Cadde ‘KADINLAR TABLO DEĞiLDiR’

‘KADINLAR TABLO DEĞiLDiR’

17.05.2012 - 01:00 | Son Güncellenme:

‘Can’ filminde rol alan Selen Uçer, seyircinin kadın ve anne figürünü yeniden sorgulayacağını söylüyor.

‘KADINLAR TABLO DEĞiLDiR’

‘Can’ filminden bahsedebilir misiniz?

Film, pek çok kişinin aşina olduğu ve belki de yüzlerce kez anlatılmış bir hikayeden yola çıkıyor. İstanbul’a taşınmış ve fazla eğitim almamış insanların hayata sıfırdan başlamalarının ve yeni bir aile inşa etmelerinin hikayesi. Ama belki de şimdiye kadar anlatılanlardan farklı olarak bu kez aile kavramına çok daha gerçekçi bir bakış getiriyoruz. Çocuk sahibi olmak, karı-kocanın farklı hayatlar yaşamaya başlaması gibi, film altı senelik bir süreç içinde yaşananları anlatıyor. Serdar Orçin ve ben de filmin ana karakterleri Ayşe ve Cemal’e hayat veriyoruz.

Ayşe ve Cemal’in çocuk sahibi olmak için başvurduğu illegal yönteme bakınca, sizce çocuk sahibi olmak her şey mi demek?

Tabii ki kesinlikle değil ama eğitim seviyesiyle bazı algılar birebir uyuşmayabiliyor. Küçük bir kasabada ya da köyde yetişmişseniz, hayatınızı yönlendiren kavramları örf, adet ve gelenekler belirleyebiliyor. Mesela bizim toplumumuzda erkek okur, evlenir, çocuk sahibi olur ve ailesini geçindirmek için para kazanır. Kadın da küçüklüğünden beri evleneceğim, çocuklarım olacak şeklinde yaşar. Tabii ki bunu tüm insanlara indirgemek doğru olmaz ama en azından Ayşe böyle bir kadın.

Türkiye’de artan kadın cinayetleri daha kötü bir noktaya gittiğimizi mi gösteriyor?

Daha zorlaşmadı ama kolaylaştığını da düşünmüyorum. Daha erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Kültür yapımız, savaşçı erkek üzerine kurulmuş, kadın etkin ama hep geriden geliyor ya da arka planda istediklerini uygulayabiliyor. Kararlarını ya da isteklerini doğrudan söyleyemiyor, sesini yükseltemiyor. Şiddet vakalarına bakacak olursanız, bu sadece ülkemiz için geçerli değil, tüm dünya delirmek üzere. Anneler her zaman anaçtır ve yavrularını bağırlarına basarlar. Filmde bir dönem çocuğundan kurtulmak isteyen bir anne figürü izliyoruz.

Ödüllü filmler ne yazık ki gişede sorun yaşayabiliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

‘Can’, bu topraklarda günümüzde geçen bir hikayeyi kadın ekseninde anlatıyor ve bu çok nadir olan bir şey. Sundance Film Festivali’nde jürinin fark ettiği durum da bu oldu. Jüri üyelerinden biri olan aktris Julia Ormond, film ekibini tebrik etti ve “Bu kadar gerçek bir kadın hikayesi anlattığınız için sizi kutlarım” dedi. Benim derdim, filmin kadın hikayesi olması da değil, ne yazık ki normal hikayelerde bile kadını detaylarıyla göremiyoruz.

Kadınlar, meta olarak mı kullanılıyor?

Ne yazık ki böyle bir bakış var. Filmdeki güzel kadın için erkekler kavga ediyor, birbirine giriyor ama bu sırada kadın bir kenarda dikilmiş olanları izliyor. Kadın bir tablo değil ki, onun da düşünceleri ve hisleri var. ‘Can’ filminin kadın seyirci için özel bir film olduğunu düşünüyorum. Hepimizin anne-çocuk ilişkisi içinde bulunduğunu düşünürsek, film büyük bir kitleyi kapsıyor. Ama filmdeki derdimiz sadece bir anne filmi yapmak değil, kadın olmak ve aile kurmakla ilgili bir film yaptık.

Siz ödüllü bir oyuncusunuz, bu nasıl bir his?

Hiçbir işi ödül alayım diye yapmıyorum. Sinemayı çok seviyorum ve rol aldığım filmleri elimden geldiği kadar kendim seçmeye çalıştım. Tabii ki yönetmenlerin getirdikleri senaryolar üzerinden konuşuyorum. Klişeleri sevmiyorum. Farklı rolleri zorlamayı seven biriyim.


“ŞARKI SÖYLEMEYİ SEVİYORUM”

Canlandırdığım rollerin şarkı söylemesi güzel oldu. Her zaman bir klibim olsun istedim ve o da cips reklamında canlandırdığım Burcu Koç karakterine nasip oldu. Hayatta yaptığınız planlar her zaman yolunda gitmeyebiliyor. Şarkı söylemek bir anlatım yolu ve seviyorum. Şarkılar sizi çok farklı ruh hallerine ve duygulara sokabiliyor. Bu anlamda bir albüm çıkarmak istiyorum ama bakalım artık.