Cadde O bir gizli kahraman

O bir gizli kahraman

26.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

O bir gizli kahraman

O bir gizli kahraman



O bir gizli kahraman
25 yıl önce İzmir Fuarı’nda tanıştık Osman Yağmurdereli’yle. Ben çiçeği burnunda gazeteci, o profesyonel şarkıcıydı. Babası milletvekili olan sevgili Osman, para kazanmaya mahalle bakkalında çıraklık yaparak başlamış. Kolejde okurken de hafta sonları kaset doldurmuş. Şimdi 51 yaşında ve mesleğinin zirvesinde. Aslan gibi. Delikanlı, sözünün eri. Başarılı bir yapımcı ve aile reisi, arkadaş, dost canlısı, yürekli. O nedenle Osman’ı köşeme konuk ettim. Bugüne değin kimse onu konuşturamadı. Severek izlediğiniz dizilerin gizli kahramanı, beyni olan Osman Yağmurdereli’yi Şenay DÜDEK farkıyla tanıyacaksınız.

ŞD-Geçmişe uzanıp nostalji yapalım.
OY-20 senem Ankara’da geçti. Yakın arkadaşım Faruk Tınaz "Sürünmek her yerde sürünmektir" deyip beni İstanbul’a çağırdı. 26 yaşındaydım ve gündüzleri kolejde öğretmenlik yapıp akşamları şarkı söylüyordum. Askerlik dönüşü yataklı trene atlayıp geldim İstanbul’a. Şişli’deki evde ben, Faruk ve Kamil Sönmez birlikte yaşadık. Küçücük bir oda. Allah bana yardım etti. Benim inancım çok fazla. 30 yıldır pek çok insana iş verdim, hizmet ettim. Sayemde kat, yat, araba sahibi olanlar var. Bana onların hayır duaları yeter. Neyse, sonra İzmir Fuarı Akasyalar Gazinosu’na girdim. İşler iyi gitmedi. Cep delik, cepken delik. Kara kara düşünürken o dönemin parlak solisti Vahdet Vural aradı. Boğaziçi Gazinosu’nda iş teklif etti. Ben 35 bin isterken, onlar 50 bin verdiler. Tabii Vahdet sayesinde. Ardından hiç işsiz kalmadım. Gülizar, Doğanay, Este, Astoria gibi bütün gece kulüplerinde çok tutuldum o yıllarda.

ŞD-Kamil Sönmez, Faruk Tınaz ve senin aranızdan en çapkın kimdi?
OY-Hepimiz. Ama Kamil Ağabey karda yürüyüp izini belli etmezdi. Bugünün pek çok starının o evde güzel anıları vardır. Fakat söylemek bana yakışmaz.

ŞD-Bugüne kadar pek çok ünlü assolist ile çalıştın. Rahmetli Zeki Müren, Muazzez Abacı, Yüksel Uzel, Emel Sayın... Geçmişle günümüzün bir karşılaştırmasını yapsana...
OY-Zeki Müren gibi star ancak bir kez dünyaya gelir. Özel hayatı fırtınalıydı. İşini ve özel yaşamını çok güzel ayırmasını bilirdi. Bülent işkolik ama çok kaprisliydi. Ben ‘Bir Bir Birilerine’ diye bir türkü meşhur ettim. Bir gün baktım, duvarda bir liste; türkümü kendi repertuvarına koymuş. Şaka sandım. Sahne müdürü "Ağabey, Bülent Hanım bu türküyü kendisi okuyacak, size yasakladı" dedi. Ertesi gün kadınlar matinesinde ortalık yıkılıyor, herkes o türküyü istiyor. Ben de "Solistim izin vermiyor" diyorum. Arkadan Bülent Ersoy’a baktım, "Oku lan, oku" dedi. Gülüştük. Bülent dostluğumu sürdürdüğüm özel bir insandır. Yüksel Uzel çok akıllı bir kadındır. Masa hesabı bile yapar. Muazzez Abacı sadece Türk Müziği söyler, başka bir şey düşünmez. Emel benim her zaman starımdı. Dizimde de zaten başrol oyuncusu oldu; ‘Aşkım Aşkım’da. Sesi, fiziği çok güzel. Gençlik aşkımdı. 24 senelik şarkıcılık serüvenimi Maksim’de bıraktım. Ama en mutlu günlerim Çengelköy’deki Doğanay Gazinosu’nda geçti. Buranın sahibi İlhan Ağabey, yüreği iyi olan bir insandı. İşin dışında da çok iyi dosttuk. Semra Türel, Nur Yoldaş, Nesli Özsoy’lu kadro full gidiyordu. Program sonrası kendi aramızda eğleniyorduk. Herkes "Benim bu akşam şu kadar masam var" diye konuşuyordu. O zaman ‘Oy Oy Emine’ türküsü yeni çıkmış. Ben de patlatmıştım. Gazinonun dışına bile masa kuruyorduk. Deniz kenarı olduğu için balıkçılar bile türküyü dinleyip oynuyorlardı. İlhan Ağabey masada tartışılırken "Susun yahu! Bu gazinonun yarısını bu adam dolduruyor. Üstelik de denizde bile müşterisi var. Adamlar sandalla, motorla gelip onu dinliyorlar" dedi. Yaaa, böyle işte. Eskiyle yeniyi karşılaştırmak sapla-samanı birbirine karıştırmak olur. Bülent Ersoy, Sevim Tuna, Neşe Karaböcek’le çalışmak bir terbiye, racon işiydi.

