13.08.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
AA
Hastane enfeksiyonlarını önlemede, sağlık personelinin düzenli olarak el yıkaması, hastadan hastaya mikropları bulaştırmamak için maske ve eldiven gibi koruyucu bariyerler kullanılması ve hasta ziyaretlerinin kısıtlanması büyük önem taşıyor.
Harran Üniversitesi (HRÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Süda Tekin Koruk, bağışıklık sistemi baskılanmış yaşlı ve yeni doğanlar ile kanser hastaları ve yoğun bakımda yatan hastaların, hastane enfeksiyonu riski altında olduğunu söyledi.
Ankara ’da son günlerdeki bebek ölümlerinin ardından yeniden gündeme gelen hastane enfeksiyonunun sadece Türkiye’deki değil dünyadaki tüm hastanelerin ciddi sorunu olduğunu belirten Koruk, tedavi için hastaneye başvuran hastalarda sonradan gelişen ve başvuru anında etkileme döneminde olmayan veya hastanede gelişmesine rağmen bazen taburcu olduktan sonra bile ortaya çıkabilen enfeksiyonların, genellikle hastaneye yattıktan 48 ile 72 saat sonra veya taburcu olduktan sonraki 10 gün içerisinde geliştiğini kaydetti.
Hastane enfeksiyonlarının insan sağlığı üzerinde önemli sonuçları bulunduğunu aktaran Koruk, şunları söyledi: “Hastane enfeksiyonu sakat kalma, yaşam kalitesinde bozulma, iş gücü ve üretkenlik kaybının yanı sıra ölümlere bile yol açabiliyor. Özellikle yeni doğan bebekler, savunma sistemleri yeterince gelişmediği için daha fazla risk altında. Hastane enfeksiyonlarının en iyi tedavisi önlemlerle çok iyi korunmaktır.
Hastane enfeksiyonlarını önlemede sağlık personelinin düzenli olarak elini yıkaması, hastadan hastaya mikropları bulaştırmamak için maske ve eldiven gibi koruyucu bariyerler kullanılması ve hasta ziyaretlerinin kısıtlanması önemli önlemlerdir. Hastanelerde yaşanan personel eksikliği, malzeme ve ilaç yetersizliği sorunla başa çıkılmasını güçleştirmektedir. El yıkama ve uygun temizlik tüm önlemlerin başında gelmektedir.”