Cumartesi Arşipel Suada'ya yerleşti

Arşipel Suada'ya yerleşti

21.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Suada'da hizmet veren Arşipel mutfağı, salonu ve havasıyla İstanbul'daki alışılmış balık lokantaları çizgisinin dışında bir lokanta

Arşipel Suadaya yerleşti

Galatasaray Adası Boğaz'daki tek adadır. Kıyıdan 160 metre kadar açıktaki, 3 bin 831 metrekarelik bu kayalığın yıllar önce ne durumda olduğu ve de ne amaçla kullanıldığı bilinmiyor.Bilinen, Sultan Abdülaziz'in bu adayı (1860'larda) Dolmabahçe Sarayı ile Ortaköy Camii'ni de inşa eden Balyan kardeşlerden saray mimarı Sarkis Balyan'a (1831-1899) hediye ettiğidir.Sarkis Balyan adanın çevresini duvarla çevirdi ve tam ortasında iki katlı bir köşk inşa etti. Ölümünden sonra köşk yandı, mirasçıları da adayı Şirket-i Hayriye'ye kiraladı. Burası Boğaz vapurları için kömür deposu haline getirildi ve "Kömür Adası" olarak anılmaya başladı. Şirket-i Hayriye'den sonra Şehir Hatları İşletmesi tarafından da kömür deposu olarak kullanıldı. 1958'de Galatasaray Spor Kulübü adanın mülkiyetini Sarkis Balyan'ın mirasçılarından satın aldı.Galatasaray Kulübü adanın güneyindeki denizi 2 bin 17, kuzeyindeki denizi ise 1052 metrekarelik bir duvarla çevirdi. Duvarın içinin bir bölümü yüzme havuzu haline getirildi. Bir bölümü dolduruldu. Böylece adanın yüzölçümü 6 bin 900 metrekareye çıkarıldı (1978'de bu dolgu bölümlerin yıkım kararı çıktı ise de sonra karar uygulanmadı).Ada şimdilerde üç parselden oluşuyor. Parsellerin biri (adanın gerçek bölümü) Galatasaray'ın, dolgu bölümlerinden oluşan iki parsel ise Milli Emlak'ın mülkiyetinde. AKP hükümetinin yakın zamanda adaya kat çıkma ve imar izni verdiği söyleniyor. Bodrum'un Arşipel'i İstanbul'a geldi. Kuruçeşme'nin karşısındaki Galatasaray Adası'na yerleşti. Uzun yıllar Galatasaray Kulübü üyelerinin yararlandığı su sporları faaliyetleri için kullanılan ada, üç yıl önce 20 yıllığına bir turizm işletmesine kiralandı. Sonra turizm işletmesi kira sözleşmesini iptal etti. Geçen yıl da ada üç yıllığına, Reina'yı işleten Mehmet Koçarslan tarafından kiralandı ve ismi Suada'ya dönüştürüldü.Mehmet Koçarslan adadaki tesisleri yeniledi. Ada pırıl pırıl oldu. Bu yıl da adadaki lokantanın işletilmesi için Bodrum'dan Cemal Ülman'ı İstanbul'a getirdi.Suada'daki lokantayı anlatmadan Cemal Ülman'ı ve Bodrum'daki Arşipel'i anlatmalıyım. Cemal Ülman Mülkiye'den sınıf arkadaşım (eski) CHP'li ünlü politikacı Prof. Dr. Haluk Ülman'ın amca çocuğu. Uzun boylu, ince yapılı, yakışıklı, kibar bir genç adam. Hayat hikayesi ilginç. 1970'lerin o fırtınalı döneminde Türkiye'den kaçmış. Sirki ile Afrika'da bir ülkeden öbür ülkeye dolaşan amcası Kemal Savaşçı'nın yanına gitmiş. Sirkle hemen tüm Afrika'da tur attıktan sonra amcasıyla birlikte Türkiye'ye kesin dönüş yapmış. Ve de Bodrum'a yerleşmiş. Eşi Yeşim Ülman ile bir seyahat şirketi ve de Aktur'un küçük bir plajında küçük bir lokanta açıp işletmeye başlamış.Lokantanın ismini de Arşipel koymuş. Arşipel kelimesinin sözlükteki karşılığı "adalar topluluğu, iki