Cumartesi Eski milli futbolcu Amerika'da limuzin şoförü

Eski milli futbolcu Amerika'da limuzin şoförü

16.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Manhattan sokaklarında dolaşan yüzlerce limuzinden birinin direksiyonunda eski bir milli takım futbolcusu oturuyor: Ahmet Börtücene. Bir zamanlar Beşiktaş'ta sağ bek oynayan Börtücene'nin kızı milli yüzücü, oğlu ise askeri doktor

Eski milli futbolcu Amerikada limuzin şoförü

fturkmenoglu@milliyet.com.tr New York'ta, gezi esnasında tanıştık. Uzun limuzini ustalıkla sokaklar ve caddeler arasında dolaştırıyor, arada mutlaka park edecek bir boşluk bulmayı beceriyordu. Konuşması, yürüyüşü farklıydı. Ne limuzine binmek ne de şoförüyle konuşmak gibi bir niyetim vardı. Gazetecilerin karşısına bazen çıkan hoş fırsatlardan biriydi sadece. New York'ta ve limuzindeydim. Şoför koltuğunda, bir zamanlar Türkiye'de şöhreti ve başarıyı tatmış bir milli sporcu, Ahmet Börtücene oturuyordu. Fark edilmek için çabalamıyor, kibar ama ezik duruşuyla her geçen gün soru sorma isteğimi artırıyordu. Derken sohbet derinleşti, iş röportaja döndü. Bakırköy'de yaşıyorduk. Babam ilkokul öğretmeniydi. Ben de Zuhuratbaba Yücespor Kulübü'ne gidiyorum. Kulübü de Yalım Erez yönetiyordu. Bir gün, Süleyman Seba bir futbolcu almak üzere gelmiş. Yıl 1969. Aslında başka bir çocuğa bakmaya gelmiş ama Yalım abi, "Şu çocuğa da bir bak" diye beni sol bek oynattı. Aslında orta açık oynuyorum. Beni 1000 TL'si peşin 2 bin 500 TL'ye satın aldılar. O dönem antrenör Macar Teodorosku'ydu. İlk sene maçlarda sadece beş dakika oynattılar. Nasıl futbolcu oldunuz? Yusuf Tunaoğlu, Sanlı Sarıalioğlu, Vedat Okyar... 1970'te Gündüz Kılıç, Beşiktaş'ın antrenörlüğüne geldi. 30 kişiyle sezon açıldı. Mustafa Kefeli, Tuğrul Şener falan da kadroya girdiler. Bir de Finlandiyalı Lind Holm vardı. "Eyvah, bizim oynamamız pek mümkün değil" dedim. Giresun'dan beni almaya geldiler, pahalı geldi, geri döndüler. Sonra şansım yaver gitti, bir maçta sağ beke çıkarttılar. 2-1 kazandık. Gündüz Kılıç gazetecilere "Biz maçı değil, yeni bir sağ beki kazandık" dedi. Gazeteler mazeteler, herkes "Kim ulan bu?" diye baktı. Ertesi hafta hem A Milli Takım'a hem de yaşım tuttuğu için Ümit Milli Takım'a seçildim. O dönemin yıldız futbolcuları kimlerdi? "Arzu Okay 'Ahmet abi' diye hitap edince çok utandım" Ne demek! O zamanlar yedek bile çıkmak büyük şeref. Tabii çok fedakarlıklar yaptım. 8'de uyurdum. Sigara ve alkol hiç kullanmadım. Havalarda uçmuşsunuzdur... Hiç. Yalnız bir gece, kampta Yusuf abiyi (Tunaoğlu), Arzu Okay görmeye geldi. Biz de aynı odada kalıyoruz. Yusuf abi beni de aldı yanına, sohbete gittik. Ben o zamanlar 20 yaşımdayım, Arzu Okay da aynı yaşlarda. Kadın bana "Ahmet abi" diye hitap edince çok utandım. Yani hiç manken sevgiliniz olmadı mı? 1973'te Fenerbahçe'yi 3-0 yendik. Ankara'da Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık kupalarını kazandık. 