Aşkın 40 kuralı... Romancı Elif Şafak’ın Türkiye’de çoksatan ‘Aşk’ kitabı, ABD’de bu isimle piyasaya çıktı. Şafak, Tribeca Barnes&Noble’daki imza günü New Yorklu Türklerle doluydu

Oryantal desenli, zarif bir kapak. Üzerinde İngilizce olarak ‘Aşkın 40 Kuralı- Rumi hakkında bir roman- Elif Shafak’ yazılı. ABD’de bu hafta piyasaya çıkan kitabın yayınevi Viking Penguin.
Bildiğiniz Elif Şafak’ın Aşk’ı bu... Fakat ismi ve kapağı Türkiye’dekinden farklı. Her gün onlarca yeni kitabın vitrine çıktığı bir pazarda, akıllıca bir seçim. Doğululuğu vurgulamak, ama bir yandan da modern bir roman olduğu hissini yaratmak önemli. Tek başına ‘Love’ deseniz, bizdeki ‘Aşk’ın karşılığı sayılmaz.
Elif Şafak, yoğun: New York’taki Kardelenler sunumuna konuşmacı olarak katıldığı günün akşamı, kitabından pasajlar okumak ve imzalamak için Barnes and Noble’ın Tribeca şubesinde. Onu dinlemeye gelenler arasında Leyla Alaton ve Yasemin Pirinççioğlu gibi İstanbullular da var, New York’ta yaşayan Türkler de.

Haberin Devamı

Ne kadar sahici?
İngilizcesi, neredeyse Türkçesi kadar akıcı ve düzgün. Öyle sonradan olma, özenti, eğreti bir Amerikan aksanından bahsetmiyorum. Okumayı bitirdikten soru cevaba geçiyor.
Tahmin edileceği gibi, kitabı hem Türkçe hem İngilizce yazmış olması, neden orijinalinden farklı bir ismi seçtiği, annelikle yazarlığı birarada götürmenin zorlukları gibi sorular soruluyor.
Bu arada Şafak, 40 yıldır Barnes and Noble’da imza günü düzenliyormuşcasına rahat, sorulandan da fazlasını anlatıyor... Hani alıp Oscar törenine koysanız, aynı tevazu ve kendine güvenle, başını hafif yana eğerek sahnede konuşacakmış gibi bir hali var. Ve ne söyleyeceğini, hangi mesajı vereceğini kafasında çok net belirlemiş, bir dostun deyimiyle ‘focused’ (odaklanmış) bir hali var.
Peki hem anne, hem bir nevi göçebe olmak... Mühendis gibi hesaplayarak değil de içinden geldiği gibi (kendi tabiriyle organik) yazmak... Veya evrenle bağ kurmaktan bahsederken ne kadar sahici?
Açıkcası bunları burada sorgulamak yerine romanına odaklanmayı, yurtdışına çıkan ender kadın romancılarımızdan biri olmasını ve yazma sevdasını takdir etmeyi tercih ederim.

Elif Shafak takes Manhattan(*)

MANHATTAN’I ALMAK...
* I’ll Take Manhattan, Judith Krantz’ın romanından aynı isimle 1987’de filme uyarlandı.
* Filmin kahramanı Maxi Amberville, New York’ta bir dergi imparatorluğunu miras alan ve binbir türlü entrikayla baş eden genç bir kadın.
*1925’te yazılan ‘Manhattan’ adlı şarkı, çoğu insanın aklında ‘I’ll take Manhattan’ olarak yer alır. Frank Sinatra da bu şarkıyı yorumlamıştı.
* New York’ta ‘I’ll Take Manhattan’ adıyla rehberli yürüme turları da düzenleniyor.
* Leonard Cohen’in meşhur şarkısından: “First we take Manhattan, than we take Berlin...” (Önce Manhattan’ı alırız, sonra da Berlin’i.)

Haberin Devamı

WALL STREET’TE 5 MİNARE
Kardelenler’in BM çıkarması sebebiyle New York’a davet edilen basın grubundan neşeli enstantaneler:
- Vatan yazarı Reha Muhtar ve eşi Deniz Hanım her an, her yerde beraberdi. Yer hosteslerinden biri onlara kısaca ‘The couple’ (Çift) adını taktı.
- Hürriyet yazarı Eyüp Can, rehberlik görevini üstlenecek kadar tezcanlı ve organize. Panel öncesi hızlı bir Barnes and Noble turu yaptık. Kindle hevesimiz kursakta kaldı çünkü sadece online sipariş yapılıyor. Türkiye’ye teslimat yok; ayrıca kitapları indirmek için de ABD’de bulunmanız gerekiyor.
-Habertürk yazarı Rahşan Gülşan, 45 dakikada Rockefeller’in tepesine çıkıp fotoğraf çektirerek dünyanın en hızlı gazetecisi olduğunu kanıtladı.
- BM’den sonra Wall Street’teki Capitol Grille’de yenen geç öğlen yemeğinde keyifler yerindeydi. Zaman yazarı ve Marketing Türkiye’nin sahibi Günseli Özen Ocakoğlu güzel sesiyle bir türkü patlattı. Böylece Manhattan’ın göbeğindeki bu havalı et restoranı Türk musikisiyle ilk kez tanışmış oldu.

Haberin Devamı

(*) Elif Şafak Manhattan’ı ele geçiriyor