ŞD-Beğendiğin bir assolist var mı?
OY-Türkiye’de benim için tek kadın star, Hülya Avşar. Keşke 4-5 tane Hülya olsa. Allah ona her şeyi vermiş ama Hacı Arif’ten şarkı okuyacak gırtlağı vermemiş. O da Sibel Can’da var. Bir kadın düşün; Hülya Avşar ama gırtlağı Sibel Can. Sibel iyi ses, Hülya güzel kadın. Türkiye’de tenis oynayarak, İngilizce konferans vererek sınıf atlamış tek kadın. Marka olmuş tek kadın. Hülya Avşar bir numaraysa, arkasında bir sürü boş var listede. Sonradan başlıyor 7, 8, 9 numaralar. Muazzez Ersoy’un ayrı bir yeri var. Seda gelen müşteriyi mutlaka eğlendirir. Ama daha dikkate alınmayacak bazı insanlar var.

ŞD-Trabzonlu olduğun için büyük gazinocu rahmetli Osman Kavran’la aran çok iyiydi. Kadrolarına hep seni isterdi.
OY-24 yıl şarkıcılık yaptım. Ama sanat hayatım eşim Esin’den önce ve sonra diye ikiye ayrılır. Esin’den önce iyi, sempatik şarkıcı, dostumuz Osman Yağmurdereli vardı. Esin’den sonra milli damat Osman Yağmurdereli oldu. Bu beni zedeledi ama ünvan ve yevmiye açısından onore etti tabii. Başbakan Turgut Özal’ın damadı Asım Ekren arkamda davul çalıyordu. İşte bu sıralar Yüksel Uzel assolist. Osman Ağabey ile anlaşmış, kadrosuna da beni istiyor. O zamanın parasıyla diyelim ki ben 5 milyon istedim. Aynı yevmiyeyi Asım için de direttim ve aldım. Kamil Ağabey’in de kadroda aynı para ile çalışması için şart koştum. Osman Amca kızdı ama istediğimi verdi. Onunla 55 günlük bir anlaşma yaptık. Ondan toplu para istedim. Bir ev beğenmiştik, onu almak için. Önce diretti. Ama baktım, akşam Kavran Müesseseleri’nin muhasebesini yürüten sevgili Oya Başar’ın babası rahmetli Cezmi Amca bir kese kağıdı para ile geldi. Böylece ilk evimi aldım. Hoşluk olsun diye bunu Asım’a söyledim. O da parasının tamamını istedi. Üç gün sonra onun parası da geldi. Osman Amca böyle güzel bir insandı işte.

ŞD-Bu kadar nostalji yeter sevgili Osman. Gelelim Yağmur Ajans’a.
OY-TRT Genel Müdürü olan Yücel Yener 1988 yılında Ankara Televizyonu’nda müdür yardımcısıydı. Ziyaretine gidip ona akıl danıştım. Çünkü artık başka işler yapmak istiyordum. Asım butikçilik, inşaatçılık gibi pek çok iş yapmış ama batmıştı. Ben bu işlere zaten yabancıydım. Bana "TRT dışarıya iş verecek, yapımcı ol" dedi. Tunca Toskay Genel Müdür’dü. Bu arada ben ‘Kıbrıs’ta Vuluşanlar’ diye bir diziye de başlamıştım. Yapımcımız da Özer Film’in sahibi Enver Özer. Çok dürüst, sevecen biri. Ona ortaklık teklif ettim. ‘Samanyolu’ ilk işimizdi. Fakat yönetim değişti. Cem Duna Genel Müdür, Serpil Akıllıoğlu Daire Başkanı oldu. Dizi denetimden geçti. Yönetmen Kartal Tibet’di. O zaman işsizdi. Ona iş vermekle kalmadım, şirkete de ortak ettim. İşte Yağmur Ajans böyle doğdu. Şirketin ilk yıllarında, TRT’de değişen yönetimler nedeniyle çok çektim. Ama Allah hep yardım etti. ‘Bizim Mahalle’ adlı dizim denetimden geçti fakat yine genel müdür değişti. Ama biz yolumuza Allah’ın izni ile devam ettik ve ben tam 550 bölüm çektim. Bu, bir rekordur. Bana da çok uğurlu geldi. Bu sayede ev, araba alanlar, evlenenler oldu. O sırada Star’dan Cem Uzan beni çağırdı, ‘Bizim Mahalle’yi istedi. TRT’ye nankörlük yapmadım ama Star’a da ‘Evdekiler’i yaptım. Bu benim özel kanallarla ilk işimdi ve çok tuttu.

