16.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 Neyse, biz kız arkadaşımla bu doktora bir oyun etmeye karar verdik. Evlenmek isteyen bir arkadaşımızla aralarını yapacağız. Aşk garanti! Zira iki kişiyi birbirine aşık etmek son derece kolay! Nasıl olduğunu öğrenmek ister misiniz? Geçen gece arkadaşlarla yemekteyiz. Yeni tanıştığımız bir doktor var aramızda. Pek yakışıklı. Ama yemeğe yalnız geldi. Bir ara dayanamadım, "Sevgilin yok mu senin?" diye soruverdim. "Var" dedi gülerek, "hem de bir sürü"... Biliyorsunuz, ne kadar çok sevgilisi varsa, aslında o kadar yalnız demektir o kişi. Bunu söylemeden duramadım elbette. "Haklısın, gerçekten yalnızım ama artık 'doğru kadın' yok ki" dedi doktorumuz. Tanıştığı kadınların aralarında sahiden evlenmek isteyeceği birini göremiyormuş. "Hayatımı onlardan biriyle geçirmeyi düşününce tüylerim diken diken oluyor!" diye de ekledi. Sonra da evliliğe nasıl inanmadığını, aslında insanların onca yıl beraberce ve aşkla yaşamalarının imkansız olduğunu anlatmaya koyuldu ezberden, heyecanla ve ısrarla. Çevresindeki evliliklerden aklı karışmış belli ki. Pek sıkıcıydı doğrusu! Diyelim ki bu doktor arkadaşımızla bir kız arkadaşımızı evlendireceğiz... Tabii öyle kuru kuruya değil, aşık olup da evlenecekler... Böyle bir durumda işbirliği yapacağınız taraf dişi taraftır. Tam bir işbirliği tabii. Yoksa her şey boşa gider. Erkeğin ağzından duyduğunuz "Şöyle özellikleri olan, karakteri böyle olan..." türü tanımlamalarla kız arkadaşınıza küçük bir rötuş yaptıktan sonra, onları "tesadüfen" bir araya getirmekle başlamak en iyisi. Sonra iyi bir "çift taraflı ajan" görevi üstlenip ilişki süresince tarafların birbirlerinden şikayetçi oldukları durumlara müdahale eder ve durumu nasıl idare edecekleri konusunda yol gösterirseniz, her şeyin gayet yolunda gittiğini görürsünüz. Bir de "çevre faktörü"nü üstüne sos olarak ekler ve ikisine de birbirlerini överseniz, yetmezse arada bir kavga ettirirseniz, sonra da sanki siz zorla barıştırmak istermiş gibi aracılık ederseniz... Oohhh, ne kolay! Aşk garanti dedim ya!"Aşk" aslında son derece basit bir formüldür! Bileşenlerin oranını iyi hesaplamak koşuluyla tabii ki... İnsan bir ritme aşık olur. Notaların hassas ayarını tutturmak için, ortamı biraz dinlemek yeter. İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Arkadaşımızın aşık olup evlenmesi aslında sadece bizim bu oyunu oynamayı isteyip istememize bağlı. Belki sıkılıp başka bir oyun oynamak isteyiverir canımız. Kadın milleti değil miyiz, bugün bunu istiyorsak yarın başka şey geliveriyor aklımıza. Benim canım bir gün herkesi aşık edip evlendirmek için "Evlilik ve Aşk Oyunları Merkezi" kurmak isterken, ertesi gün şarkı sözü yazarı olmak istiyor. Ah, bir karar versem ne istediğime! İyi oyunlar herkese... Bugünkü yazımın ana fikri şu: Erkek köşesi Bir erkeğin "doğru" kadını bulması kadar kolay bir şey yoktur aslında. Çevrenizde güvendiğiniz bir kadın size "doğru" kadını birkaç gün içinde bulabilir. Yani