16.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
AYŞİM ÖZGÜR - MODA
Etek boyları diz hizasından yukarıda olmamalı, yaz kış ten rengi opak çorapla dolaşılmalı. Straplez kıyafetler yasak, renkli ojeler ise neredeyse günah. İngiliz Kraliyet ailesi üyelerinin uyması gereken giyim kuşam kurallarına dair bugüne dek çok şey duyduk ama zevklerine ve alışkanlıklarına dair pek fikrimiz yok. “The Crown” hayranları dizinin yarın başlayacak olan üçüncü sezonunu heyecanla beklerken, moda dünyası da Kraliçe Elizabeth’in gardırop danışmanı Angela Kelly’nin yazdığı kitabı konuşuyor. Dizide bu defa genç Elizabeth’i değil, orta yaşlarındaki olgunlaşmış Kraliçe’yi göreceğiz. Gelin, kitapla birlikte açığa çıkan sırlarla, Kraliçe’nin giyim kuşam alışkanlıklarına da göz gezdirelim.
Kürke “hayır” diyenler kervanına katıldı
Tahmin edersiniz ki, Kraliçe Elizabeth’in gardırobunda pek çok özel yapım kürk var. Hatta bunlardan bazıları tarihi kostüm değeri taşıyor, tabii en başta da 1953 yılındaki taç giyme töreninde üzerinde olan kürk detaylı kadife pelerin. Ne var ki o da son yıllarda kürk giymeye devam ettiği için çevre aktivistlerinin eleştiri oklarına maruz kalıyordu. Angela Kelly’nin kitabında söylediğine göre, bu yıldan itibaren Kraliçe’nin üzerinde hakiki kürk görmeyeceğiz.
Hep ellerini cebine sokmak istemiş
Angela Kelly, kitapta Kraliçe’nin yıllardır fotoğraf çektirirken doğal ve rahat pozlar vermek istediğini ancak danışmanları tarafından engellendiğini söylüyor. Meğer Kraliçe’nin en büyük isteklerinden biri elleri cebinde poz vermekmiş! Neyse ki bu hayal gerçekleşti ve Kraliçe sonunda elleri cebinde, Barry Jeffery’nin objekfitine poz verdi. Bir daha ellerinizi rahatça cebinize soktuğunuzda, Kraliçe’nin bundan mahrum olduğunu düşünüp kendinizi ayrıcalıklı hissedebilirsiniz.
Ayakkabılarını ondan önce giyen biri var
Hiç giyilmemiş topuklu ayakkabıların ne kadar rahatsız edici olduğunu biliyoruz. Tabii koskoca Kraliçe ayakkabıları esnesin diye dışarı çıkmadan önce onlarla sarayda yürüyüş alıştırması yapacak değil, onun yerine bunu yapan biri var. O kişi de Angela Kelly’nin ta kendisi. Kraliçe’nin ayakkabıları genelde el yapımı oluyor, çoğu Londra’daki ayakkabı atölyesi Rayne Shoes’da üretiliyor ve o giymeden önce Angela Kelly tarafından giyilip esnetiliyor. Kraliçe’nin 1947’de, düğününde giydiği ayakkabıların da aynı atölyeden çıktığını söylemeden geçmeyeyim.
Makyajını kendi yapıyor
Her davetten önce makyöze uğrayanlara duyurulur! Kraliçe, yılın 364 günü kendi makyajını kendisi yapıyor. Bir makyöz ile çalıştığı tek istisna ise halka Noel mesajı vermek için televizyon çekiminin yapıldığı gün. 2. Elizabeth, yılda sadece bir defa, o özel günde makyaj sanatçısı Marilyn Widdess ile çalışıyor.
Aynı kıyafeti birkaç kez giyiyor ama tek şartla
Yılda 300’den fazla organizasyon ve davete katılan Kraliçe’nin aynı kıyafeti birden fazla defa giydiği oluyor, ancak her gün ne giydiği kayıt altına alınıyor ve Kraliçe bir giydiğini bir daha giymeden önce aradan en az birkaç ay geçmesine özen gösteriliyor. Kraliyet gardırobundaki bir parçanın ömrü ise ortalama 25 yıl.
Her kıyafeti aylar öncesinden hazırlanıyor
Kraliçe Elizabeth’in “Bu sabah ruh halime göre giyineceğim” deme şansı yok. Takvimindeki her plan için giyecekleri de aylar öncesinden belirleniyor. Örneğin hazirandaki Royal Ascot at yarışlarında giyeceği beş elbise, mart ayından itibaren hazırlanıyor ama son dakikada karar değiştirdiği de olmuyor değil. Kelly, kitapta böyle durumlar için özellikle seyahatlerde her kıyafetin alternatifini bulundurduklarını belirtmiş.
Kısa... Kısa...
Kraliçe Elizabeth, gardırop danışmanı dışında bir kişinin daha fikrini alıyor: 72 yıllık kocası Prens Phillip! Angela Kelly’e bakılırsa, Kraliçe eşinin fikirlerine, sözünü hiçbir zaman sakınmadığını bildiği için güveniyormuş.
Kraliçe’yi giydiren ekipte beş kişi var. Ancak filmlerde gördüğümüz gibi gerçek anlamda Kraliçe’yi giydirmiyor, sadece kıyafetlerini düzenliyorlar. Kraliçe tek başına giyiniyor, yalnızca fermuarları çekerken ya da erişemediği düğmeleri iliklerken yardım alıyor.
Kışın pastel tonlar ve çiçek desenleri, yazın güçlü ve hatta neon renkler… İşte Elizabeth’in gardırop düzenini belirleyen iki temel kural.
Her şey iyi hoş da bu kıyafetler seyahatlere nasıl götürülüyor? Su geçirmeyen tekerlekli bavullarla. Her kıyafet bavulun içinde ayrı bir kılıfta duruyor, hatta kılıfları birbirine değmesin diye aralarına da ince kağıtlar yerleştiriliyor.
Favorisi Singapur ipeği
Kraliçe Elizabeth’in en sevdiği materyal Singapur ipeği. Tabii kumaş pazarına gitmiyor, kumaşlar ayağına geliyor ve Kraliçe aralarından bizzat seçim yapıyor. Hatta Angela Kelly’nin anlattığına göre Kraliçe bazı kumaşları toptan alıp onlardan farklı parçalar çıkarmayı seviyormuş.