Cumartesi Üç haftada neler öğrendim?

Üç haftada neler öğrendim?

20.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bebek sayesinde başladığım yeni hayatın ilk 20 gününde öğrendiklerimden bazı konu başlıklarını aktarıyorum

Üç haftada neler öğrendim

igursoy@milliyet.com.tr Galiba biraz beklemem gerekecek. Çünkü şimdilik her gün o bana bir şeyler öğretmekle meşgul. Doktorda, evde, sokakta onun sayesinde bilgim görgüm artıyor. Zaman ya da önem sırasına sokmadan birkaç örnek vereyim. Batu bugün üçüncü haftasını bitiriyor. Bayağı yüzü gözü falan yerine oturdu, bir şeye benzedi. Bir haftada 450 gram alan, bir santimden fazla uzayan bir "gelişmekte olan ülke"ye dönüştü. Onunla konuşmaya çalışıyoruz ama bizi pek iplediği yok. Bilinmedik bir noktaya bakıp derin derin düşünmeyi tercih ediyor şimdilik. Oysa ona öğreteceğim çok şey var: Gökyüzünün neden mavi göründüğü, "timsah gözyaşları" deyiminin nereden geldiği, Ekşi Sözlük-itiraf.com farkı, Ortadoğu'daki bitmek bilmeyen kargaşa, neden Rüştü'nün yerine Volkan'ın oynaması gerektiği, OKEK ve OBEB'in ne işe yaradığı, Soner Arıca ve Levent İnanır'ın özbeöz kardeş olduğu falan filan... "Güzel oğlum": Yanlış Çocuk sevilirken asla "Güzel oğlum, akıllı oğlum" gibi olumlu ifadeler kullanılmazmış. Mazaallah, çocuğa nazar değermiş. "Çirkin oğlum, eşşek oğlum" demek gerekirmiş. Tabii bunu yaparken "çocuk sevme üslubunu" (tiz bir ses, anlamsız sırıtış ve kafayı sağa sola sallayarak çocuğun göbeğine doğru kapanma) bozmamak lazım herhalde. Ciddi ciddi bu lafları edersek hakikaten el kadar oğlana hakaret eder gibi görünebiliriz, çocuk da daha ilk günden "Bunlar beni hiç sevmiyor" hissine kapılabilir. Yetişkin insanların beynine beş dakika oksijen gitmemesi ölümle sonuçlanırmış. Bebeklerde ise bu süre 20 dakikaya kadar çıkabiliyormuş. Bunu bize Batu'nun doktoru Erhan Ateş söyledi "Tabiatın mucizeleri" kabilinden; bilgili ve rahatlatıcı üslubu, asla yükselmeyen ve düşmeyen sesiyle. Ne kadar ağlarsa ağlasın, her çocuk bebek arabasına bindirilip beş dakika tur attırılınca susarmış. Bu gerçekten doğru. Batu da üç saate varan Bağdat Caddesi gezintilerini pusetinin içinde gık demeden tamamlıyor. "Eşşek oğlum": Doğru Doktor Erhan Ateş'ten devam: Bebek için ideal ortam sıcaklığı 22-24 derece. 26'yı kesinlikle aşmamak lazım, çok rahatsız oluyorlar. Bu mevsimde banyodan sonra daha sıkı giydirmek şart değil, normal kıyafetleri yeterli çünkü çocukların bağışıklıkları düşüyor. Bir de her banyodan sonra bebek yağıyla masaj yaparsanız mest oluyorlar, deliksiz bir uykuya dalıyorlar. Büyükler gibi. Çocuğa "Akıl başa uyku göze" demek gerekirmiş. Böylece hem akıllı olurmuş hem de uyku sıkıntısı çekmezmiş. (Korkmayın; bu tavsiye doktordan değil, sevgili kayınvalidemden.) Bu da iki çocuk büyütmüş birinden tavsiye, rahatlatıcı olabilir: Bu ilk dönemde bebeğe karşı sevginiz, doğum öncesi tahmin ettiğiniz kadar değilse kendinizi kötü hissetmeyin. O dillere destan anne-baba sevgisi biraz da iletişim sayesinde sağlanırmış. Sizi tanıdığı, size güldüğü, iki çift laf ettiği günler var ya, o zaman aklınız başınızdan gidiyormuş. Bebek memeye yapışık biçimde yaşıyorsa endişeye gerek yokmuş. İlk altı hafta (ya da o meşhuuur 40 gün var ya) o bölgeyi doymak, dinlenmek, uykuya dalmak, sakinleşmek, parti vermek, bisiklete binmek, squash oynamak gibi akla gelebilecek her şey için kullanması normalmiş. İletişim kurunca onu daha çok seveceksiniz Eğitim-öğretim çalışmalarımızda başlıca yazılı kaynağımız, "Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler" (Epsilon Yayınları). Abartısız, neredeyse gün gün olan biten her şeyi sade bir dille anlatıyor. "Ulan bunda bir tuhaflık mı var?" dediğiniz pek çok şeyin normal olduğunu söyleyip rahatlatması da cabası. Bu kadar övüyorum, açıp iki sayfa okumuşluğum yoktur. Karım okuyor. Kendisi, mesela gazete okurken de tüm haberleri paylaşmak isteyen cinsten. Bu kitabı da çok beğendi. Dolayısıyla akşamları evde sesli okuma seansı var. Kitabın başarısını oradan biliyorum. Çok iyi bir ilk yıl rehberi