ŞD-Sayende pek çok Yeşilçam emeklisi büyük paralar kazandı. Hiç nankörlük eden oldu mu? Dürüst ol.
OY-Yeşilçam’da olmadı. Ama bir-iki sanatçıdan hak etmediğim muameleleri gördüm. Gülben Ergen, Meltem Cumbul ve Mehmet Ali Erbil. Mehmet Ali benim 35 yıllık arkadaşım ama bir daha onunla çalışmam. Meltem’e dostluk, ağabeylik hakkım var. Bizi "Yılan Hikayesi bana bir şey katmıyor" diye ortada bıraktı. Reytingimiz hiç düşmedi. Olan ona oldu. Yaptığı hiçbir dizi tutmadı. O zaman aşk yaşadığı Şevket Gözalan’ın etkisinde kaldı Meltem ve hata etti. Hakkımı helal etmem. Gülben’le çok özel sırlarımızı paylaştık. Benim için çok önemli olan bir şeyi söyledim ve Hafta sonunun manşetinde okudum. Olmaz be Şenay! Yakışmaz. Ben beraber çalıştığım insanların parasını ödemek için yeri gelmiş, arabasını satmış yapımcıyım. Hem de değerinin altında. Benim bir Allah’ıma can borcum var. Cenazem çok kalabalık olacak ve herkes hakkını bana helal edecek, çünkü kul hakkı almadım. Mehmet Ali Erbil’e ‘Aşkım Aşkım’ın çekimleri için Türkiye’nin en pahalı platosunu kiraladım. "İşe gel" diyorsun, "Çarkıfelek var, ekstram var" diyor. İlk defa Yağmur Ajans tarihinde 246 milyar lira kaybetti. Ardından hastalandı. Mehmet Ali çok sevdiğim bir insan. Haftanın bir günü onunla okey ya da poker oynarım. Ama bir kanal bana "Al sana 5 trilyon, onunla dizi çek" dese, asla. Sağlığımı tehdit ediyor çünkü. Üniversite öğrencilerine bile rezil etti beni yaaa. Ödül almaya gideceğiz, Ritz Oteli’nde reklam filmi çekti. Valla Fahrettin Aslan Bey’in bazı sanatçıları dövdüğü konuşuluyor, adam haklı.

ŞD-‘Pembe Patikler’ ve ‘Kınalı Kar’ iyi giderken ‘Zeybek Ateşi’ bitti. Yani bu işin karı da zararı da var. Seçimler nasıl oluyor?
OY-Yapımcı yanılmaz diye bir şey yok Şenay ama sana bir meslek sırrımı vereyim. Bir senaryonun tutması için 5 faktör var. Bunlar doğru senaryo, cast, prodüksiyon, yönetmen ve izlenebilir doğru kanal. Bu 5’ini bir araya getireceksin ki iyi olsun her şey. Ben ‘Zeybek Ateşi’ ile ilgili senaryoyu okudum ve çok beğendim. İyi de bir cast yaptığımı sandım. Yönetmenliği de oğlum gibi sevdiğim Veli Çelik’e verdim. Show TV öyle bir duruma geldi ki ne oynasa tutmuyor. İyi bir roman senaryosuydu çektiğimiz, dizi olmadı. 7. bölümde yayından kaldırıldı. Ama ben istedim. Çünkü dizinin başrol oyuncularından, kızım gibi sevdiğim Arzum Onan Aslantuğ’un ve kanalın daha fazla yara almasını istemedim. Yoksa 13 bölümlük anlaşmam vardı. Ben bir yenilgiye uğradım ama kabul etmiyorum. Show TV’ye öyle bir proje çekeceğim ki patlatacağım reytingleri.

