Cadde KADINLIĞI ‘AYIP’ BOZUYOR

KADINLIĞI ‘AYIP’ BOZUYOR

06.06.2014 - 20:53 | Son Güncellenme:

‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisinin kıskanç kızı Melisa Aslı Pamuk, “Ayıp kavramı; kadınların seksiliğini, dik duruşunu, ayaklarının üzerinde durmasını, her şeyi bozuyor. Bizde her şey ayıp!” diyor

KADINLIĞI ‘AYIP’ BOZUYOR

2011 Miss Turkey güzeli Melisa Aslı Pamuk, ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisine kıskançlığıyla öne çıkan ‘Ayşe’ karakteriyle dahil oldu.
Doğma büyüme Hollandalı oyuncu, İstanbul’a gelişini, Türkiye’deki yaşamını, gelecek hayallerini Tempo dergisine anlattı...

Haberin Devamı

Türkiye güzellerinin genellikle oyunculuğa yöneldiğini görüyoruz. Siz de aynı şeyi yaptınız. Neden?
Hollanda’da da oyunculuk yaptım. 13 yaşında bir kısa filmde başrol oynadım. Halam oyuncu,
babam da bu işlerle uğraşıyor. Anlayacağınız oyunculuk hep vardı içimde ama bunu Hollanda’da yapmayı düşünüyordum. Sonra Türkiye güzeli seçildim. Mankenlik de yapmak istemiyordum. Hollanda’da yeterince mankenlik yaptım çünkü. Diksiyon eğitimi alıp, öncelikle Türkçemi ne kadar geliştirebileceğimi görmek istedim. O sıralarda birçok hocadan oyunculuk eğitimi aldım. Ve kendimi setlerde buldum.

Güzellik kraliçesi olmanın avantajlarını yaşıyor musunuz?
İş konusunda, evet. Özellikle Türkiye’deki dizilerde güzel, hoş fiziğe sahip kızların olması öne çıkan bir detay.

Haberin Devamı


Şimdi ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisinde oynuyorsunuz. Nasıl gidiyor?
Çok güzel. Diziye sonradan, İstanbul serüveninde dahil oldum. “Ayşe karakterini oynayacaksın” dediler. Oysa kitapta yoktu ve bu nedenle çok şaşırdım. Otel müdürünün kızını canlandırıyorum. Erken yaşta dul kalan ve Seyit’e aşık olan bir karakter.

‘AYŞE’ SEVİLMEDİ
Karakteriniz pek sevilmiyor ama...

Kızlar benden nefret ediyor! Petro’nun dişi versiyonu olarak görüyorlar. Kızlardan özür diliyorum ama senaryo ne gerektiriyorsa onu yapıyorum. Aslında bu, benim için güzel bir şey. Demek ki, o karakterin kötülüğünü iyi yansıtıyorum.


Türk dizilerini nasıl buluyorsunuz?
Türk dizilerini çok seviyorum. İtalyan, İspanyol havasında çok güzel Türk kadınlarımız, yakışıklı jönlerimiz var. Hikayeler daha bizden, daha samimi. Ama tabii ki, Amerikan dizileri Türk dizilerini sollar. Burada bir kadının eline kılıç aldığını görmedim mesela. Bir kadının güce sahip olmasını görmek hoşuma gidiyor.

Bu toplumda o biraz zor sanırım...
Bir bastırılmışlık var evet ama kadın olmak kadına bağlı. Kimseyi dinlemek zorunda değiliz. Bir defa yaşıyoruz! Nasıl davranmak istiyorsak, öyle yapabiliriz. Ayıp kavramı her şeyi; kadınların seksiliğini, dik duruşunu, ayaklarının üzerinde durmasını bozuyor. Bizde her şey ayıp!

Haberin Devamı

SANSÜRDEN KORKAR OLDUK
İlk geldiğiniz zamanla şimdi arasında farklılıklar görüyor musunuz?
Geleli yaklaşık beş yıl oldu. O zamanlar burası bu kadar karışık değildi. Ya da ben daha uzaktım. İnsanlar çok daha rahattı. Gördüğüm kadarıyla ekranlarda artık mini etekler eskisi kadar yok. Konuşma tarzı biraz daha rahattı. Şimdi sansür yemekten, frikik vermekten çok korkar olduk. Dekolte giydiğim zaman daha çok konuşuluyor, göze batıyor. Son yıllarda tabularımız arttı. Bir ara Avrupa Birliği’ne
girmeyi düşünürken, şimdi
ne hallere geldik.

ÖĞRENCiYKEN EYLEMCiYDiM

Politikayla aranız nasıl?
Severim ama Türkiye’de pek dahil olmamaya karar verdim. Oyunculukta tepki alabiliyorsunuz. Kafam
karışıyor artık. Mesela bir görüşüm var ve bu görüş kimseyi ilgilendirmez. Ama gündemi takip ederken çok yoruluyorum. Sürekli bir bağırış, çağırış durumu var. O şekilde bir insanı ikna edemezsiniz.

Ülke gündemi şu sıralar eylemlerle dolu. Bu durum Hollanda’da gerçekleşse nasıl olurdu?
Hollanda demokratik bir ülke.
Öğrenciyken eylem yapıyorduk; burada Gezi Parkı’nda neler yapıldıysa aynı şeyleri yapıyorduk. Hiç kimse de gelip Tomalarla su sıkmadı ya da gaz bombaları atmadı. Sadece “Geç oldu evinize gidin” diye uyarıyorlardı. Biz eylem yapsak da, “Neden böyle tepki veriyorlar, neden karşı çıktılar?” diye oturup düşünenler var Hollanda’da. Ya geri çekiliyorlar ya da “Kusura bakmayın, bunu gerçekten yapmak zorundayız” diyerek, savlarını mantıklı açıklamalarla destekleyerek barış içinde çözüm arıyorlar. Burada hiçbir açıklama yok. Herkes bir eylem içerisinde ama kimsenin çıkıp açıklama yapmak
gibi bir derdi yok!