'Ortak olunca küsme lüksümüz kalmadı'

Bugüne dek abla-kardeş olmanın çok ötesinde, birbirlerinin en yakın arkadaşı da olan Zeynep ve Derya Beşerler, şimdi iş ortağı olarak karşımızda. “Bu markayı, bizim gibi düz kıyafetler arayıp da bulamayanlar için” kurduk diyen iki oyuncu, günün her anında giyilebilecek minimal ve rahat tasarımlar yapıyor, stillerini başka kadınlarla da paylaşarak “kardeşlik” ağlarını genişletiyor.

- Kendi markanızı yaratma fikri nasıl ortaya çıktı?

Derya Beşerler Namoğlu: Hangimiz alışverişe çıkarsa diğeri ona sipariş verir genelde. “Bana şöyle bir şey baksana, böyle bir bluza ihtiyacım var” gibi… Yaklaşık dört ay önce bir gün oturup, farklı ne yapabiliriz diye konuşurken aklımıza bu fikir geldi. Çevremizde tekstil işinden anlayan insanların olması da hızlıca harekete geçmemiz için bize avantaj sağladı.

Zeynep Beşerler İçgören: Moda, trendler neyse mağazalarda üç aşağı beş yukarı hep aynı modeller oluyor. Oysa biz hep düz giyiniyoruz ve ‘basic’ kıyafetler bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. İlla bizim gibi düz kıyafetler arayıp bulamayanlar vardır diye düşündük.

- Bu ilk koleksiyonu nasıl tanımlarsınız?

Z.B.İ.: Neyin üzerine giyersen giy ona ayak uyduracak, gündüz de gece de giyilebilecek zamansız kıyafetler. Çok az modelle çıkıp gelecek yorumlara ve taleplere göre şekillendirmek istedik aslında koleksiyonu biraz. Koleksiyon şu anda çan kol dediğimiz kol modelinde üstlerden, scuba kumaşıyla hazırlanan fermuarlı ceketlerden, transparan kollu ve büyük formlu olmak üzere ikiye ayrılan sweatshirt’lerden oluşuyor.

D.B.N.: Biz bunlara “hayat kurtaran” parçalar diyoruz. Minimal, zarif ve çok rahatlar. Siyah, krem, yeşil, safran sarısı ise renk yelpazemizi oluşturan tonlar.

- Web sitenizi henüz bir hafta önce açtınız ama gelen yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Z.B.İ.: Bir hafta içinde gösterilen ilgiye bakılırsa gerçekten de bizim gibi rahat ve minimal kıyafetler arayan pek çok kişi varmış diyebiliriz. Alanlar umarım memnun da kalıyordur. Son birkaç gündür daha büyük bedenler de üretmemiz konusunda geri dönüşler aldık. Neye talep olduğunu öğrenmek tabii ki işimizi kolaylaştırıyor.

D.B.N.: İlkbaharla birlikte “smart casual” dediğimiz stilde daha fazla parça ekleyeceğiz siteye. Daha ince sweatshirt’ler ve gece giyilebilecek ürünler yapmak da aklımızda.

“Stillerimiz ayrılmıyor ki”

- “Arkadaşla ortak olmak zordur” derler. Kardeş olunca durum nedir? İş bölümü yapıyor musunuz?

D.B.N.: Birbirimizi yediğimiz de aynı dili konuştuğumuz da çok oluyor. Beraber büyümenin dışında 10 yıl baş başa ev arkadaşlığı da yaptığımız için antrenmanlıyız. Fakat tabii normal hayatta olsa iki gün küs kalacağımız durumları şimdi hızlıca toparlamamız gerekiyor. Söz konusu iş olunca öyle bir lüksümüz kalmadı.

Z.B.İ.: Mümkün oldukça iş bölümü yapmaya çalışsak da aslında ikimiz de her an her şeyi takip ediyoruz. Kimin ne kadar zamanı olduğuna göre değişiyor biraz.

D.B.N.: Bir de şunu söylemek istiyorum, markayla ilgili her şeyi bizzat biz yapıyormuşuz gibi yorumlar geliyor ama örneğin markanın sosyal medya hesabını biz yönetmiyoruz. Bu işi profesyonel olarak yapan arkadaşımız sistem üzerinden ilerliyor.

- Günlük hayatta stilleriniz birbirinden nasıl ayrılıyor?

D.B.N.: Ayrılmıyor ki (gülüyor). Artık aynı evde yaşamıyor olsak da bir yerde buluşunca bir bakıyoruz benzer giyinmişiz. Sadece ben bazen biraz daha renkli ve hareketli parçalar giyebiliyorum.

Z.B.İ.: Evet, ben daha fazla renk giymek için yeni yeni çaba sarf etmeye başladım ama başaramıyorum sanırım.

- Gardırobunuzda en çok hangi parçalar var?

Z.B.İ.: Benim beyaz gömlek, beyaz tişört ve jean.

D.B.N.: Kazak ve tişört benim de galiba.

“Adım adım ilerliyoruz”

- Markayla ilgili hayalleriniz var mı?

Z.B.İ.: Şu anda web sitemiz üzerinden yurtdışına da satış yaptığımız için mağaza açmak, yurtdışına da açılmak gibi hedeflerimiz yok. Başlangıç aşamasının tadını çıkarıyoruz.

D.B.N.: Hep adım adım ilerlemeyi tercih ettik. Bunun bir sonraki adımı birkaç parça daha eklemek ve alıveriş şenliklerine katılmak bizim için.

- Oyunculukla ilgili yeni projeleriniz var mı?

Z.B.İ.: Oyunculukla ilgili bir şey yok ama anne ve bebek sağlığı üzerine bir TV programı yapma aşamasındayım. Kanal ile prensipte anlaştık. Şimdi sponsorluk görüşmeleri yapıyoruz.

- ”Kuzgun” dizisinde oynuyorsunuz. Dizideki karakterinizin stiliyle kişisel hayatınızdaki stilin ortak noktaları var mı?

D.B.N.: Dizide canlandırdığım Seda karakteri yaşından da olgun giyiniyor aslında. Daha en baştan öyle kurguladık. Bazen uyuştuğumuz noktalar oluyor; sigaret pantolonlar, kazaklar… Ama tabii ben evin içinde sabah kahvaltısına avize küpelerle, makyajla oturmuyorum.

- Nerelerden alıveriş yapmayı seviyorsunuz?

Z.B.İ.: Ben sürekli internetten alışveriş yapıyorum. Mağaza gezebilme sürem çok kısıtlı. Dünyanın en güzel alışveriş merkezi internet bence.

D.B.N.: Belli bir dükkanım ya da marka takıntım yok ama ben alışveriş yapmayı seviyorum. Her dükkana girip çıkabilirim.

“Seyahate gitmeyi çok seviyoruz”

- Beraber en çok ne yapmayı seviyorsunuz?

D.B.N.: Beraber seyahate gitmeyi çok seviyoruz. Mesela baş başa Amsterdam ve Milano’ya gitmiştik; o tatiller unutulmaz.

- Güzellik rutinleriz neler?

Z.B.İ.: Ben artık 40’larıma girdiğim için cildimi bol bol nemlendirmeye ve her zaman temiz tutmaya özen gösteriyorum. Ağır makyajı hiçbir zaman sevmedim.

D.B.N.: Bence de göz altı aydınlatıcısı, dudak nemlendiricisi ve allık günlük makyaj için yeterli. Ben de mümkün olduğunca cildimi temiz tutmaya ve nemlendiriciyle gece serumu kullanmaya çalışıyorum.