çöpçatanlığınızı yapacak zeki bir bayan arkadaş bulmanız, aradığınız "doğru kadın"a giden en kısa yoldur. "Peki iyi bir çöpçatanı nasıl bulacağız?" derseniz, çevrenizde evliliği sağlam giden bir çiftle yakınlaşmanızın yeterli olacağı malum. Ne de olsa mutlu kadınlar herkesi evlendirmek ister. Hem de laf olsun diye değil, onlar da kendisi kadar mutlu olsunlar diye evlendirmek isterler... "Doğru kadın"ı nasıl bulursunuz? Demet Akalın'la Ebru Destan küsmüşler! Ay ne önemli! Tam bir kadın rekabeti! Şimdi efendim Ebru Destan civcivimiz de şarkıcı olmaya soyunup albüm yapmış ya, hem de aynen Demet civcivden araklamış her bir şeyi! Bak şimdi! Hatta Demet'in klip yönetmenini bile araklamış Ebru! Ayıp ama değil mi! Demet civciv de kızmış, "Ben şarkıcı da olayım, onu da yapayım, bunu da yapayım diye bir şey yok. Bir fedakarlık lazım bunun için ve ben bu yüzden mankenliği bıraktım" gibi mantıklı açıklamalar yapmış. "Ne var yani?" derseniz, bir şey yok, maksat reklam olsun. Peki sizce hangisi Hacivat, hangisi Karagöz? Üşenmeyen oylasın... Haftanın "Karagöz'le Hacivat"ı! Öptüm sizi Güzide Duran-İlker İnanoğlu çifti de tam evlenecekken ayrıldı. Aynı Aysun Kayacı ve Emre Aşık gibi. Sibel Can da boşanıyormuş galiba... Yeşim Salkım boşandı. Sırada Tuba Ünsal varmış... Aynı anda hepsinin haberini okuyunca şaşırdım. Çevremde de bir sürü ilişki bitiyor. Boşanan boşanana! Yaz iyi gelmedi galiba çiftlere... Sıcaktan bunalanların birbirlerine tahammülü mü kalmıyor ne? Olsun. Onları gördükçe ilişkilerini tedavi etmek isteyenler artıyordur herhalde. Çok mu iyi niyetliyim ne? Öpelim de onlara da iyi gelelim... ÇEKİNMEYİN, SORUN! DAHA İYİSİNİ BİLENİNİZ VARSA DA ANLATSIN! 35 yaşında, nişanlı bir bayanım. Nişanlımın ikinci, benim ise ilk evliliğim olacak kısmetse, fakat annesi nişanlandığımız günden beri onun ilk eşini ağzından düşürmüyor. 14 yıl olmuş ayrılalı. Nişanlım sert bir dille annesini kaç defa ikaz ettiği halde hâlâ devam ediyor. Nişanlımın yanında iyi, nişanlım yokken hep iğneleyici kelimeler söylüyor. Ne yapmam gerekir? "Annesini kaç defa ikaz ettiği halde hâlâ devam ediyor!" * * * Aman sorununuz bu olsun, hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Mantıklı olun yeter. Büyük ihtimalle evlenmenizi istemiyor ama ne olur ki? Hem bir sürü anne biliyorum ki, evlenmeden önce hiç beğenmedikleri gelinlerine bayılıyorlar. Tavır koyacağınıza "idare etmeyi" deneyin. Onu boşuna değiştirmeye çalışırsanız, gereksiz bir çatışma yaratmaktan öteye geçemezsiniz. Hakkınızda düşündüğü şeylerin gerçek olduğuna iyice inanır. Hatta haklı hale bile gelebilir. Ama her şeye rağmen siz mantığınızı koruyup sakin olabilirseniz, zamanın nasıl iyi geldiğini de görürsünüz. Bir kadının sevdiği erkeğin annesiyle kavga etmesi kadar yanlış bir şey de yoktur herhalde. Ha, unutmadan, bir de sürekli oğlunu ne kadar sevdiğinizi söyleyin. Neşeli olun. Oğlu konusunda onu övün. Aldırmayın yani... Ben de erkek annesi olsam böyle olurum herhalde. Siz nasıl olursunuz?