YENi YIL DiLEKLERİMİ ‘POST-iT’LEDiM!

2012’nin ilk pazartesi günü hep birlikte boşluğu dolduralım: “Bu yıl asla ..............”

Bugün uzun zamandır hayalini kurduğunuz şey için harekete geçmek ve geçmişe kalın bir sünger çekmek için en ideal gün. Peki, yapacak mısınız?
Malum cumartesi gecesi geç saatlere kadar oturuldu, arkadaşlarla sohbetler edildi, içkiler içildi ve “Bu son. Nasılsa yeni yılda rejimdeyim” diye mide fesadı geçirene kadar yenildi. Ve pazartesi geldi çattı! (Burada korku filmlerinde katilin kurbana doğru ilerlediği anda çalan müziği hayal edebilirsiniz) Hem haftanın en sevimsiz günü hem de birçoğumuz hâlâ yılbaşının yorgunluğunu atmış değiliz.
Aman diyorum, lütfen birbirimize destek olalım. Defter kenarlarına, kişisel gelişim kitaplarının üzerlerine aldığımız “Bu sene asla” notlarını unutmayalım. Yeni başlangıçlar için 363 gün daha beklemeyelim.
Mesela ben buzdolabımın üzerine yapıştırdığım post-it’lere dileklerimi yazdım. Her su almaya gittiğimde “Bu sene daha sakin biri olacağım”, “Sporu aksatmayacağım”, “Alınganlığımı rafa kaldıracağım” gibi cümlelerle karşılaşıyorum. Eve gelenler biraz dalga geçecek, “Pelin hayrola secret’a mı başladın?” diyecekler ama varsın desinler. Bence işe yarayacak, size de tavsiye ederim!
Bu arada iyi yıllar dilerim efendim!

Haberin Devamı

Facebook eğlencemize (!) devam ediyoruz

Geçen hafta “Facebook bana iyi geliyor” demiştim. Maillerinizden anladığım kadarıyla aynı durum sizin için de geçerli. Birçok kişi boş zamanlarında arkadaşlarının ve eski tanıdıklarının profillerini inceliyormuş. Devam edelim o halde. İşte benim favorilerilerimden bazıları:
* Henüz aramızda olmayanlar:
Bazı arkadaşlarım doğmamış çocukları için Facebook profili açtı. Fotoğraf olarak da ultrason görüntülerini koydular. Çocuğun beğendiği sanatçılar, tuttuğu takım, hatta giymeyi tercih ettiği (!) markalar bile belli. Ne diyeyim, merak içinde bekliyorum.
* Anca beraber kanca beraber:
Ben de kıskanç biriyim. Sevgilisinin Facebook hesabını didikleyen, şifresini öğrenip zırt pırt girenleri makul karşılıyorum. Fakat çiftleri ortak profil açmaya iten şeyin ne olduğu anlamıyorum. Listemde ‘Selin-Murat Bonbon’ gibi arkadaşlarım var. Albümleri de yemek yerken, su içerken, TV seyrederken ya da öylesine uzaklara bakarken çekilmiş fotoğraflarıyla dolu. Romantik komedi izlemeye zamanım yoksa onlarla idare ediyorum.
* Kararsız Kazım sana ne lazım?:
Facebook profil fotoğrafınızı ne kadar sıklıkla değiştirirsiniz? Ayda bir? Üç ayda bir? 15 günde bir? Benim her öğün fotoğraf değiştiren arkadaşım var yahu!
* Sosyal kelebek:
Tamam, miskinim. Ev kuşuyum, televizyon, pijama, kanepe benim için yeterli sosyalleşme demek ama bazıları da durmak bilmiyor kardeşim! Her partide, her galada, her sergi açılışında çektikleri fotoğrafları profillerine koyanlardan bahsediyorum. “Çat orada çat burada, çat kapı arkasında.” Sahi neydi bu?

Haberin Devamı