Cumartesi “Rolün duygu hali beni cezbetti”

“Rolün duygu hali beni cezbetti”

20.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

“Gülizar” dizisiyle televizyon ekranlarına dönen Ömer Berk Cankat “İyi yazılmış, beni zorlayacak her rolü denemek isterim büyük bir heyecanla” diye anlatıyor ve dizideki karakterinin çok katmanlı duygu halinin kendisini etkilediğini söylüyor.

“Rolün duygu hali beni cezbetti”

Çağan Irmak’ın yönettiği ve senaryosunu yazdığı “Gülizar” dizisi, bu akşam Kanal D’de başlıyor. Dizide Farah Zeynep Abdullah’ın canlandırdığı Gülizar’a, Ömer Berk Cankat’ın hayat verdiği başarılı veteriner Murat karakteri eşlik edecek. “Muhteşem Yüzyıl” ve “Yıldızlar Şahidim”in aralarında olduğu projeleriyle sevilen oyuncu “Şu anda bütün emeğim, aklım ve bedenim Murat karakterine çakılmış durumda” diye anlatıyor. Cankat’la yeni dizisini ve neler yaptığını konuştuk.

Haberin Devamı

- Çağan Irmak yıllar sonra “Gülizar” dizisiyle televizyon ekranına dönüyor. Bu projede olmak, onunla çalışmak neler ifade ediyor sizin için?

Çağan hocanın benimle görüşmek istediğini ilk duyduğumda çok heyecanlandım. Bu kadar değerli bir yönetmenin dikkatini çekebilmek her oyuncu için başlı başına bir gurur kaynağıdır. Çağan Irmak, yönetmenliğinin de ötesinde tam bir sanat insanı. Şarkı söyleyen, çok geniş bir müzik kültürüne sahip, hayatını sanatın her dalıyla besleyen ve sürekli kendini geliştiren, yenilikçi bir insan. Tüm bunları yaptığı işe ustalıkla adapte ediyor. Böyle bir insandan öğrenilecek çok fazla şey var. Benim için çok kıymetli...

- Nasıl bir dizi bekliyor seyirciyi, nasıl hislerle izleyecekler diziyi?

Haberin Devamı

“Gülizar”ın en büyük özelliği çok gerçek bir iş olması. İzleyenler sanki arada kamera yokmuş ve kendi gözleriyle genç bir kızın hayata tutunma çabasına tanık oluyorlarmış gibi, gerçek hislerle oturacaklardır ekran başında.

- Bir önceki projenizde siz şarkıcı bir karakteri canlandırıyordunuz, burada ise Farah Zeynep Abdullah şarkı söyleyemeden duramayan, hayali şarkıcılık olan bir kadın rolünde...

Önceki projemde canlandırdığım karakterden dolayı hayatımda ilk kez bir stüdyoya girdim ve ilk kez profesyonel bir şekilde şarkı söyledim. Zor iş. Her insan gibi şarkılara eşlik etmişliğim, evde mırıldanmışlığım elbette vardı ama bu öyle bir şey değilmiş. Güzel bir deneyim oldu benim için. Çok zorlandım, aynı zamanda çokça da keyif aldım. Sesimin açık halini ilk kez duydum ben de. Projeden sonra da önceki gibi mırıldanma ve eşlik etme eylemlerime döndüm. Farah bu konuda benden daha donanımlı ve daha çok içinde bu işin. Şarkı söylemek onun özel hayatında da önemli bir yere sahip. Bense müziğe aşık, çok iyi bir dinleyiciyimdir.

“Sinema benim için özel”

- Gülizar ve Murat’ın yolları kesişecek ve hikayelerini izleyeceğiz.”Yolların kesişmesi” konusunda ne düşünüyorsunuz? Şans sayesinde yollarımızın kesiştiği kişilerden mi seçiyoruz hayatımızdaki insanları? Yoksa gerçekten doğru insan olduğu için mi o kişiyle kesişiyor yolumuz, bir anlamda kader gibi bir durum mu?

