Cumartesi İstanbulun orta yeri sanat

İstanbulun orta yeri sanat

27.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yerli ve yabancı sanatçıların ilginç sergisi Harbiye Askeri Müzede... Ayrıca minikler için festival, büyüklere ise Bienal var

İstanbulun orta yeri sanat

Türkiye dahil 14 ülkeden 20 sanatçı İstanbul Sanat Vakfı Müzesinin ...ve... adlı sergisinde buluştu. Bu yaz Turunçtaki Internationale Academie Marmariste 15 günlük atölye çalışmasında bir araya gelen sanatçıların eserleri Harbiye Askeri Müzede sergileniyor. 1 Ekime kadar sürecek olan sergide resim, fotoğraf, enstalasyon gibi farklı alanlarda üretilmiş eserler var. İstanbul Sanat Müzesi Vakfı Genel Sekreteri ve "Sanatçılar Buluşuyor" Genel Koordinatörü Tomur Atagök "Turunçta muazzam bir diyalog kuruldu" diyor: "Birçok sanat akımı 20nci yüzyılın başlarında sanatçıların birbirleriyle iletişiminden ortaya çıktı. Son yıllarda diyalog çok azalmıştı. Turunçtaki Sanatçılar Buluşuyor adlı atölye çalışmasında yeniden bunu görmek güzeldi. Buluşmaları devam ettirmek istiyoruz." Sergiye katılan sanatçıların olumlu Turunç izlenimleri de etkinliğin sonraki yıllarda devam edeceğini gösteriyor. "Geceleyin Turunç. Suç Nesnesi" Marmarise gelmeden önce kafamda tasarladığım bir projeydi. Tabii o bölgenin özellikleri; deniz, ay, doğanın sesleri hepsi işimi etkiledi. Doğa işimin temeli, üç resim de Turunçun atmosferini yansıtıyor. Birinci resimde tuvali tekerlerle boyadım. Resimlerin yanında tekerlekleri de görüyorsunuz zaten. Tekerlek insanlık tarihinde çok önemli bir buluş. İlerleme sağlayan çoğu buluş gibi doğayı olumsuz anlamda etkiliyor. Turunçtaki ortam harikaydı. Hem dinlendim hem de çok çalıştım, arkadaşlar edindim. Tartışma ortamı bana çok yardımcı oldu. Vladimir Us (Moldova) Turunçta atölye çalışmasına katılan sanatçıların birlikte göründüğü fotoğrafıma "Foreign Artists" (Yabancı Sanatçılar) adını verdim. 20nci yüzyıl göç yüzyılıydı. 21inci yüzyılda da bu olgu önemini koruyor. Ayrıca hepimiz bazı anlarda kendimizi yabancı hissedebiliriz. Turunçta bir araya geldik ama birbirimizi tanımıyorduk, yani birbirimizin için birer yabancıydık. Bazı anlarda nereye ait olduğumuzu bilemeyiz, bunun korkusunu yaşarız. Marmaris önemli bir buluşma noktasıydı. İçimizde taşıdığımız korkularda buluştuk. Türkiye ile İspanya arasında benzerlikler olduğunu fark etsem de Marmaris egzotik bir yerdi. Aramızdaki yabancılık duygusu yerini yakınlığa bıraktı. Bu atölye çok iyi bir fikir. Farklı ülkelerden gelen insanların birbirini tanıması ve birbirini anlaması için iyi bir fırsat. Darya von Berner (İspanya) Sanatçı-küratör ilişkisi Çalışmamın konusu sanatçı-küratör ilişkisinin sağlıksızlığı üzerine. Küratörler milli takım tek seçicileri, sanat dünyasının guruları haline geldi. Mütevazı kelimesini hatırlamaları lazım. Biz sanatçılar yüzyıllardır varız ve var olacağız ama sanatçı olmadan küratör olamaz. "1996dan önce Türkiyede çağdaş sanat ortamında hiçbir şey yapılmadı" diyerek kendisinden önce gelen şeyi karalayan, sanat tarihi kalpazanlığı yapan ve "Küratörüm" diye ortada gezenler var. Küratörlerin empoze ettiği dar alana girmeye çalışanlara artist değil küratrist diyorum. Bunlara bu enstalasyonla itiraz ediyorum. Yeni kitabım da "Türkiyede avant-garde sanat yapılmadı" safsatasını ortaya çıkaran kimi zavallı kürato-kahramanlara tokat gibi bir yanıttır.Geriye dönüp baktığımda Marmaristeki yazın hayatımın en keyifli, huzurlu ve üretken yazlarından biri olduğunu görüyorum... İnanılmaz başarıya ulaşan bir proje. Vakfa teşekkür ediyorum. Sanatçılara sınırlama getirilmedi. Zaten getirilse ortaya bu yapıt çıkamazdı. Bu çalışmam bir kürato-kahraman sergisinde bulunamaz, orada ancak onun izin verdiği alanlarda tango yapabilirsiniz. Bedri Baykam Savaş kurbanı çocuklar Ben şu anda dünyadaki kargaşaya, ırkçılığa bakarak "ve"yi olumsuz, ötekini işaret eden, ayırıcı bir unsur olarak gördüm. Hiçbir suçu bulunmadığı halde savaşın öncelikli kurbanları olan masum insanlar var. "Ölü Çocuklar Bildirisi" adlı enstalasyonumda savaşta yaşamını yitirmiş en masum güçlere, çocuklara yöneliyorum. Bir bölümde bu masumiyeti simgeleyen içi su dolu boş çocuk küvetleri var. Çocukların bedenini hatırlatıyor ama yokluklarını da hissettiriyorlar. Panolarda ise onların acılarını simgeleyen, üzerinde "Hayır" yazan yara bantları bulunuyor. Bütün bunları fazla tahrik etmeden hüzünlü bir atmosfer içinde birleştirmeyi planladım. Marmaris müthişti. Önyargılarımızı fark edip düzeltmeye çalıştık. Yabancı sanatçılar dünyanın en zengin bölgesinde büyük bir konukseverlikle ağırlandılar. Kafalarındaki Türklük imajıyla yaşadıkları arasındaki utanç verici farkı kavradılar. Ama en önemlisi bu sergi, işgalci ahlakın acılarını çekmiş Balkan ruhunu taşıyor. Osmanlı İmparatorluğu o bölgede izler bırakmış bir kültür. Bizi ayıran siyasi nedenler ortadan kalktıkça o eski dostluğa dönüş yaptık, ortak şarkılarımızı söyledik. Balkan Naci İslimyeli Iraktan bir savaş fotoğrafı, "huzurlu" sualtı görüntüleri Sergilenen iki işim var. Sualtında yaptığım yerleştirmenin adı "Çeşitliliğe Ağıt". Çeşitliliğin uyumlu bir şekilde bir arada yaşadığını ve bunun ne kadar huzurlu olduğunu göstermek istedim. Denizler bir bütün. Suyun içindeyken bir sınır olmadığını görüyorsunuz... İkinci çalışma ise farklı bir dünyayı anlatıyor. John Mooreun Associated Press için Irakta çektiği fotoğraf beni çok etkilemişti. Bir şekilde kullanmak istiyordum. Sualtı enstalasyonuyla karşıtını yakaladığımı düşündüm. Bu fotoğrafı seçmemin bir diğer nedeni ise 19uncu yüzyıl savaş resimlerinin estetiğine sahip olması. Büyük bir resim çünkü Louvre Müzesini çağrıştırmasını istedim. Resimdeki kaplumbağaları fark etmişsinizdir. O da Osman Hamdiye bir referans. O dönemde Batı sanatı ön plandaydı ama bizde de aynı keyifte resimler yapılıyordu. Ayrıca kaplumbağalar bir korunma sembolü gibi, miğferlere benziyor.Marmaristeki atölye çok verimli oldu. Uzun konuşmalar yaptık. Sualtı enstalasyonunda kullanacağım bayrakları hazırladım ama oradaki en önemli şey sohbetlerimizdi. Böyle buluşmaların sık sık yapılmasının sanat adına çok faydalı olacağını