Cumartesi "Ben sadece gürültü yapıyorum"

"Ben sadece gürültü yapıyorum"

18.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hakan Kurşun yedi yıl sonraki ilk albümü "Kütle"yle kendini tam olarak ifade edebildiğini söylüyor. Kurşun konserler için teatral bir şov hazırlığında

Ben sadece gürültü yapıyorum

Haftada iki gün Bilgi Üniversitesinde kayıt laboratuvarı, kayıt estetiği ve sayısal ses işlemi dersleri veren müzisyen sabahları kalkıp davul çalıyor; tarihe meraklı, Dracula, Sherlock Holmes ve eski bilimkurgu filmlerini izlemeyi seviyor. Şu sıralarda albümünün tanıtımı için tüm Türkiyeyi dolaşacak bir "ses şenliği" hazırlıyor. Hakan Kurşunun ikinci albümü "Kütle" geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı. Yedi yıl önceki ilk albümü "Kaos"taki "Boğazın Üstünde" adlı şarkısıyla tanınan Kurşun, kabuğuna çekildiği dönemde bir plak şirketi kurdu, film müzikleri yaptı ve şarkı sözleri yazmaya devam etti. "Bir şeylerin iyi gitmediğini" görünce artık bu tavrını seslendirmeye karar veren Kurşun, şimdi de "Kütle"yi çıkardı. 15 şarkılık albümdeki bütün şarkıların söz ve müziği Kurşuna ait; sadece "12 / 8"in sözleri, babası Kubilay Kurşunun yazdığı "Bahar" adlı denemeden alıntılar içeriyor. Bingöl depremiyle ilgili olan bu şarkıyı aslında bir çocuk şarkısı olarak yazmayı deneyen Kurşun, bu isteğini gerçekleştiremediğini söylüyor. Birkaç nedeni var. Öncelikle çok ağır bir dönemdi Türkiyede. Çok şey patladı, sarsıldı, silkindi ve titredi. 2000 ya da 2001de bir albüm çıkarabilirdim ama istemedim. Çünkü bana çok saçma geliyordu. Neden bu kadar ara verdiniz? Ailemle, eşimle birlikteydim. Şarkı yazdım, söz yazdım. İki yıl önce bir müzik yapım şirketi kurduk ve albüm yayınlamaya başladık. Müziğin görünmeyen bölümlerinde çalışıyordum. Polonyada bir arkadaşımla film müziği yaptık. Neler yaptınız o sırada? Baktım hiçbir şey değişmeyecek, sessizliğim bir işe yaramıyor. Sadece kendi sesimi ve arkadaşlarımın sesini kısmış oluyorum. Kendi tavrımızı seslendirmenin vakti geldi diye düşünüp şubat ayında stüdyoya girdim. Şarkıları 2002de seçmiştim. Eskizleri evde hazırladım, birkaç şarkıyı evde kaydettim, gerisini de stüdyoda beş aylık bir çalışma sonucunda bitirdik. Peki ne oldu da albüm yapmaya karar verdiniz? Evet. Çok şikayet geldi, ben de heceleri bölerken bu sefer dikkat ettim. Elimden geleni yaptım, yine de bazıları "Bir şey fark etmedi" diyor. Ama geçen albüme göre daha anlaşılır olduğunu düşünüyorum. İlk albümünüz "Kaos"ta aksanınızla ilgili eleştiriler vardı. Elektro akustik. Ben sadece gürültü yapıyorum. "Ne yapıyorsunuz?" diye sorduklarında "Bugün gürültü yapacağız" diyorum. Müzik beni dengeliyor. Aslında bence dünyadaki her insan müzisyen ve herkes bunu kendi içinde bulmalı. Sadece aramak lazım. Müziğinizi nasıl tanımlarsınız? 8 yaşında klasik gitarla başladım. 11 yaşında elektrogitara geçtim. 14 yaşında da kendi şarkılarımı teyplere kaydetmeye başladım ve çeşitli gruplarda çaldım. Bunun için biraz yalnız kalmak lazım belki. İçten gelmesi gerekiyor. Siz nasıl buldunuz? Her gün mutlaka bir enstrüman çalarım. Çalarken de bir şey insanın hoşuna gidiyor, onun üzerine gidiyor. Sonra aklıma bir söz geliyor. O söz onunla tanışıyor sonra onlar yola çıkıyor, geziyor, tozuyor, anlaşamıyorl, kavga ediyor, ayrılıyorlar... Böyle bir hikaye oluyor ve bir yerde bitiyor. Sonra bazen motifler bazen bütün bir şarkı çıkıyor. Ben hiç mutluyken şarkı yazmadım. Genelde üzgün ve sinirliyken yazıyorum. Bestelerinizi nasıl yaparsınız? "Bütün derdim müzikti, sürekli sınıfta kalıyordum" O dönemde tamamen kapandım. 1981 yılıydı ve İstanbul Erkek Lisesi bana bir kışla gibi geliyordu. Hayatımda ilk kez kravat taktım, takım elbise giydim, saçlarımı kestirmek zorunda kaldım, herkes sabahları hazırolda duruyordu... Okulla bütün ilişkimi kestim. Bir yandan da okulda bir grup kurduk ve konserler verdik. Dolayısıyla sürekli sınıfta kalıyordum. Sonra Yeni Levent Lisesine geçtim ve orada hemen bitirdim. Bütün derdim müzik yapmaktı. Çocukluğunuz Almanyada geçti ve liseyi burada okudunuz. Geldiğinizde zorlandınız mı? Erkan Oğuru ve Bülent Ortaçgili hep örnek aldım. İlk dinlediğim Türk müziği MFÖnündü. Şarkılarda bana Türkçeyi onlar sevdirdi. Pink Floyd, Genesis, Herbie Hancock, Peter Gabriel... Bir ara sadece Tears for Fears, bir ara sırf Red Hot Chili Peppers dinliyordum. Değişiyor sürekli. Kimleri dinlersiniz? Bu şehre siyah müzikleri çalan bir disko, bir soul kulübü lazım. Öyle olsa sürekli gidip dans ederim. Elektronik müzikle dans edemiyorum. Eğlenmek için nerelere gidersiniz?