Yalı Hatun'da 115 YTL'lik hamburger

Otelin binası, girişi, lokanta salonları görkemli. Servis elemanları güler yüzlü ve giyim kuşamları düzgün.Bu tür lokantalara girince önce servis elemanlarını, sonra da mutfak sorumlularını tanımak isterim. Çünkü insan nerede olsa karın doyurur. Bir lokantada, hele hele lüks lokantada yemeği yemek yapan dekordan çok, servis personelinin kalitesi ve mutfaktakilerin becerisidir. Yemek salonu lüks mü lüks... Otelin adı Les Ottomans ya, lokanta da bir Osmanlı sarayı gibi döşenmiş. Kuruçeşme'deki bu otel binasının yerinde Osmanlı döneminde Muhsinzade Yalısı varmış. Otel binasını o yalıya benzeterek yapmışlar. Otelin sahibi Ahu Kerimoğlu Aysal, tanıtım broşürüne, otelde "saltanatı yansıttıklarını, konuklarını sultanlar gibi ağırlamaktan gurur duyduklarını" yazmış. Servis personelinin başında Hüseyin Onur Tokgöz varmış. Burak Karabulut ile Erol Arslan lokantaların sorumlusuymuş. Babür Özmetin de bizim masamızın sorumlusuydu. Mutfakta Avustralyalı şef Robyn Cooper ile Bolulu şef Hüseyin Tabak görev yapıyormuş."Ne yemekler var, fiyatları nedir?" diyerek mönünün kapağını açtım. Birden gözüme "Hamburger" ilişti. "Allah Allah... Sokak büfelerinde garibanların yediği Amerikan köftesinin bu sultanların lokantasında işi ne ola ki?" diye hayret ederken, birden karşısındaki fiyatı gördüm. Hayretim katmerlendi. Çünkü hamburger, listedeki en pahalı yiyecekti. Karşısında 115 YTL yazıyordu.Ama "Hamburger" yazısının altındaki açıklamayı okuyunca cahillik ettiğimi anladım. Çünkü bu hamburger, saf ve bakir Anadolu çocuklarının bildiği ve yediği hamburgerden değilmiş. Bir kere "mini"ymiş. Ama fiyatını tepeye çıkaran "Taze trüf mantarıyla hazırlanmış olması"ymış. "İçinde tamı tamamına 3 gram taze beyaz trüf, 6 gram siyah trüf mantarı rendesi bulunurmuş."Bilindiği gibi trüf mantarı bizim Antep yörelerinde çıkan domalan mantarının kokulusu. Avrupa'da rutubetli ormanlık alanlarda bulunuyor. En pahalısı siyahı, daha az pahalısı beyazı. Türkiye'de siyahı da beyazı da yok. İthal ediliyor.Şu mevsim beyaz trüf mevsimi olduğundan Yalı Hatun Lokantası'nda yemeklerin çoğu beyaz trüflü. Trüfü çok çok beğenen, yedikleri yemeğin üzerine trüf rendelettirmek isteyenler 1 gram trüf rendesine 12 YTL ödüyorlar. Trüflü konsome çorba 95 YTL idi. İçinde 3 gram beyaz trüf ile parça halinde siyah trüf varmış.Mönüde dikkatimi çeken yemekler ve fiyatları şöyleydi: İçinde 7 gram taze trüf olan risotto (İtalyan pirinç lapası) 105 YTL. Salatalar 25-35, dana ve balık karpaçyoları (ince dilimlenmiş çiğ etler) 30-35, buharda haşlanmış taze ithal kuşkonmaz 35, kuş ağzı mantı 30, kıtır hamura sarılı incik 48, ördek konfit 53, günün balığı 55 YTL. Tatlı olarak fırında pişmiş armut 21, frambuazlı milföy 19 YTL. Dikkat çekenler Ben önce buharda pişmiş kuşkonmaz yedim. Tazeydi. İyi pişmişti. Üzerine risotto yedim. Risottoya siyah ve beyaz mantar koydurtmadım. Onun yerine ufak ıstakoz parçaları koydular. Pek lezzetliydi. Frambuazlı milföy de güzeldi.Yemek salonunda her gece bir üçlü müzik yapıyormuş. Emre Tankal (gitar) ve Adem Gülşen (piyano) eşliğinde Jehan Barbur isimli bir genç hanım Fransızca şarkılar okuyor. Sesi yumuşak ve güzel.Servis personeline fiyatların yüksekliğinden söz ettim. "Bu akşam mönümüz. Öğle mönümüz daha makul çizgide" dediler. Öğle saatlerinde üç farklı fiks mönü varmış. Üçünün de fiyatı 75 YTL. İtalyan mönüsünde mozarella salatası, ravyoli ve tiramisu tatlısı; Asya mönüsünde karides ve sebze tempura (yağda kızartma) somon balığı ve krem brüle (yanık muhallebi); Türk mönüsünda günün zeytinyağlısı, ızgara et veya köfte, sütlaç var.Les Ottomans otelinin en görkemli lokantası Yalı Hatun, daha az görkemlisi Has Oda. Bu lokantalar Boğaz manzaralı. Bir de bodrum katında şarap kavı Kav Mahal var. Kav Mahal'de her zaman servis yok. Özel istek olursa müşteri ağırlıyorlar. Üç farklı mönü