1 dolara satılan dergi


Haber dergiciliğinin en önemli markalarından Newsweek, borçlarıyla birlikte 1 dolara satıldı! Bu satış, dergiyi ve çalışanları şimdilik kurtaracak. Ancak haftalık haber dergiciliğinin altın günleri artık geride kaldı


Medyadaki hızlı değişim rüzgarları herkesi etkiliyor. Türkiye’nin iki büyük markasına bakın: Tempo aylık, Aktüel iki haftalık oldu.
Aksiyon dışında haftalık haber dergisi olarak hayatta kalabilen kalmadı. Son olarak Newsweek Türkiye haftalık haber dergileri kulvarında mücadele veriyor.
Haber dergiciliği sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde can çekişiyor. Hep yazıyorum, sadece dergi değil, gazeteler de aynı sıkıntılarla boğuşuyor. İnternet gazeteciliğinin inanılmaz bir hızla yaygınlaşması ve çeşitlenmesi, başta haber dergileri olmak üzere pek çok yayını köşeye sıkıştırdı.
Dergiciliğin en önemli markalarından Newsweek, uzun zamandır katlanan borçları ve zararları nedeniyle kapatılmanın eşiğindeydi. 77 yıldır yayın hayatını sürdüren derginin kurtarıcısı Amerikalı işadamı Sidney Harman oldu.
Son haberlere göre Harman, dergiyi 1 dolara satın aldı! New York Times bu rakamın nominal değer olarak belirlendiği, derginin tüm borçlarının da üstlenildiğini yazdı. Birkaç ay önce de İngiliz Independent gazetesi benzer şartlarda satılmıştı.

Haberin Devamı

Alıcıları nasıl elediler?
1961’den beri Newsweek’in sahibi olan Washington Post Company, dergiyi mayıs ayında satışa çıkarmıştı. The Post yönetimi, iki buçuk ayda karşılarına çıkan çeşitli potansiyel alıcıyı geri çevirdi. Çünkü çoğu, dergiye farklı bir editoryal içerik kazandırmanın ve çok çalışan atmanın peşindeydi.
Çeyrek yüzyıldır Graham Ailesi’ne ait olan yayının ‘ruhunu’ korumak için satışın mümkün olduğunca az taşı yerinden sarsması, asıl öncelikti. Newsweek’in 300 kişilik kadrosu, kapanma tehlikesi olduğundan işlerini kaybetme tehlikesi yaşıyordu.
Satış, kadroyu kurtaracak gibi ancak derginin yayın yönetmeni Jon Meacham görevi bıraktığını açıkladı.

Köklü değişiklik zor
Sidney Harman (91), Amerikan Kongresi üyesi Jane Harman’ın kocası, aynı zamanda Harman International şirketinin kurucusu ve sahibi. Connecticut bazlı şirket, 1950’lerde FM radyoları satarak işe başladı. Bugün dünyanın en büyük ses sistemi üreticilerinden.
2008’de emekliye ayrılan Harman “Gazetecilik, iş ve teknolojik anlamda büyük bir yeniliğe başlamak için sabırsızlandığını” açıkladı. Harman’ın maddi kaynaklarının, dergiyi uzun vadede kazançlı hale getirebileceği konuşuluyor. Ama köklü bir değişiklik yapmadan derginin eski altın günlerine dönmesi imkansız gibi.
10 yıl önce değil kapatılması, masraftan kısması dahi düşünülemeyecek olan bu dev markanın 1 dolara satılacağı kimin aklına gelirdi? Newsweek’in satışı, artık dergiciliğin ve gazeteciliğin- 20’nci yüzyıl şartlarına göre yapılamayacağının işareti.


YEDİ YILDA OKURUN ÜÇTE İKİSİ GİTTİ
- Newsweek son üç yılda 44 milyon dolar zarar etti. Okurlar dijital yayıncılığın nimetlerini keşfederken derginin reklam ve satışı hızla eridi.
- 2003’te ABD’de 2.7 milyon, dünyada toplam 4 milyon adet satan derginin tirajı bugün 1.5 milyona düştü.
- Geçen yıl günlük haberleri takip etmektense derinlemesine gazetecilik ve yorum yazılarına ağırlık veren bir yayın çizgisine girdi ama bu da tutmadı.


TWITTER’DA DALGA KONUSU
-“Sidney Harman 90 yaşında. Belki dergiye abonelik aldığını zannediyordur.”
-“Harman internet diye bir şey duydu mu?”
-“Biri Newsweek’i 1 dolara satın almış. Garip, çünkü dişçide bedava”
-“Murdoch ve Redstone’a bakıp, medya duayeni olmanın ölümsüzlük anlamına geldiğini mi düşünüyor?”
-“Newsweek nihayet stereoya döndü!”
-“Newsweek 1 dolara satıldı. 52 haftalık aboneliğe yüzde 98 indirim yapmışlar!”
- “Sıcak haber: Newsweek’in dijital bölümü
analoğa dönüyor.”


TOHUM EKME/ INCEPTION
1 dolara satılan dergi
Galiba uzun zaman olmadığı kadar iyi filme hasret kalmışız. Günlerdir Christopher Nolan’ın son filmi ‘Inception’, bizdeki adıyla ‘Başlangıç’ konuşuluyor. Hatta ‘Matrix’le karşılaştırma bile yapılmış.
-Yaz sıcağında 2.5 saat sinema salonuna kapanmanın keyfi bir yana, ‘Inception’ herkesin seveceği bir film değil. Açıkçası başında biraz da konusunu bildiğim için “Ne zaman başlayacak şu film?” diye sabırsızlandım. (Ki sabırsızlık, günümüzün hastalığı).
-İkinci yarıda kendimi epey kaptırdım. ‘Inception’, rüyaların etrafında zaman-mekan algısını sorguluyor. Hepimiz rüyalardan etkilenir, ne anlama geldiğini sorgular, beynimizin bize uykuda yaptığı bu bilinmez oyunu çözmeye çalışırız. Tabii bu rüyalarda sembolik değerlerden çok ‘ekşın’ var.
-“Rüya ne, gerçeklik ne?” sorusundan çok bir insanın zihnine herhangi bir fikir yerleştirmenin ne kadar zor olduğunu düşünmek ilginçti. Aynı zamanda bir fikrin, atılan bir tohumun nasıl farklı sonuçlara varabileceğini görmek.
-’Matrix’le karşılaştırmaya gelince. Zamanın farklı akışlarını sahneye aktarırken benzerlik hissine kapılmak mümkün. Fakat ‘Matrix’, hem film tekniği, hem felsefesiyle kült bir film. ‘Inception’ iyi bir film olmanın dışında aynı tadı asla vermiyor.

Haberin Devamı