Cadde Kanserin sevmediği yiyecekler - 2

Kanserin sevmediği yiyecekler - 2

15.07.2010 - 01:49 | Son Güncellenme:

Prof. Dr. Mehmet Öz ile sohbetimize kanser risklerinden korunmamıza yararlı yiyeceklerden bahsederek devam ediyoruz. Bugünün konuları: Tümor torpilleri, hücre-komando yiyecekleri ve itfaiye erleri

Kanserin sevmediği yiyecekler - 2

“Mehmet, dün sebze ve meyvelerden bahsettik, bunların renkli olanlarından ne kadar çok yersek o derece faydalı olduklarını konuştuk. Çoğu kişi sebze yemenin işi hallettiğini zannediyor, halbuki diğer besin grupları içinde de çok yararlı besinler var.”
* * *
“Doğru söylüyorsun Hasan, etrafımızda o kadar değerli ve kanser riskini ciddi oranda düşürecek besin var ki, bunlardan yararlanmamak yazık. Mesela diğer bir kanser savaşçısı besin grubu tam tahıllı gıdalardır. Bunlara ‘tümör torpilleri’ diyoruz. Tam buğday, çavdar, yulaf ve bunların unundan yapılan ekmek çeşitleri, kepekli pirinç, bulgur, kepekli makarna gibi çeşitli yiyeceklerin oluşturduğu bu grup öncelikle lif dolu. Ve lifin pek çok faydasından biri de vücudumuzun, birincil detoks sistemimiz olan boşaltım sistemiyle temizlenmesine yardımcı olmaktır. Lif tükettiğimiz zaman vücudumuzdaki kanserojen maddeler daha çabuk dışarı atılacaktır ve ne kadar az kanserojen madde varsa, risk de o kadar aza iniyor. Ayrıca tam tahıllı ürünlerde çözülebilir lifler de bulunur. Yani hormon seviyelerimizi sabitler, ensülin seviyesini düşürürler. Bunları da dolabımıza yerleştiriyoruz.

Haberin Devamı

Protein sadece ette yok
Tümör torpillerinden sonra dolapta bulunması gereken diğer bir besin gurubu var; proteinler. Biz bunlara ‘hücre-komando yiyecekleri’ diyoruz. Bunlar balık, kurubaklagiller, yağsız süt ürünleri. Peki, bu grup neden önemli? Çünkü bu yiyecekler vücudun yapı taşı protein bakımından zengin kaynaklar. Protein dediğimiz zaman insanların aklına hemen kırmızı et geliyor. Ama dört bacaklı hayvanların etlerinde fazla miktarda doymuş yağ vardır. Doymuş yağ, oda sıcaklığında katı haldeki yağ demektir. Bunları istemiyoruz çünkü vücudunuza girince de katı oluyorlar ve damarlarınızı tıkayabilirler. Doymuş yağ inflamasyonu artırır ve bunların kolon kanseriyle bağlantısı olduğu da düşünülüyor. Dolayısıyla protein içeren ama aynı zamanda da doymuş yağı olmayan veya çok az olan besinleri dolabımıza koyalım. Tabii balık buna çok iyi bir örnek. Balık Omega-3 açısından zengin olduğu için haftada en az birkaç kez menünüzde bulunmalı, hatta her gün bile bir porsiyon, yani 100-120 gram civarı somon gibi bir balık tüketebilirsiniz. Balık yemek, Omega-3 içeriğinin yanında, size kaliteli protein de sağlamış oluyor.”
* * *
“Mehmet, çoğu kişi proteinlerin sadece hayvani gıdalarda olduğunu sanıyor, özellikle mutfağımız bitkisel proteinler bakımından çok zengin. Mesela piyaz, kuru fasulye, mercimek çorbası günlük karşılaştığımız protein zengini yiyecekler.”
* * *
“Tabii Hasan, bu bakımdan çok şanslıyız. Beyaz, kırmızı ve maş gibi çeşitleriyle kuru fasulye, mercimek çeşitleri, nohut gibi gıdalar kurubaklagil grubundandır. Kurubaklagiller, bol miktarda bitkisel protein içerirler. Doymuş yağları sıfırdır, ayrıca daha önce yararlarından bahsettiğimiz lif, posa içerir. Aynı zamanda magnezyum ve potasyum gibi vücut elektrolit dengesini sağlayan mineralleri barındırırlar. Proteinlerden bahsederken bunların yanında da bir su bardağı kadar yağsız süt unutulmamalı, bunlar yüksek kalsiyum ve fosforuyla kemik yapısını güçlendirerek osteoporozu önler.

Haberin Devamı

Kuruyemişlerdeki yağ faydalıdır
Son grupta olanlar küçük miktarlarda, çok güçlü işler yapar. Bunlar ‘İtfaiye erleri’ dediğimiz grup. Bunlar sarmısak, zerdeçal, zencefil, tarçın gibi besinlerdir ve bunları her gün soframıza katmalıyız, o nedenle dolapta da yerlerini almalılar. Bunlara ilave olarak fındık, ceviz gibi kuruyemişler faydalı yağlar içerir. Ceviz gibi kuruyemişler, bol miktarda kalsiyum ve magnezyumun yanında anti-oksidan açısından zengindir. Ve Omega-3 ihtiva eder, bu nedenle kanserden korumada yararlıdırlar.
Günde bir avuç kadar fındık, badem ve ceviz yeterince faydalı yağ kazandırır. Tabii faydalı yağlardan zeytinyağı ve keten tohumu yağı da dolabımıza hemen girmeli. Çikolatamızı da koymayı unutmayalım buzdolabına, tabii minik boy olsun, yüzde 70 ve üzeri kakao içeren bir çikolata.”
* * *
“Mehmet, iş niyet edip, ‘ben sağlıklı olacağım’ kararını vermekte. İnsanlar bu bahsettiğin faydalı ve koruyucu yiyecekleri 2-3 hafta gibi bir süre yedikten sonra, zararlı yiyecekleri daha ağızlarına koyduklarında yağları, tatları bile kendilerini rahatsız ediyor. Olay, bakış açısı ve alışkanlık, bunu yenebilmenin yararına inanan kazanıyor.”

Haberin Devamı

Yarın ‘Mehmet Öz Show’ ve hasta-doktor ilişkileri hakkında konuşacağız.