1974'te Trabzon'u yendik ve bir Türkiye Kupası kazandık... Sizde ne anılar vardır... Çok iyidim. Üç-dört tane albüm gazete haberleri ile dolu. Büyük star mıydınız? Beni çok sömürdüler, çok kullandılar. Ben de memur çocuğuyum ya, azla yetindim. Herkese daire verdiler, bana yok. 10 sene profesyonel futbolculuk yaptım, jübile maçımdan hasılatın yüzde 30'unu aldılar. Sonra askere gidip geldim, ilk hanımla, 1980'de, ver elini Amerika! Ya para? İyi kazanmış olmalısınız. Neden şimdi çalışıyorsunuz? "Amerika'da paran yoksa, hayat zor" Üç yaşındaki oğlumuzla beraber turist olarak geldik. O zaman beni antrenör olarak da çağırıyorlardı. İlk hanım istemedi, "Sana ne verdiler ki, hep kullandılar" dedi. ABD macerası başlıyor... Deniz subayı emeklisi Kanat abi vardı, onun benzin istasyonunda pompada çalıştım. Yedi yılım geçti. Gelince ne yaptınız? Burada hayat kurmak hiç kolay değil çünkü. İlk sene profesyonel futbolcu olarak bir sosyal güvenlik numarası almıştım ama çalışma iznim yoktu. Beni yakalayıp kovsunlar diye dua ediyordum. "Keşke amatör bir kulüpte oynasaydım da, Türkiye'de olsaydım" diyordum. Allah kimseyi düşürmesin. Kaç kişi intihar etti? Sabri Dino, sol açık Şaban, Ergün Acuner... Benim yerimde başkası olsa intihar ederdi. Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın... Tabii kaçak olarak... Çocuklar! Türk hanımdan bir oğlan, Amerikalı hanımdan bir kız. Yaşama gücünü nereden buldunuz? Benzin istasyonunda tanıştım, benden 14 yaş küçüktür. 16 yıldır beraberiz. Jaguar'la benzin almaya geldi. Anası dört yıl vermedi kızı. Sonra dayanamadı. Bana uzun nasihatler etti. Şimdi 13 yaşında bir kızımız var, üç yaşından beri yüzüyor. Amerikan Genç Milli Olimpiyat Takımı'na seçildi. Türk eşimden olan oğlum da San Diego'da askeri doktor. Amerikalı eşiniz? "10 yıldır Türkiye'ye gidemedim. Hanımı çoluğu çocuğu 3. sınıf bir otele götüremem ya..." Dört yıl önce, limuzin şirketi olan Ali İhsan Şimşek çağırdı. Stresli, zor bir iş. Bizim hanım emlak işinde. Onun kazancı ve kayınvalidenin yardımları olmasa zor geçiniriz aslında. 1650 dolar kira ödüyorum. Elektrik, su, gaz, telefon, araba sigortaları, sağlık sigortaları derken, tek lokma yemezsek ayda 2 bin 500 dolar sabit giderim var. Daha sinemaya gitmedik, yemek yemedik, giyinmedik... Burası iyi bir mesleğin yoksa, cebinde paran yoksa "uğraşma" yeri. Bu iş nereden başladı? Lotodan para çıkmış, İstanbul'da deniz kenarında ev almışız... Pek geriye dönüp bakmak istemiyorum, çok aptal olduğumu görüp kazıklandığımı hatırlıyorum. Paraları hep tilkilere kaptırmışız... Son 10 yıldır Türkiye'ye gidemedim. Hanım, çoluk çocuk; üçüncü sınıf bir otele götüremem ya... Müşteri beklerken ne uzun hayaller kuruyorsunuzdur kim bilir? Kaliteli insana hayranım abi. Benim sevdiklerim Ahu-Ünal Aysal, Adnan Polat, Dilek ve Güler Sabancı, Serdar Bilgili. Hepsiyle dostluklarım var. İsim vermeyeyim ama paranın gücüne sığınan şöhretleri görünce, onların adına üzülüyorum. Zengin olmak başka, zengin yaşamak başka. Burada herkese teşekkür etmeyi, kimseyi yaptığı işle değerlendirmemeyi öğreniyorsun. Ben insanca ve mütevazı zenginleri severim abi! Türkiye'den gelen birçok zengin insanı taşıyorsunuz sanırım.