“Bu yarışmada aileler kendi çocuklarının farkına varıyor”

Oyuncu Ezgi Mola, ekranda ilk defa bir yarışma programı sunuyor. Hem de başrolünde çocukların olduğu bir yarışma. Yapımcılığını Endemol Türkiye’nin yaptığı ve Star TV’de geçtiğimiz hafta yayınlanmaya başlayan “Çocuk Oyuncağı”, ne çocukları ne de aileleri birbiriyle yarıştırıyor. Yarışmanın ana fikri “Çocuğunuzu ne kadar iyi tanıyorsunuz?” sorusuna cevap aramak. Amerikan ABC kanalında rekor kıran “Bet On Your Baby” (“Bebeğinin Üzerine İddiaya Gir”) isimli yarışma programından uyarlanan “Çocuk Oyuncağı”, her haliyle sevilesi Ezgi Mola ile Amerikan versiyonundaki sunucu Melissa Peterman’lı halinden daha sempatik diyebilirim.
Çocuk programı denilince akla ilk gelen Berna Laçin ve İnci Türkay’dan sonra bu tarz bir yarışma için kimi seçersiniz deseydiniz hiç düşünmeden Ezgi Mola diyebilirdim ben de. Neden diye sorarsanız, bazı
erkekler için “Bundan iyi baba olur” deriz ya, Ezgi Mola da tam “Bundan iyi anne olur” diyeceğiniz bir enerjiye sahip. Yani çocuklarla
“On puan, on puan daha, tam yüz puanlık!” bir iletişimi var.

Mola ile röportajımızı “Çocuk Oyunu”nun setinde gerçekleştirdik. Setin hem çalışanlarının hem de seyircisinin oldukça yüksek bir enerjisi vardı. Ezgi Mola’nın çekiminin bitmesini beklerken set arkasında boyu dizimizin biraz üzerine gelen çocuklar birbirinden tatlıydı.
İşte genç oyuncunun bu aralar hayatından ve aklından geçirdiklerinden ayrıntılar...

“Bu programda kimse kimseyle yarışmıyor”

“Çocuk Oyuncağı”nı sunmak için niçin siz seçildiniz?

Çocukların başrolde olduğu bu tarz programlarda bence en önemli şey sunucunun rahat ve çocuklarla iletişime açık olması. Ben de oldukça rahatım ve mütevazı olamayacağım çocuklarla
aram çok iyidir. Çocuğun ilgisini yakalamak ve güvenini sağlamak zordur fakat bir yakalarsan da kolay kolay kaybetmezsin. Hele ki bu yarışmada ağırladığımız en küçüğü 24, en büyüğü 36 aylık bebekleri kandırabilmek hiçbir şekilde mümkün değil.

Programda kim kiminle yarışacak?

Aslında kimse kimseyle yarışmıyor. Aileleri veya çocukları birbiriyle rekabet içine sokmuyoruz. Bu yarışmada aileler kendi çocuklarının farkına varıyor. Para ödülünü kazanamayanların bile “Ben kızımdan böyle bir performans beklemiyordum” dediğini duydum. Güzel
olan çocuğunun farkına varmak bence. Zaten kaleye top atmak ve bisküviden kule yapmak gibi çok da “yarış” sayılmayan oyunlarımız var. Bir oyun seçtikten sonra ebeveynlerden biri oyun odasında çocuğuyla kalıyor, biri de benimle stüdyoya geliyor ve orada çocuğu neyi yapar, neyi yapamaz bir tahmin yürütüyor.

Ödül var mı?

İlk etapta 3 bin liralık, yarışmanın sonundaysa 50 bin liralık ödülümüz var. Büyük ödüle ulaşmak için de beş yumurta kırma hakkınız var. Çocuğunuzun eğitimi için verilen bu parayı almanız için elimizden geleni yapıyoruz, burada kimse kaybetmiyor! Başvuruları da Star TV’nin internet sitesinden yapabiliyorsunuz.

Çocuklar olur da komik anılar olmaz mı?

Geçtiğimiz gün program için çektiğimiz bir VTR’de Atilla diye dünya tatlısı bir çocukla konuşuyoruz, o sırada telefonum çaldı. Ben de Atilla’ya “Atilla kurban olayım, söyle şuna bir daha beni aramasın” dedim. Atilla aldı telefonu hışımla “Kurban olayım, bir daha beni aramasın!” diye çemkirdi. Beni o kadar sahiplendi yani!

“Mizaç olarak anaç bir tipim”

Sizin çocuğunuz yok ama aileniz bol çocuklu bir aile mi ?

Ailede herkes büyüdü bir tek kuzenimin tam ısırıp yemelik kıvamda çocukları var ama onlar da uzakta olduğu için her zaman göremiyorum. Ama çocuklarla gerçekten iyi bir iletişimim var.

Çocuk sahibi olmaya sıcak mısınız?

Zamanı geldi diyemem ama çocuğumun olmasını isterim. Ben mizaç olarak çok anaç bir tipim ve zaman zaman bu anaçlığımı törpüleme ihtiyacı duyuyorum. Anne olunca nasılsa anaç olacağım, değil mi? Çocuğum olursa bir aşk çocuğu olmasını isterim. Bence çocuk yapmak iki insanın beraber karar vermesi gereken bir şey. Asla tek taraflı olmamalı.

Karşınızdaki insanla yükselenlerden misiniz?

Kesinlikle.
Bu sevgilimle de, arkadaşlarımla da, işimle de bu şekilde. Ne kadar enerji alırsam onun iki katını veriyorum.

“Bir erkekte aradığınız ilk özellik nedir?” sorusuna “Beni güldürsün” derler ya, peki komik kadın olmak nasıl bir şey?

Eğlenceli olmak erkeklere özgü bir şey değil. Benim yakın arkadaşlarım da inanın ki benim kadar komik. Beraber her zaman çok eğleniyoruz.

“Yeni bir romantik-komedi filminde oynayacağım”

Twitter’da da takipçilerinizi yazdıklarınızla, fotoğraflarınızla çok güldürüyorsunuz...

Twitter’ı başından beri etkin bir şekilde, sanki bir arkadaşımla konuşuyormuşum gibi kullanıyorum. Aklıma bir şey geliyor, ben gülüyorsam üç-beş kişi daha güler diye düşünüyor ve onu paylaşıyorum. Bazen gerçekten büyük geyik döndürüyorum bazen de özellikle Gezi olayları gibi gerçekler hayatımıza girdiğinde hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatmadan duramıyorum.

“Celal ile Ceren”i izlerken bazı sahnelerde gülmekten nefessiz kalmıştım. Yeni film projeniz var mı?

Ağustosta yine bir romantik komedi filmi çekmeye başlayacağım, muhtemelen kışın vizyona girecek. Senaryoyu kuvvetli bir kalem yazdı. Daha fazla detay veremiyorum! Şu an için herhangi bir dizi çalışması yok fakat her an her şey olabilir.