'Yeni bir yüze ihtiyaç vardı'

Elçin Ateş Ersoy, ‘Sağlık ON’da’ programıyla ilk ekran tecrübesini yaşıyor. Sunucu, “Yıllardır dergici, gazeteci olduğum için sağlık sektörüyle hep içi içe oldum. Ekranın artık taze kana ihtiyacı var” diyor. Ersoy’la programın detaylarını ve hayalindeki projeyi konuştuk.

- ‘Sağlık ON’da’ programıyla ilk kez ekranda gördük sizi. Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Mimar Sinan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Türkolog (Türk Dil Bilimcisi) unvanıyla mezun oldum. Yeditepe Üniversitesi’nde master yaptım.
Dört yıl boyunca Türkiye’nin önde gelen okullarından birinde, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev aldım. Eğitimci olmak, harika bir şeydi ama hedefim bu değildi. Çocukluğumda, “Ne olmak istersin?” diye sorduklarında cevabım, “Gazeteci ya da spiker!” olurmuş. İkisi de oldu! Tesadüfler sonucu bir anne-çocuk dergisinin kuruluşunda yer aldım. Sekiz yıl boyunca genel yayın yönetmenliği yaptım. Bebeğim gibiydi çünkü adım adım büyümesine tanıklık etmiştim, sonuçta da imtiyaz sahibi oldum. Hâlâ yayım hayatına devam ediyor. Bu sırada aklım hep televizyona proje yapmaktaydı ama ben her işin eğitimini almak konusunda takıntılıyım. O yüzden ‘Önce eğitim’ dedim ve 1.5 yıl boyunca ders aldım. Sonuçta da artık hazırdım. Ee ekranın da yeni bir yüze ihtiyacı vardı, geldim!

- Bu programla yolunuz nasıl kesişti?

Yıllardır dergici, gazeteci olduğum için sağlık sektörüyle hep iç içe oldum. TET Medya ve 1 Medya ortaklığında bir sağlık programı formatı için sunucu arayışında olduklarını, ancak uygun ismi bir türlü bulamadıklarını söyleyerek, yapımcılarımız Kadir Gülnahar ve Taner Taş benimle iletişime geçti... Hem proje hem de elbette Habertürk gibi saygın bir haber kanalı olması etkiledi.

- Ekrandaki diğer sağlık programlarından biraz farklı. Formattan bahseder misiniz?

‘Sağlık ON’da’, hafta içi her gün yayınlanan bir program. Saat 11.45’te sağlıkla ilgili merak edilen bir konuyu, alanında uzman kişilerle masaya yatırıyor ve 10 dakikada 10 soruyla, tüm ayrıntılarıyla işliyoruz. Konuklarım da alanının en iyi isimlerinden seçiliyor.
Yanıtların mutlaka izleyicinin anlayacağı bir dilde olmasına dikkat ediyoruz. Günümüz koşullarında izleyicinin istediği gerekli bilgiyi, istedikleri açıklıkta, anlaşılır bir şekilde ve sürede vermeyi amaçlıyoruz.

‘Kadınlar ve çocuklar hassas noktam’

- Peki bundan sonraki aşama nedir sizin için? Başka projeler var mı?

Şu anda hazırlık aşamasında olan bir proje var, netleştiğinde vereceğim güzel haberi. Format olarak çok daha farklı, izleyicinin beni biraz daha yakından ve geniş bir zaman diliminde tanıyacağı bir iş. Çok heyecan verici bu dönem, açıkçası bir yanım sonraki aşamayı düşünse de, içinde bulunduğum zamanın keyfini de çıkarmaya çalışıyorum.
Bu çizgide devam etmek de bana çok keyif verir ama gündüz kuşağında bir kadın programı yapmayı çok isterim. Eski kadın programları gibi yapımlara ihtiyaç var. Kavga gürültüden uzak, faydalı ama eğlenceli programlar... Kadınlar ve çocuklar en hassas noktam. Onlar için faydalı olacak işler yapmak hem insani hem de mesleki açıdan çok mutlu ve tatmin eder.

- Şu dönemde yapılan programlarla ilgili ne düşünüyorsun?

Açık olayım mı? (Gülüyor) Genel olarak pek iyi bulduğumu söyleyemeyeceğim. Ekranda sürekli aynı yüzleri görüyoruz. İzleyici olarak artık sıkıldığımı söyleyebilirim.
Ekranın artık taze kana, yeni yüzlere ihtiyacı var. Ve elbette işin eğitimini almış yüzler, isimler görmeyi arzu ederim bir izleyici olarak.