bende bir salmışlık oldu. Burada maksat insanları gülümsetmekti. Sanatçılıktan komedyenliğe terfi ettim o tweetle. Twitter’daki mesleğimi sanatçı yerine ‘komik makinesi’ olarak değiştirdim. Sonra sosyal medya anlayışın ve kullandığın jargon değişti sanki. Sütyenle ilgili ne yazsan binlerce etkileşim almış. Bu bir strateji mi? Geçen ‘kek yaptım’ yazdım o da on binlerce beğeni aldı. Demek ki sütyenle bir ilgisi yok. İnsanlar benim mizah anlayışımı sevdi. Benle ilgili kafasında soru işareti olan Twitter’ıma baksın. Plansız, programsız ve olduğum gibiyim. Sütyenleri dizip konser verme videosu peki? Hem 'sütyen takmıyorum' dedin hem de evinde koleksiyon çıktı! Esprili bir tepki olarak o videoyu çektim. Mevzuya Aynur gibi yorum yaptım. Seni yargılayacak olanları öncesinde tahmin edecek kadar zeki bir kadınsın. Espriden ibaret olduğunu anlatabilecek kadar geniş miydi insanlar? Ben insanların ne düşüneceğine göre hareket etmeyi bırakalı yıllar oldu. Ahlaksızlık ve ayıp olan bir şey yok. Kime göre, neye göre? Biz sanatçılar ve kadınlar bunu kabul etmek zorunda değiliz. Feministlerden destek aldım. O video kadının obje olarak görülmesine esprili bir tepkiydi. Erkek kravatını paylaşsa bu kadar tepki çekmezdi! Farklı tarzlarda şarkılar yapma cesareti gösterdin. Tam olarak bir tarz edindin mi, yoksa deneyselliğe hep açık olacak mısın? Tüm şarkılarımda bir hüzün ve gerçeklik var. Müzikte 'piyasaya iş yapayım' düşüncesinde değilim. Hiçbir şarkım için de 'tutar mı, tutmaz mı?' diye kaygılanmıyorum. Şu an pop müzik dediğimiz şey rap. Adı üzerinde popüler olan müzik. Ama popüler diye rap yapmam, ben rapçi değilim! Ben saf pop müziği seviyorum. Tarzının her zaman arkasından yani? Tabii ki. Piyasa sanatçıyı değil, sanatçı piyasayı yönlendirmeli. Benim temel bir tarzım var; 'o da muhteşem olmak' dermişim. Popülerlik adına hayal ettiğin çıkışı hangi şarkıda yakaladın? İlk ‘Günah Sevap’ ile yakaladım. Ama şarkının bu kadar büyük hit olduğunu bir sene sonra fark ettim. İlk halk konserime çıktığımda, ilk çıkardığım şarkıları söyleyince kimse eşlik etmedi. 'Günah Sevap' başladığı gibi çığlık kıyamet söylenmeye başladı. O zaman dedim bir şarkının tutup tutmaması buymuş. Bu kadar tutacağını hiç düşünmedim. Düşündüğünden az dinlenen şarkın var mı? ‘Düşüne Düşüne’ şarkımın çok büyük hit olacağını düşündüm. Ama hiç tutmadı, içimizde tuttu! Damla Yıldız’la söylediğiniz son şarkın 'Yağdır' sana nasıl geldi, beraber söyleme fikri nasıl gelişti? Şarkıyı daha önce Damla almıştı. Murat Güneş’in doğum günündeydik, Damla da oradaydı. Fikrimi almak için bana da dinletmek istediler. Şarkıyı o kadar beğendiğim ki ‘siz delirdiniz mi, projeye ben de dahil olmak istiyorum’ dedim. Onlar da bu kadar sahiplenmeme çok sevindiler. Çok da güzel bir ortaklık oldu. Kliplerinde standart üstü işler izlettin bize. Şimdi cep telefonuyla klip çekip attıkları zaman 'ben de bu kadar özenmem artık' diye düşünüyor musun? Sonuçta bu işin asıl amacı çok izlenmek ve dinlenmek. Benim için değil. Asıl amacım kendimi yansıtmak, hayallerimi gerçekleştirmek. Fazla izlenirse tabii ki çok mutlu ediyor, az inlenirse de ‘henüz yapmak istediğimi anlamıyorlar’ deyip geçiyorum. En iyi kamerayla da çeksem, cep telefonuyla da klip çeksem benim kliplerim izlenir. Çünkü ben cep telefonuyla klip çekersem yine çok iddialı ve farklı olur. Sıradan bir iş ortaya koymam. ‘Gel Güzelim’ cover şarkına kendi yönettiğin bir klip çektin. Sonra sosyal medyadan sosyal medyadan bir sanat yönetmeni ondan izinsiz pop-art görüntülerini kullandığın iddiasında bulundu. Ne oldu bu işin sonu? Hiçbir şey olmadı. Kendi reklamını yaptı ve sayemde daha çok tanındı. Bu bir ‘remake’ ve bilinçli yapılmış iş. Benim tek hatam bunu net şekilde bildirmemekti. Artık daha dikkatliyim o konuda. Edis, geçen yıl Aleyna Tilki’yle uçakta selfie paylaşıp 'Bu uçak düşerse Türk popu biter' diye açıklama yazmıştı. Türk popunu ikisi mi domine ediyor? Bu soruyu bana değil onlara sormanız lazım!