düşünüyorum. Şirin İskit Avrupa Komisyonu 10 bin euro verdiSergiyi İstanbul Sanat Müzesi Vakfı organize etti. Amaç, İstanbul Modern Sanat Müzesinin koleksiyonunu komşu ülkelerin sanatçılarıyla zenginleştirmek.Avrupa Komisyonundan 10 bin euroluk yardım alındı. Toplam bütçe ise 55 bin euro olarak hesaplanmıştı. Bu bütçenin biraz üstüne çıkıldı.Sanatçılar 3-17 Temmuz arasında Turunçtaki Internationale Academie Marmariste (IAM) 15 günlük bir atölye çalışmasına katıldı.Sergide 14 ülkeden sanatçıların eserleri yer alıyor. Slovenya, İtalya, Bulgaristan, Macaristan, Azerbaycan, Sırbistan, Arnavutluk gibi ülkelerden gelen sanatçılar var. Türkiyeden katılan sanatçı sayısı beş. Evgen Bavcar ve Dimitris Tsoublekas atölye çalışmalarına gelemediler ama eserleriyle sergiyi ve vakfı desteklediler.Sanatçıların yaş ortalaması 40. En genç sanatçı Moldovalı 23 yaşındaki Vladimir Us. 10 sanatçının eserleri daha önce bienallerde sergilenmiş. 14 ülke, 20 sanatçı Bu yıl ikincisi düzenlenen Art İstanbul yarın sona eriyor. Bu sene tema olarak "Sınır Ötesi"ni belirleyen organizasyona katılan toplam 80 galerinin beşi yurtdışından. Fikret Muallanın 100üncü doğum gününün kutlandığı Art İstanbul 2003e pek çok galeri ünlü ressamın eserleriyle katılıyor. Bu sene organizasyon ilk kez graffitiye de yer veriyor. Dört ayrı sanatçı tarafından boyanan bir arabayı, Lütfi Kırdar Rumeli Salonu önünde görebilirsiniz.Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayındaki organizasyona genel giriş 6 milyon, öğrenci ve sanatçılar için indirimli bilet 3 milyon lira. Art İstanbulun son iki günü 42 ülkeden 85 sanatçıyı bir araya getiren 8. Uluslararası İstanbul Bienali bu yıl dört ana mekanda izleniyor. Çeşitli sanatçıların çalışmalarının yer aldığı mekanlar ve açık olduğu saatler şöyle: Antrepo No.4 (Pazartesi hariç her gün 10.30-19.30), MSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi (Pazartesi hariç her gün 10.30-19.30), Yerebatan Sarnıcı (Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00) ve Ayasofya Müzesi (Pazartesi hariç her gün 09.00-16.00). Bienal nerede? İKSVnin düzenleyeceği minifest, çocuklara neşeli saatler geçirtecekİstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) 6 Ekim Dünya Çocuk Günü nedeniyle 3-5 Ekim tarihleri arasında ParkOrmanda minifest adlı bir çocuk şenliği düzenliyor. Medya sponsorluğunu Kanal D ve Miço dergisinin üstlendiği etkinliklere 10 pilot okuldan 50şer öğrenci her gün konuk olacak. İKSVnin hazırladığı "Trafik Parkuru" ve "Önüm Arkam Sağım Solum" adlı trafik oyunları çocukları trafik hakkında eğitirken onlara eğlenceli dakikalar da geçirtecek. Atölye çalışmalarında plastik sanatlardan dansa pek çok etkinlik yapılacak. Nil Karaibrahimgil, Memet Ali Alabora, Ahırkapı Küçük Roman Orkestrası da etkinliklere katılacak.ParkOrman gişelerinden temin edebileceğiniz biletlerin fiyatları 3-12 yaşındaki çocuklar için 3 milyon lira, daha üst gruplar için 5 milyon lira. 3 Ekim saat 10.30dan itibaren 4. Levent Metro Durağından servis otobüsleri kalkacak. Çocuklar için renkli festival

Yazarlar