Haberin Devamı

Net bir cevap veremem açıkçası, yine de cevaplamaya çalışırsam eğer; anlaştığımız, hayata aynı noktadan baktığımız, birlikte gülebildiğimiz, bir bakışla ne hissettiğini anlayabildiğimiz, bizi iyi hissettiren, bize değer veren insanları hayatımızda tutmak isteriz. Çünkü onların yanında iyi oluruz, birbirimiz için doğru kişilerizdir. Doğru insanlarla -bu yar da olabilir, yaren de- yollarımızı kesiştiren şans mıdır, kader midir bilemem ama mühim olan o kişi hayatınıza girdiğinde kıymet bilmek...

- Sizi zorlayacak rolleri seçmeye özen gösterdiğinizi söylemiştiniz bir röportajınızda. “Gülizar”da bu anlamda sizi çeken ne oldu?

Murat ne kadar naif görünse de çok fazla duygu karmaşası yaşayan bir karakter. İnsanları üzmemek için kendinden fazlaca ödün vermiş, istek ve beklentilerini geri plana atmış biri. Onun bu çok katmanlı duygu hali beni çok cezbetti.

- Başarılı dizilerde izledik sizi bugüne kadar. Peki sinema? Nasıl bir projeye evet dersiniz sinemada?

“Rolün duygu hali beni cezbetti”

Haberin Devamı

Eğer bir filmde rol alacaksam güvendiğim, hayran olduğum bir yönetmen ve çok içime sinen, beni çok heyecanlandıran bir senaryo olmalı. Sinema benim için çok özel. Ticari bir alan değil. O yüzden gönlümden geçen gibi bir iş gelene kadar da bekleyeceğim.

- Kendinizi hayal ettiğiniz, yakıştırdığınız bir tarz var mıdır? Komedi işinde ya da dramda rol alsam diye örneğin?

Hiçbir ayrım yapmıyorum bu konuda. İyi yazılmış, beni zorlayacak her rolü denemek isterim büyük bir heyecanla.

- Mutsuz hissettiğiniz zamanlarda moralinizi yükseltmek, zihninizi boşaltmak için neler yaparsınız?

Uzun uzun oturup etrafı izlerim böyle durumlarda. Kendimle kalır düşünürüm. Müzik dinlerim. Ailemi ararım. Dostumla dertleşirim. Yürürüm ve nefes alırım. Sonra derim ki “Yürüyebiliyor ve nefes alabiliyorsun, kötü zamanında koşarak yanına gelen insanlar var hayatında. Peki sen neden mutsuzdun?” O anda hatırlarım, bunlar en değerli şeyler ve mutsuz olmam için bir neden yok...

Haberin Devamı

“Sakin bir hayat geçiriyorum”

- Küçüklüğünüzden beri çizim yapıyormuşsunuz. Eğitiminiz grafik tasarımı üzerine. Şu an çizim yapıyor musunuz?

Yanımda her daim defterim, kalemim ve fotoğraf lenslerim bulunur. Bazen 5 dakika, bazen 1 saat artık ne kadar vaktim varsa; aklımdakileri mutlaka kağıda dökerim. Çizmek, yeni fikirler üretmek, fotoğraf çekmek; bunlar hayatımın bir parçası ve beni ben yapan özelliklerimden. Kendime ayırdığım vakitlerde genellikle huzurlu ve yalnız zaman geçirmeyi seviyorum. İşim olsun olmasın sabah çok erken kalkmayı seviyorum, hemen evden çıkar trafik ve insan kalabalığı başlamadan dışarıda kahvemi içer, müziğimi dinlerim her sabah. Sonra spor. Sonrasında da işim yoksa yakın arkadaşlarımla yemek ve sohbet. Evde kitap, film ve bilgisayar oyunları, bazen de illüstrasyon yaparım aklımda yeni fikirler varsa. Genellikle evimin civarında, sakin bir hayat geçiriyorum diyebiliriz.