suyun kesiştiği yer". Ama daha önemlisi Halikarnas Balıkçısı'nın "Ege'nin mavisini arşipel mavisi" olarak adlandırması. Aktur'da lokantanın önündeki küçük plajın denizi o kadar mavi ki... İşte plaj da lokanta da isimlerini o maviden alıyor. Bodrum'dan İstanbul'a 12 yıldır Bodrumluların ve Bodrum'a gidenlerin gerçek anlamda deniz ürünlerini tattıkları Arşipel'in özelliği mutfağı ve servisidir. Mutfağının özelliği ise füme, marine ve çiğ balık çeşitleri, ahtapot, karides, kalamar, balık köfte ile sızma zeytinyağındaki ot çeşitleridir. Lokantada Ordu-Perşembe Turizm Okulu'ndan gelen gençler servis yapar.Mehmet Koçarslan ve Ali Ünal Suada'da Arşipel için çok güzel bir salon hazırlatmışlar. Barbara Pensoy hem kışlık hem yazlık olarak kullanılabilecek bir salon tasarlamış. Salonun arka tarafında koskocaman bir açık mutfak var.Salonda oturanlar aşçısından yardımcısına tüm mutfak personelini görebiliyor. Yemekler müşterinin gözü önünde hazırlanıyor. Dipte (Lahmacun için değil, sadece pizza yapmak için) kocaman bir odun fırını var.Salonun girişinde günün taze balıkları sergileniyor. Vitrinin raflarına ise zeytinyağlı Bodrum otları, marine edilmiş deniz ürünleri, Ortaköy'deki Merdol'un hazırladığı füme balıklar ve nefis torik lakerdası dizilmiş.Salonun ortalarında iki ayrı yerde iki şömine yanıyor. Her masadan deniz ve Boğaz'ın karşı yakası görülüyor.Cemal Ülman müşterilerle ilgileniyor ama salon şefleri Hakan Mahsereci ile Vural Özturhan. Pek büyük olmayan fakat sempatik bir bar tezgahı yapılmış. Barda Necmi Çelik duruyor. Ali Bingöl, Talat Şanlı, Mahmut Ertürk bizimle ilgilenen servis elemanları. Özelliği mutfağı ve servisi Masamıza oturduk. Önce şarap listesini istedik. Yerli kalite şaraplarda en yüksek fiyat 85 YTL. Bu fiyattan başlayan, hatta bu fiyatın altında yabancı şaraplar var. Şarap listesi oldukça zengin.Gelelim yemek listesine... Balık çorbası 10 YTL. Küçük tabaklarda gelen (iki kişinin doya doya tadacağı) közde patlıcan, denizbörülcesi, Akdeniz yeşillikleri, zeytinyağlılar 6 YTL dolayında.Marine edilmiş (çiğ) balık, çiğ karides, çiğ barbunya, torik lakerdası, kılıç pastırması, torik eti füme 10-12 YTL. Mumda balık yumurtası, ahtapot, yengeç bacağı, çiroz, deniz mahsulleri salatası 10-20 YTL arası.Kalamar, sübye, ahtapot, karides ızgara 10-14 YTL arası. Deniz ürünleriyle hazırlanan makarnalar ve pizza çeşitleri 20 YTL. Deniz ürünü sevmeyenlere piliç, bonfile, kuzu sırtı 25 YTL. Günün balıklarının porsiyonu ortalama 30 YTL.Biz marine edilmiş deniz ürünlerinden o kadar yedik ki, balık olarak bir porsiyon lagos şişi paylaştıktan sonra doyduğumuz için Arşipel'in diğer spesiyalitelerini tadamadık.Yemekten sonra mutfağa giderek balık ustası Mustafa Uzun'u, pizza ustası Ali Kayfeci'yi ve spagetti, risotto ustası Ercan Turan'ı tebrik ettik.Arşipel, İstanbul'daki alışılmış balık lokantaları çizgisinin dışında bir lokanta. Mutfağıyla, salonuyla, havasıyla... Her şeyin ötesinde Cemal Ülman'ın ilgisiyle.Yaz aylarında, Suada'da açık havada hizmet verecekmiş. Yemekler ve fiyatları