Cadde Güvercinleri bile zehirleyenler var!

Güvercinleri bile zehirleyenler var!

14.11.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Ayda yaklaşık 100 kedinin tedavi edildiği Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği Başkanı Fatma Gülşen Balkanlı, bu aralar biraz sıkıntılı. Yıldız Parkı girişindeki dernek binasının 175 TL’lik kirasını ödemekte zorlanan Balkanlı, “Bağış yerine elektrik ya da su faturasını ödeyen çıksa yeter” diyor

Güvercinleri bile zehirleyenler var

İstanbul’daki sokak köpeklerinin sayısı biliniyor mu?
Büyükşehir Veterinerlik Müdürlüğü 300 bin sokak köpeği olduğunu açıkladı. Veteriner Hekimleri Odası da 250-300 bine yakın olduğunu söylüyor. Son yıllarda bu rakamda düşüş var. Eskiden Eyüp yolunda, sahil kesiminde çok hayvan olurdu. Şimdi ya bir tane görüyorum ya da hiç yok. İstatistiğini yapabilmek için şehir dışındaki ormanlık alanlara bakmak lazım. Belediyeler oralara götürüyor. Hayvan nüfusunda çok azalma var.

Neden azalıyor?
Hızla ölüyorlar. Hızla öldürülüyorlar. Belediyeler el altından öldürüyor. İnsanlar zehirliyor. Sokakta, bahçede, yaşadığı alanda köpek görmek istemiyor kimse. Onlar bizimle her yerde yaşamaya hazırlar ama biz onları hayatımızda istemiyoruz.

Kedilerin yaşamı daha mı kolay?
Onlar göze görünmüyor. Ağaçlara tırmanıyor, sote yerleri biliyorlar. Havlamaları yok. İnsanlarla ilişkilerine sınır koyuyor. İnsanlar onlardan çok korkmuyor. Köpekler daha sevgi dolu, daha dost, insanlarla iç içe yaşamak istiyor. Kedilerin sayısı köpeklere göre fazla ama onlar da azalıyor. Çünkü hızla kısırlaştırıyoruz. Yıldız Parkı’ndakileri biz kısırlaştırdık. Beşiktaş’ın içindeki hayvanseverler de Çarşı’yı temizlemeye çalışıyor.

İstanbul sokaklarında başka ne sıkıntılar var?
Sevgisiz insanlar, güvercinleri ve serçeleri de istemiyor. O kadar çok ihbar alıyoruz ki... Dışkısıyla arabasını kirletiyor diye otoparkına zehirli buğday koyup güvercinleri öldürenler var.

Haberin Devamı

“Desteksiz çalışıyoruz”
Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği nasıl hayata geçti?
13 sene önce, “İki kedinin, üç köpeğin yarasını sararırız, kuduz aşısı yaparız” diye başladık. İsmimiz duyuldukça insanlar hasta ve yaralı hayvanları getirmeye başladı.

Diğer derneklerden farkınız nedir?
Çoğu hayvanları koruma derneği, internet derneği maalesef. Sadece yazışıyorlar. Onlar da bir şeyler yapmaya çalışıyor tabii. Bazısı da belediyeyle çalışıyor. Onların işi daha kolay, belediye yüklerini hafifletiyor. Desteksiz çalışan tek dernek biziz İstanbul’da.

Şimdi kaç hayvana yuva oluyorsunuz?
Beş köpek ve 70’e yakın kedi var. İki tane yavrulu anne var. Biri Beyoğlu’ndaki Fransız Sokağı’ndan geldi. Biri de Beşiktaş’taki kahveden... Çok güzel yavrular, onlara yuva bulmaya çalışıyoruz.

Ayda kaç hayvanı tedavi ediyorsunuz?
Ayda en az 100 kedi tedavi ediyoruz. Sürekli hasta ya da yaralı hayvan geliyor. Çene ya da kırık ayak ameliyatını özel hocalara yaptırıyoruz. Bin liraya yaptığı ameliyatı bize 500’e yapıyor. Bu ücret, koyacağı pime göre değişiyor. Taksitle ödüyoruz. Yine de teşekkür ediyoruz. Toleranslı olduğu için.

Tedavi sürecini anlatır mısınız?
Diyelim ki Neşe Hanım, Asariye’den bir hasta kedi getirdi. Protokol defterine telefonunu yazıyoruz. Kısırlaştırıyoruz. Kulağını kesip işaretini veriyoruz. Nekahet dönemi bitince Neşe Hanım’ı arıyor ve “Kedinizi alın” diyoruz. Eğer isterse bize bağış yapıyor. Biz 300 TL harcıyorsak insanlar bize 50 TL veriyor. Açığı bir türlü kapatamıyoruz.

Bütçe açığını kapatmak nasıl mümkün olur?
Muhakkak bir sivil toplum kuruluşunun yardım etmesi gerekiyor. Bazı dernekler hükümetin kanatları altında. Biz öyle değiliz. Belediye bizden ayda 175 lira kira alıyor. “Alma” diyemiyoruz çünkü çıkarılmaktan korkuyoruz.


“Maddi sıkıntımız var”
Dernek olarak sorunlarınız neler?
Maddi sıkıntımız var. Çok hayvan tedavi ediyoruz, karşılığında bağış alamıyoruz. İnsanlar iki kuruş vermemek için kutularla bırakıp kaçıyor. Kör ya da patisi yaralı olduğundan sokağa bırakamayacağımız kediler var. Onlar için kafes ihtiyacımız var. Birkaç tane çelik kafes istiyoruz. Bu büyük bir meblağ tutuyor.

Giderleriniz nedir?
Kira borcumuz yine birikti. Bin küsur lira oldu. Para olunca ilaç firmasına, personele veriyorsun. Telefon, internet, su faturası ödeniyor. Kış geliyor elektrikle ısınıyoruz. Elektrik faturamız kışın 300 TL’yi buluyor. Yavru kedi, yavru köpek ve hasta kediler için üç çeşit mama alıyoruz.

Bağış almakta zorlanıyor musunuz?
Gelirimiz sadece bağışlardan oluşuyor. Ama gelir gider arasında hep dengesizlik var. Dernek yolsuzlukları ortaya çıkınca güvensiz bir ortam oluştu. İnsanlar haklı. “Para bağışlayın” demiyoruz. Destek olmak isteyenler çalıştığımız ilaç firmalarına ödeme yapabilir ya da “Ben sizin elektrik ya da su faturanızı ödeyeceğim” diyebilir. Hesaplarımız çok şeffaf. Biz bir derneğiz, bağışlara makbuz veriyoruz. Banka hesabımıza da yatırabilirler.

Otellerden yemek almak mümkün oluyor mu?
Şu anda sadece Swiss Otel ve Garanti Bankası Genel Müdürlüğü’nden yemek alıyoruz. Four Seasons ve Radisson otelleri ekmekle gazete veriyor. Ne kadar çok yemek olursa o kadar iyi. Burnumuzun dibinde Çırağan Sarayı var ama ondan yemek alamıyoruz. Yabancı müdürlere söz anlatmak zor oluyor.

Gelen yemeklerle kaç hayvan doyuyor?
Otel ve restoranlardan gelen yemekleri Kemerburgaz’daki barınağımıza gönderiyoruz. Barınakta 200-300 arasında köpek var. Ayrıca Hadımköy’deki ormanlarda yaşayan köpekleri de besliyoruz.


NASIL DESTEK OLABiLiRSiNiZ?
Eski yün kazaklar, eski havlular, gazete, deterjan ve kağıt havlu getirebilir; süt, makarna, ekmek, kuru ve yaş mama alabilirsiniz.