Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmine özellikle Coen sinemasını sevenler bayılacak. Filmin kurgusu süper, karakterler harika, kara mizahı oturtmuş. Bir Anadolu cinayetinin Coenvari yorumu olsaydı, herhalde böyle olurdu

COENVARi BiR ANADOLU FiLMi
‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filminden bir sahne.

Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’, bir haftadır gösterimde. Bu süre zarfında olumlu-olumsuz pek çok yorum yer aldı basında. Peki Cannes Film Festivali’nden ‘Özel Jüri’ ödülüyle dönen film, gerçekten Türk izleyicisine hitap ediyor mu?
Yahut “Türk izleyicisi” dediğimiz şey kimdir, ona ne hitap ediyor?
‘Bir Zamanlar Anadolu’da’nın izlenme rekoru kırmasını beklemiyoruz. Zira gişe için yapılan filmle “İyi film” aynı olmuyor. Aynı şekilde, zevkler de tartışmalı. Fakat filmin hakkını teslim etmeli.
‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ya, ‘Kurtlar Vadisi ‘ve ‘Lost izleyen’, Robert de Niro-Al Pacino ikilisinden şaşmayan, favori filmi ‘Scarface’ olan oğlumla gittim. İkimiz de filmi hiç sıkılmadan, dakikaları kovalamadan izledik. Çıkışta “Değişik filmdi, sevdim” dedi.
Evet. Standart Hollywood sinemasına alışanlar için ‘Bir zamanlar Anadolu’da’ hakikaten değişik, ama asla sıkıcı veya boş değil!

Haberin Devamı

Karakterler çok iyi
Sahnelerdeki inceliği, diyaloglardaki yalınlığı severek, düşünerek, bazen de eğlenerek izledim filmi. Karakterler çok iyi... Yılmaz Erdoğan’ın taşradaki polis memuru rolünde abartısızlığıyla güzel, Taner Birsel gerçek bir ücra kasaba savcısı, ‘şoför’ Ahmet Mümtaz Taylan şahane, muhtar Ercan Kesal resmen rolüne doğmuş. Bir tek Muhammet Uzuner’in canlandırdığı ‘doktor’ biraz fazla tanıdık: Şehirden tayinle gelen, duvarına Beyoğlu posteri asan, kafası karışık bir ‘ıssız adam’.
Fikir de süper: Ceset aramakla geçen ilk yarı, asla sıkmıyor. İkinci yarıysa otopsi sahneleriyle zihinlere kazınacak.
Gecenin bir köründe, Anadolu’nun herhangi bir yerinde yolunu kaybetmiş erkekler sürüsünün kendi dramları da birer birer açılıyor beyazperdede...
O ıssız yollarda, elektrik kesintili gecelerde, gri-kahverengi ilçe sabahında ve morgda görüntüler tuhaf, sıradan olduğu kadar sarsıcı...
Bu haliyle film, hakiki bir Coen filmi tadında... Taşra sıkıntısı var, tuhaf taşralı alışkanlıkları var, yersiz, sınırsız şiddet desen, o da dibine kadar var.

Haberin Devamı

Coenler de ona hayran
Fakat bu hayranlık karşılıklı... 2007’de, 33 ünlü yönetmenin dünya sinemasından ne anladığını yansıttığı, 3-4 dakikalık kısa filmlerden oluşan filmde Coen’ler Ceylan’a selam çakmıştı.
Coen’lerin ‘Dünya Sineması’ adlı kısa filminde taşralı bir Amerikalı sinemasever, Jean Renoir’ın ‘Oyunun Kuralları’ klasiğiyle Nuri Bilge Ceylan’ın ‘İklimler’inin arasında kalıyor. Genç gişe görevlisi ona ‘İklimler’i tavsiye ediyor...
Biraz da ismine takıldım filmin. Ceylan, bu ismi seçerken ‘Once Upon a Time in America’ya kendince bir gönderme yapmış olabilir mi? Fakat New York’ta Yahudi gangsterlerin çocukluğundan başlayıp 35 yıl sonraki buluşmalarına giden epik filmde zaman, mekan, karakterlerin bağlantısı belliydi...

Haberin Devamı

Bir zamanlar Kırıkkale’de
Buna karşılık ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’nın yeri belli olmasa da ikinci yarıda 71 plakalı araçlarla Kırıkkale’de olduğumuzu anlıyoruz.
Bir yandan da film, “Ne fark eder? Sivas da olabilirdi, Konya da” dedirtiyor insana... Ancak Ceylan, bu filmde dikkatle ‘tarihi, toplumsal, dini, siyasal olaylar’a uzak durmuş. Sivas’ta ya da Konya’da çekseydi, sıkıntı olurdu. Mayıs sıkıntısı. Oysa maksat, ölümün, cinayetin ne kadar sıradanlaşabileceğini anlatmak.
Anlayacağınız mesaj kaygısı yok. Sıradan erkeklerin yine sıradan, sıkıcı dünyası, hepimizin gayet iyi bildiği bürokrasinin saçmalıkları...
Evet izleyici arkadaş, kadına bakış sorunlu! Ama ötesi nerede derseniz, o yok... Benim güzel ve yalnız ülkemin başka yönetmenleri çözüversin.

BU HAFTA NE YAPSAK?
İZLENİR: Yeni Medya Düzeni konferansının ikincisi 5 Ekim Çarşamba, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda. Açılış Wikipedia’nın kurucusu Jimmy Wales, kapanışsa Wikileaks’in tartışmalı ismi Julian Assange’dan! Bilet ve detaylı bilgi için tel: 0212 467 32 20
OKUNUR: Gelecek bilimsel olarak görülebilir mi? Ortadoğu’nun
düzeni neye benzeyecek? Yeni bir dünya savaşı çıkar mı? Prof. David Passig’in Koton Kitap’tan çıkan
‘2050’ adlı kitabı bu sorulara yanıt arıyor.
GİDİLİR: “Silahlar Sussun, Barış Konuşulsun!” diyen, “Çözüm demokraside, çözüm diyalogda, çözüm müzakerede!” diye haykıranlar Ankara’ya gidiyor. 8 Ekim, Saat: 11:00, Ankara Sıhhiye Parkı. Barış İnisiyatifleri, bilgi için tel: 0533 4479709