Cumartesi Hakkımızı savunmak robotlara mı kaldı?

Hakkımızı savunmak robotlara mı kaldı?

23.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Suudi Arabistan’da bir kadın, kadın haklarını savunmaya kalkmış olsaydı, dünyanın ilgisini bu kadar çekecek miydi? Sophia kadar olması herhalde pek mümkün değil

Hakkımızı savunmak robotlara mı kaldı

Suudi Arabistan Krallığı’ndaki vatandaşların hepsinin insan olmadığını biliyor muydunuz? Geçtiğimiz günlerde ünlü insansı robot Sophia, Suudi Arabistan vatandaşlığına kabul edilmişti. Sophia, vatandaşlık haklarına sahip ilk robot olarak dünya tarihine geçti. İlk icraatıysa kadın haklarını savunmaya başlamak oldu.

Haberin Devamı

Kavram olarak yeni değil

Hikaye pek manidar... Suudi Arabistan’da kadınlar araba kullanma hakkını henüz geçtiğimiz eylül ayında elde etti. Yani otomobilin icat olunmasından 100 küsur sene sonra. Suudi Arabistan Yapay Zeka Bakanlığı bulunan, uçan taksilerin çalıştığı son derece zengin ve ileri teknolojiye kucak açan bir ülke... Ancak bu vizyona rağmen halen kadınların kendi haklarını savunma hakkı kısıtlı. Erkekler de bu işi üstlenmeye pek gönüllü olmayacağı için işi bir robota bırakmak herkese mantıklı gelmiş olmalı. Sophia, insan haklarını savunmaya başlayınca üzerine bir de robot hakları konusu tartışılmaya başlandı. Yani insan ile robot arasındaki çizgi bu birkaç günde hiç olmadığı kadar inceldi.

Haberin Devamı

İnsansı robotlar kavramsal olarak yeni değil, bilim kurgu romanlarından ve filmlerinden aşinayız. Hollywood, iyi karakterli robotları hayatı özümseyerek saf doğruluk sonucuna varan üstün ve bilge makinalar olarak konumlandırdı. Kötü olanlarsa yok etmekten ve kötülükten başka bir şey düşünmüyordu. Bu robotları canlandıranlar insan olduğu için, gerçek hayattaki robotları da insan gibi algılamaya alışığız. Zaten beyin, iki nokta ve bir eğri çizgiyi bile surat olarak algılayabiliyor, yani bu konudaki toleransı yüksek :)

Kendini bilme hali

Sophia’nın çabaları Suudi Arabistan’da kadın haklarını ufacık bir adım bile ileri götürse ne mutlu hepimize. Fakat bunu Sophia’nın başarısı olarak görüp ona hayranlık duymaya başlarsak vay halimize... Nedeni yapay zeka etrafında yaratılan büyük bir illüzyona kapılma ihtimalimiz. Bir başka deyişle, insanların algısı yapay zekayla yönetilmeye çok açık. Burada etik kavramı da devreye giriyor. Yapay zekanın etik değerleri ve amaçları olabilir fakat hepsi kendisini programlayanların değer yargıları ve niyetleriyle şekillenir. Düşünün ki Sophia’nın kadın hakları bir yana dursun, kadın nedir, insan nedir, hiçbir fikri yok. Kendisinin ne olduğunu bile bilmiyor. Yalnız Sophia değil, hiçbir yapay zeka ve robot kendisinin ne olduğunu bilmez. Konuşabilir, fakat konuşabildiğini bilmez. Bilinç ve zeka arasındaki temel fark, işte bu kendini bilme halidir.

Haberin Devamı

Neticede Sophia, kendisine öğretilen iyi niyetli cümleleri konuşuyor ve şimdilerde olumlu bir kampanya için çalışıyor. Pekala, Suudi Arabistan’da bir kadın, kadın haklarını savunmaya kalkmış olsaydı, dünyanın ilgisini bu kadar çekecek miydi? Sophia kadar olması herhalde pek mümkün değil. Öyleyse insanlığın hakkını savunmak sahiden robotlara mı kaldı?