Cumartesi "Saçımı yeşile boyatınca yeşilli resimler yaptım"

"Saçımı yeşile boyatınca yeşilli resimler yaptım"

01.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Katodan Yansımalar adlı sergisini geçen hafta açan ressam Günseli Kato: "Resimlerimle rekabet halindeyim ama ben önde gidiyorum"

Saçımı yeşile boyatınca yeşilli resimler yaptım

Kendisi de söylüyor bunu: Günseli Kato her sergisinde resimleriyle rekabete girer.Geçen cumartesi alışveriş merkezi Uptownda açılan sergisinin davetinde de aynı şey oldu: Kato kocaman bir tuvali altın varakla kaplayıp alışveriş merkezinin girişine koymuş, tuvalin önüne kendisini yerleştirmişti.Misafirlerine, "Resimlerimin değil, benim nasıl olduğumu söyleyin" diyordu.Kato bu soruyla sanatçının en gizli merakını, en gizli rekabetini mi ortaya koyuyor dürüstçe; yoksa kendisini resimlerinin yanına katarak ikisine de çaktırmadan güç mü kazandırıyor? Her sanatçı biraz teşhircidir, hatta belki çok. Ama Günseli Katonunki başka türlü bir şey. Onun bir sergisinin açılışına gidenlerin şaşırması çok normaldir. Hemen şu soruyu sorar insan kendisine: Bu kadın için resimlerini mi sergilemek önemli, kendisini mi? Çok konsantre, ıstırap dolu ve o günü iple çekip, yarın sanki o günmüş gibi sıkışığımdır. Hiç uyumadan, "Başlamam lazım" deyip, o altı ay mı, bir sene mi, o hızla, o kalp çarpıntısıyla, "Kendimi nasıl göreceğim?" diye düşünürüm. Eserlerimi düşünmem, eserlerimden çok eminim, "Kendim nasıl olacağım?", bu garip. Bir sergiye nasıl hazırlanıyorsunuz? Nasılsınızdır o süreçte? Aynadan. Ben, önce ben önemliyim. "Ne halde olacağım?" Şimdi yaş ilerliyor, 40 yaşından sonra oluştu bu yeni durum. O yaştan sonra insan her gün farklı kalkıyor, yüzdeki çizgiler artıyor, hayat gaileleri artıyor, insan her gün farklı bir ifadeyle uyanıyor. Ben her gün farklı bir ifadeyle ama farklı da bir güzellikle uyanıyorum. Ben güzelliklere inanan bir insanım, kendine de aşık bir insanım. Bu seferki gösterimde, benim için bir gösteridir sergiler, nasıl bir kimlik içerisinde olacağım, nasıl bir görüntü içerisinde olacağım; saçım, başım, kılığım, kıyafetim, eserlerime nasıl yakışacak... Ressam ayrı, resimler ayrı olmaz. Ben de onun bir parçasıyım, serginin en büyük parçası. Eserlerinizden nasıl yansıyacağınızı mı merak ediyorsunuz, aynadan nasıl yansıyacağınızı mı? Tabii. Tekrar maviye döndüreceğim bunu. Bu sergi için bu. Saçlarımı değiştireceğimi söylediğimde berber önerdi bu rengi. Görünce şoke oldum çünkü sekiz senedir saçlarım mavi ve mavinin tonları. Önce alışamadım ama sonra bana çok yakıştığını söylediler. Bunun üzerine serginin açılışını yeşil konseptle yapmaya karar verdim. Bu yeşil saçlar da yeni işlerinizin bir parçası mı? Tabii. Üç hafta içerisinde yeşilli resimler yaptım. Ama nasıl güzel oldu! Ben bu yeşili hiç kullanmam resimlerimde, resimlerime yeşil girdi, benim tesirimle girdi. Peki, saçınızı yeşile boyattıktan sonra buna paralel olarak resimlerinize tekrar müdahale ettiniz mi? Her sergimde bir performans yaparım. Biraz müzikle, biraz beden lisanıyla, biraz işte giyimle kuşamla. Bu sefer böyle bir performans yapmak istemedim ve yapmadım sözde. Ama garip bir şekilde istemeden oluyor. Eserleri astık, asıldığı yerde insanlar seyredecek ama ben orada, burada, şurada olursam beni göremeyecekler çünkü orası bir alışveriş merkezi ve her yer dükkan dolu. Sabaha kadar oturdum, bir koca tuvali altın varakla boyattım. Getirdim onu, kapının girişine koydum ve önünde de ben durdum. Ve insanları hiç hareket etmeden orada karşıladım, orada "Güle güle" dedim. Yeni serginizde nasıl buldular sizi? Evet ama ben önde gidiyorum yine. Resimlerim ikinci planda kalıyor. Resimlerle rekabet ediyorsunuz yani... "İnsanlar sergide resimleri değil beni seyrediyorlar" Eleştirecek halde olamıyor ki gelenler, şok yaşıyorlar, böyle bir sanatçı yok. İnsanlar hayranlıkla, film seyreder gibi seyrediyorlar. Sarhoş oluyorlar. Nasıl eleştiriler aldınız bu serginin açılışında? Resimleri görmek için galerilere kimse gitmiyor. Sanatı halka götürmek lazım. Gerçi bu alışveriş merkezi sosyetik ama olsun. Resimlerinizi bir alışveriş merkezinde, mağazaların önünde sergilemek sizi rahatsız etmedi mi?