Cumartesi "Meme uçları bantlanıyor, koltuk altları kremleniyor"

"Meme uçları bantlanıyor, koltuk altları kremleniyor"

15.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Meme uçları bantlanıyor, koltuk altları kremleniyor"

Meme uçları bantlanıyor, koltuk altları kremleniyor






Reklamcı Metin Aroyo, 189 gün boyunca hazırlandı ve 2 Kasım günü dünyanın en ünlü ve zorlu maratonlarından biri olan Atina Maratonu'na katıldı. Tam bir maraton, yani 42 kilometre 195 metre koştu. Bu yaklaşık 42,5 kilometrelik yolu 4 saat 14 dakika 54 saniyede katetti. Yani kendi deyişiyle Etiler-Göztepe arasında gitti döndü ya da İstanbul'dan Ankara'ya arabayla gidilebilecek bir süre kadar koştu. "En azından arabada klimanız, müziğiniz vardır. Oturursunuz. Buna rağmen 4 saatlik yolculuktan sıkılırsınız ve bittiğinde bacaklarınız ağrır" diyen Aroyo'ya da yarışın sonlarına doğru artık bıkkınlık gelmiş. Bittikten sonra da herkes yerlerde serilirken çantasını alıp otele yürümüş, duşunu alıp şarap içmek için dışarı çıkmış.


Yarış boyunca muhabbet, sonunda gözyaşları


Koşuya başladım, 10 kilometrede yorulmuştum. Kendime "Metin sen 32 kilometre koştun, şımarıklık bu senin yaptığın" dedim. 20'nci kilometrede "Oğlum fiziksel olarak en çok zorlanacağın 20 kilometre başlıyor" dedim.


Bir muhabbet bir muhabbet... Rakı sofrasında bu kadar olmaz. 35 bitti, artık yorulmuştum. Bir de kriz geliyor, aniden ağrı saplanıyor...


40'a geldim, Hilton'un çatısını gördüm. Ben de Hilton'da kalıyordum. Sabah saat 5.15'te kalkmıştım. Hilton'un önünde de 41'inci kilometre tabelası var. "Allahım şunun önünden sağ salim geçeyim" demiştim.


Her zaman beraber koştuğumuz arkadaşımı aradım. Hafif ağladığımı hatırlıyorum. Zaten "Müthiş bir boşalma oluyor ve bitirenler ağlıyor" diyorlar. Ondan sonra madalyamı, belgemi aldım.


Hayır, bu benim ilk maratonum. Ekim 2004'te Washington'daki Marine Corps Maratonu'na katılmayı düşünüyorum. Arada, ilkbaharda Londra Maratonu var, ona katılabilirim.

"Kusanlar, bayılanlar oldu"


Çok ciddi bir dayanıklılık gerekiyor. Hem fizyolojik hem de psikolojik olarak. Atina Maratonu ise dünyanın en zor parkurlarından birine sahip. Hafif düz başlıyor, ondan sonra özellikle 17'nci kilometreden sonra 32'ye kadar sürekli bir rampa çıkıyorsunuz. Aşağı iniş de kas açısından çok zor bir durum. Çünkü kaslar yukarı doğru çıkmaya alışıyor, aşağı inişte üst kaslarınıza ve dizlere müthiş bir ağırlık biniyor.


32'nci kilometrede yanımda bir sürü kusan insan vardı. Fazla yüklenmeden kaynaklanan bir mide bulantısı oluyor. Yol boyunca ambulanslar zaten vızır vızır çalışıyor. 39'uncu kilometrede küt diye yere düşüp bayılan bile oldu.


Ben 24 yaşımdan beri koşuyordum zaten. Ama maraton başka bir şey. Büyük maratonların kendi siteleri var. Ben sitelere girdiğim zaman maratona 189 gün vardı. 189 günlük program veriliyor. Haftada altı gün koşuyorsunuz, gittikçe kilometreleri artırıyorsunuz.


Doktorum vardı, Planet Health Club'dan bir arkadaş yardımcı oldu. Son üç ay spor salonuna da gittim çünkü. Vestel için yaptığımız Süreyya Ayhan'lı reklam çalışmasında antrenörü Yücel Kop'la tanıştık. Onlara danıştım bu konuyu. Gerek Süreyya gerek Yücel Kop bana "Ekmek peynir yiyerek maraton koşulmaz" dediler. Hatta Süreyya bana "Hocanın verdiklerini al, performansın yüzde 15-30 artacak" dedi. Bir gün 300 euro'luk bir koli geldi. İçinde vitaminlerden omega 3'e, protein tozuna, kas koruyuculara kadar pek çok ürün vardı.


Son üç gün 3 bin 700 kalorilik özel bir mönü yedim. Yüzde 75 karbonhidrat, yüzde 25 protein.


Fizyolojik olarak bir erkek için en dayanıklı yaşlar 35 yaşından sonra başlıyor. O yüzden maraton gibi, triatlon gibi yarışlarda 38-42 yaşlarında adamlar görürsünüz. Yaş sınırı da yok. Mesela 78 yaşındaki bir adamın maratonu bitiriş derecesi benimkinden daha iyi çıkabiliyor.


40 kişinin çalıştığı, 20 milyon doların üzerinde ciro yapan Piramit Ajans'ın kurucusuyum. Çok yoğun bir iş tempom var. Yine de şunu düşünüyorum; kimse hiçbir şeyle ilgilenmiyor. "Ben bu işi yapsam, bu sırada da işimi hiç aksatmasam çevremde bir model oluştursam" dedim.


  • Ayakkabılarınıza bir çip takılıyor. Start çizgisinde, 10'uncu , 21'inci, 32'nci kilometrelerde ve finişte bu çipleri okuyan manyetik alanlardan geçiyorsunuz. Böylece sürelerinizi takip edebiliyorsunuz.
  • 2,5 kilometrede bir su istasyonları var. Her 5 kilometrede ise suyun yanında enerji veren içeceklerden var. Ayrıca istiyorsanız bazı noktalarda size ait özel bir içecek koyabiliyorlar, göğüs numaranıza göre veriyorlar.
  • Yine her 5 kilometrede bir tuvalet var.
  • Herkes atlet şortları ve tişörtleri giyiyor. Meme uçları bantlanıyor çünkü dört saat boyunca atletinize sürtünüp duruyor, sonra da kanıyor. Koltuk altlarına da sürtünmeye karşı vazelin sürülüyor.