ŞD-Halil Ergün, Oya Aydoğan, Pakize Suda ve Emrah nasıl oyuncular?
OY-Halil Ergün’ü değerlendirmek bana düşmez. Halil’e 3 defa iş götürdüm, hep reddetti. ‘Pembe Patikler’de oynaması için ben ısrar ettim, çünkü sert görünüşü ile komedi oynamayı istemiyordu. Ama dünya sinemasını düşün; Dustin Hoffman her gün başka bir rolle karşımıza çıkıyor. Bir gün spastik, bir gün mafya babası. Sonunda Halil rolü kabul etti. Oya Aydoğan tüm starlarla oynamış bir isim. Ben Oya’nın son demine rastladım. Bu dizide kendini oynuyor. Bu kadrodan çok memnunum. Pakize komik bir kadın, beni çok güldürüyor. Onunla ‘Zaga’ formatında bir şov yapmak istiyorum. Emrah, iyi oyuncu. Daha önce hep tamirci çırağı oldu. İlk defa bir öğretmeni oynuyor ve çok başarılı.

ŞD-Bir de oyunculuk yönün var. ‘Bizim Mahalle’de izlemiştim. Şarkıcılık, oyunculuk ve patronluktan hangisi daha zor?
OY-En zoru patronluk. Çünkü diğerlerinde sadece kendine karşı sorumlusun. Bunda ise pek çok insanın sorumluluğunu taşıyorsun. Bir sette ortalama 70 kişi çalışır. 5 sette 350 kişi. 50 kişi de Yağmur Ajans’ın kendi personeli desen, eder toplam 500 kişi. Yani toparlarsan, yaklaşık 1600 kişi bizden ekmek yiyor. Helal-i hoş olsun.

ŞD-‘Samanyolu’, ‘Bizim Mahalle’, ‘Geceler’, ‘Gizli Aşk’, ‘Acı Günler’, ‘Marziye’, ‘Dedem, Gofret ve Ben’, reyting rekorları kıran ‘Yılan Hikayesi’ ve daha neler, neler. Şu günlerde var mı yeni projeler?
OY-Üç proje var. Biri Kanal D, biri atv, biri de TRT’de. Yılbaşından sonra Nihat Durak’la çaylak bir gazetecinin öyküsünü çekeceğiz. Bir gazeteci çocuk bulup yetiştireceğiz. Yağmur-Durul Taylan ile de komik bir mafya hikayesi çekeceğiz. Bir de çok güvendiğim Seda (Sayan) ile çok güzel bir dizi projesi var.

ŞD-Evlilik nasıl gidiyor? Ne kadar oldu? Evde en çok kimin sözü geçer? Hoş sen Karadeniz erkeğisin ama...
OY-Evliliğin ilk yıllarında hem fiziki hem ruhsal büyük bir aşk yaşanır ama 17 sene sonra o iş hayat arkadaşlığına dönüyor. Esin’siz yaşayamam. Biz öküz arabasına sürülmüş 2 öküzüz ve o arabayı birlikte çekiyoruz. 17 yıl kötü ve iyi günleri beraber yaşadık. Ona iyi şeyler yaşatmaya çalıştım. İyi gidiyoruz. Esin’i boşamam. Esin beni boşarsa da bir daha evlenmem.

ŞD-Bir ara kumar merakın vardı. Efes Oteli’nde yine aynı ekiple, Faruk, Kamil ve bazı isimlerle kumar oynardın. Kıbrıs’a da gidiyorsun. Bu bir tutku mu yoksa keyif mi?
OY-Dediğin doğru, yıllardır kumar tutkum var ama ben bir para ayırırım ve onu oynarım. Tabii ki gençlik yıllarımda tozuttuğum günler oldu. Hatta bir keresinde at yarışı oynuyorum; param bitti ama büyük bir para. O sıralarda hipodromda sevgili Hasan Heybetli ile yan yana oturuyoruz. "Hasan Ağabey, sen tekin adam değilsin, ben senden çekinirim. Şu kumarı bana bir yasaklasan da ben de adam olsam" dedim. "Olur koçum" dedi. Ertesi hafta sonu hipodroma gittim. Baktım, üç adam, kolumdan tutup çıkardılar. Şaşırdım. "Hasan Ağabey’in emri" dediler. Ben şaka yapmıştım, o ciddiye almış. Sonra hallettik tabii. Kumarı seviyorum, eğleniyorum ve kafam boşalıyor Şenay. Ama önce işim ve çalışanlarım geliyor tabii.

ŞD-Yağmur Ajans olarak çektiğiniz dizilerde ağırlık genelde dramada. Komedi daha az. Niye daha çok drama? Senin seçimin mi?
OY-Şenaycığım, komedi yazarı yok. Aslında halkın gülüp eğlenmesi benim işime daha çok gelir. Özelikle ekonomik krizde. Bir Necef Uğurlu var, başka da bana göre yok. Drama yazarı ise çok. Evet, umarım söyleşimizi beğenmişsinizdir. Ömrümüzden bir pazar daha geçti efendim. Güzel günler yine sizin, artanlar benim olsun. Hoşçakalın.

Yazara e-mail: