TRT’de ekrana gelen Birol Güven imzalı ‘Seksenler’ dizisiyle ilgili beklenen eleştiriler geldi. Özetle; “Politik bir dönemi bu kadar geri plana iten bir dizi olmaz” deniyor. Komedi de olsa bu böyle. Gerçi dizinin mahallesinde duvarlarda hem sağ hem sol sloganlar var. Hatta duvarlara yazı yazan solcu genç kız da (gözlüklü komşunun kızı) kahramanlarımızın evine geliyor, bir küçük kutu bırakıyor. Polis duvar yazıları nedeniyle apartman sakinleriyle uğraşıyor. Aynı mahallenin sağcı ve solcu genci pastanede karşılaşıyor...
İki açıdan bakmak lazım; “Yahu kasetçalar vardı, ben de kaset alırdım” diye hatırlayanlar, “İçeride işkenceden kırıldık” diye hatırlayanlar. Ankara Mamak’ta yatan o yılların genci için 80’ler ABBA ile anılabilir mi? Peki, 80’lerin kendine özgü popüler kültür araçları, yaşam nostaljileri de bir kenara atılabilir mi? “Belli temaların dizilerinden bıktık” diye isyan edenler için de “Buyrun size bir başka pencere açıyorum” diyen bir dizi olarak da değerlendirilebilir ‘Seksenler’.
Hepsinin ortak bir soruyu sorması gerekiyor bu dizi ile ilgili: “Oyunculuk ve senaryo nasıl?” İşte orada duralım. Sorun burada. İzlerken alıp götüren bir dizi olmamış. İlk yazıda yazdım; helva olmamış. Konusu itibarıyla malzemesi bol. Buradan yırtıyor.
GAZETECİ SORUYOR; ‘EE, NE DENİR ONA’!
Baştan söylüyorum, konuya sonra gireceğim; kanal ve gazeteci ‘ideolojik’ tercih değildir. Bu bilgi Samanyolu Haber tarafından bülten yapılıp gönderilmiş. Ben de gönderilen metin ve verilen linki izledikten sonra yazdım. Sorun ortak; soru sormak. Yani genelde bizim televizyonlarda soru sormanın sıkıntısına bir örnek.
Sinan Aygün konuk Samanyolu Haber’de. Kanalın Ankara temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu soruyor. ATO’da yapıldığı iddia edilen ‘Hilafetin İlgası ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 80. Yılı ile Günümüz Türkiye’si’ başlıklı panelle, Sinan Aygün’ün Ergenekon sanığı olarak verdiği ifadenin detayları konuşuluyor. Gazeteci soruyor; “ATO’da yapılan bir şey var. Ee, ne denir ona?”
Araya Aygün, “Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yapmış olduğu panel” diye yanıtlıyor. Gazeteci, “Ha, o toplantı var. Onu size sorayım, anlatmak ister misiniz?” diyor Sinan Aygün, “Bakın siz de aynı şeyi söylüyorsunuz. ATO’da yapılmadı o toplantı” diye açıklamaya çalışıyor.
Toplantının ATO’nun kiraya verdiği bir tesiste yapıldığını, bunun Oda’yı bağlamadığını anlatıyor Aygün. Bir soru daha geliyor: “Böyle bir süreçte yapılmış yasal olmayan şeylere, orayı kiraya veriyor musunuz?”
İki soru örneği. Nasıl denir, iletişim fakültelerinde öğrencilere örnek olarak verilebilecek kıvama gelmiş iki soru!
GELENEK GÖRENEK DERNEĞİ YOKSA...
‘Behzat Ç.’nin son bölümünde Gelenek Görenekleri Koruma Derneği üyelerinin bir mizah dergisini basması ve sonra bir karikatüristin öldürülmesi vardı. Bu dernek başkanının daha önce dergiye gelip ‘uyarıda’ bulunduğu dizide yer alıyor. İşte dizide o uyarı sahnesiyle Bursa Ülkü Ocakları’nın TÜYAP Kitap Fuarı’nda incil satan standa yaptıkları ‘uyarı’ baskınındaki benzerlikler dikkati çekiyordu. Fuarda konuşan ülkücünün giydiği paltonun rengiyle dizideki dergiye baskın düzenleyen derneğin sözcüsününkü neredeyse aynıydı. Yine ses tonu, cümle vurguları birebir denecek şekilde benzeşiyordu. Seçilen tipin (dizide) saçındann boyu-posuna tıpkısının aynısı. Ve seçilen cümleler de... “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız” her iki konuşmanın ortak sloganı. “Sattırmayız” dizide, “Çizdirmeyiz” olmuş.
REHBERiM
YENİ AİLE KOMEDİSİ
‘Up All Night’ Universal Channel’da başlıyor. Eleştiriler; izlenebilir bir komedi dizi olduğunda hemfikir. “Ama öyle ahım şahım değil” ortak noktasında buluşmuş. Saturday Nihgt Live yazarlarından Emily Spivey yazmış. (21.00)
ÇIPLAK FEMİNİSTLER KONUŞUYOR
Youtube’un vazgçilmezleri onlar; Ukraynalı çıplak feministler. Tabii feministliklerinden çok çıplaklıkları ilgi çekiyor, onlar da bunu biliyor. Mete Çubukçu da gitmiş onları bulmuş. Ukrayna nasıl diyeyim aslında ‘bulunduğu durumu haketmeyen’ bir ülke. Çubukçu bu tabloyu da anlatıyor izlenimlerinde. ‘Pasaport’un ilgi çekecek bölümlerinden biri. (NTV / 22.15)
TV’DE FAZLA GÖRÜNMEYEN GAZETECİLERDEN BİRİ
Melih Ağabey (Melih Aşık) sanırım birçok kanalın çıkması için teklif götürdüğü, ama ikna edemediği ender ‘çok okunan’ gazetecilerden biri. Esra Harmanda’ya çıkıyor bugün. ‘Hadi Konuşalım’ programının tantanadan uzak olmasının bunda rolü büyük diye düşünüyorum. Melih Aşık’ın okurlarına “Buyrun ekran başına” diyorum. (KANAL A / 13.45)
